Yetişkin okurlar için uygundur!
Bir Mahalle Hikâyesi...
Çok daha fazlası...
✨
"Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm ir...
Merhaba canlarım. Bir süredir planladığım özel bölümle konuk oluyoruz bugün size. Umarım severek okursunuz. 10.bölümde Ali Asaf ve Mahinev'in terasdaki konuşmalarını hatırlarsınız. İşte o sahneyi Ali Asaf'ın bakış açısıyla okuyacaksınız. Umarım keyif alırsınız. Yorumlar son iki bölümdür inanılmaz düşük. Bu zamana kadar takılmıyordum ama artık çok üzücü olmaya başladı. Okunma sayımız yüksek çünkü. Bu bölümde dahil son üç bölümün yorumları en kısa sürede 1k'yı geçer umarım. Oy verdiysek başlayalım, yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. 🌸
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Söylenemiyor çok şey, susmadan." - Özdemir Asaf
Bölüm Şarkısı: Şiire – Gazele / Ahmet Kaya
•••
Ali Asaf
Saatlerdir peşinde dolanmam hiçbir şey ifade etmemişti. İçim içimi yiyordu onunla konuşmak için. Yaptıklarımdan pişmandım. Onu gördüğüm bazı anlar, içimde oluşan o değişikliği görmezden gelmek yaptığım en büyük aptallıktı. Üzerine gitmek ve aceleci davranmak da değildi niyetim ama duramıyordum işte...
Çünkü aklın başından gitti lanet herif...
Başımı sağa sola sallayıp, son zamanlarda içimde beni uyaran ve sürekli bana ağzına geleni sayan sesi susturmaya çalıştım. O sesin haklı olduğunu kabul edemeyecek kadar inatçıydım.
Ayşe'nin annesiyle ilgili anlattıklarından sonra, Mahinev'in değişen yüz ifadesini ve donup kalmasını fark edince kalbim buz kesti. Aklından geçenleri, neleri hatırladığını az çok tahmin etmek damarlarımda buz gibi bir öfkenin gezmesine sebep oldu.
Tüm dikkatler ona dönmeden önce harekete geçtim.
Bakışlarımı zorla Mahinev'in üzerinden çektim ve "Hadi gençler," dedim Selim ve Kaan'a doğru dönerek. "Kızlar bize aşağı katı ayarladı. Gidip dinlenelim, yarın çok işimiz var. Hem," derken, bir Mahinev'e, bir Ayşe'ye baktım. "Ayşe'de dinlensin, kendine gelsin," dediğimde kızın yüzünde minik ama çekingen bir tebessüm oluştu.
Mahinev'in gözleri bir anda benimkilere kilitlendi ve sanki yaptığım şeyin farkındaymış gibi bana ışıldayan gözlerle baktı.
Bu kız senin kalbinin ağzına sıçacak... diye fısıldayan sesi görmezden geldim
Ama bana öyle bir gülümsedi ki dizlerimin titrediğini ve benden bağımsız hareket ederek, yere çökmek istediklerini hissettim.
Ben o an da kaybolmuşken, Kaan ayaklandı. Selim de kalktığında hepimiz kızlara iyi geceler dileyip kapıya doğru ilerledik. Arkamızdan bizi geçirmek için geldiklerini görünce adımlarım yavaşladı. Kaan yanında getirdiği çantayı yerden alınca, Selim'le birlikte önden yürümelerine izin verdim. Selim kapıdan çıktı, bende arkasından yürürken hafifçe arkamı döndüm ve sağ elimi telefon işareti yaparak kulağıma götürdüm.