Gerginlikten terlemiş ellerini giydiği pantolona silip mekandan içeriye girdi. Oldukça modern dizayn edilmiş, kenarda masaların ortada ise pistin olduğu bir bardı. Renkli ışıklar pisti aydınlatırken masaların üzerindeki ışıklar sadeydi. Hızla göz gezdirip aradığı kişiyi gördüğünde adımlarını oraya çevirdi.Changbin yanına gelen beden ile hemen ayağa kalktı. Karşı karşıya dikilirlerken ikisi de aşırı heyecanlıydı. Birbirlerinin yüzlerini ezberliyorlardı. Nasıl bir şeydi bu? Sadece göz göze gelmişlerdi ve resmen ilk görüşte aşık olmuşlardı.
"Merhaba..." Seungmin mırıldandığında Changbin'in bakışları direkt dudaklarına kaymıştı. Dudaklarının hareketi bile zarifti.
"Merhaba, hoşgeldin." Changbin eliyle karşısını işaret ettiğinde ikisi de karşılıklı oturdular. Sürekli birbirlerini inceliyorlardı. Changbin ilk gördüğünde düşündüğü gibi hala çocuğun güzelliğini düşünüyordu. Nasıl bu kadar güzel olabilirdi ki?
"Bu kadar olacağını tahmin etmiyordum. Yani buluşacak kadar." dedi Seungmin.
"Açıkçası ben de beklemiyordum çünkü birbirimizi bulacağımızı düşünmüyordum. Ama bulduk." Changbin gülümsedi. Seungmin gülüşüne takılırken, diğeri bir şeyler sipariş etmişti.
Saat ilerledikçe ikilinin sohbeti artmış, kaynaşmaya başlamışlardı fakat ortamdaki müzik sesi de arttığı için birbirlerini duyamıyorlardı. En son Seungmin'in dediği hiçbir şeyi anlamadığında kalkıp Seungmin'in yanına oturdu.
"Seni duyamıyordum, böyle daha iyi." Pekala, duyma açısından iyiydi evet, fakat yakınlık açısından ikisi için de durum iyi değildi. Dipdibelerdi ve Seungmin hissettiği sıcak nefes ile kendinden geçiyordu. Belki içtikleri alkolün de yardımı vardı fakat Seungmin Changbin'e çekildiğini hissediyordu. Aynı şekilde Changbin de.
Ama Seungmin daha yeni tanıştığı biriyle böyle bir şey olmasının doğru olmayacağını düşündü. Tamam sohbet ettiler ve birbirlerini beğendiler ama, daha tanışmıyorlardı bile.
Ama Changbin çok yakışıklıydı. Giydiği hafif transparan siyah tişört kaslarını ortaya çıkartıyordu. Sıktığı parfümü Seungmin masanın öbür tarafından bile hissedebiliyorken şimdi dibindeydi. Kalp şeklinde dudaklarının kendi dudakları üzerinde nasıl duracağını da merak ediyordu açıkçası.
"Çok düşünüyorsun, düşünme." Yüzlerini yaklaştırdı Changbin. "Bu gece böyle olsun." İkisi de aynı anda birbirlerine uzandıklarında birleşmişti dudakları. Seungmin koltukta ona doğru kayıp ellerini diğerinin göğsünde birleştirdi. Changbin de ona doğru eğilmiş, bir elini beline diğerini ise destek almak için koltuğa yaslanmıştı.
Seungmin'in eli sabit durmuyor, arada ensesine çıkıyor, oradaki saçlarla oynuyordu. Yüksek sesli müziğe rağmen duyuyordu Seungmin ıslak sesleri. Changbin Seungmin'in üst dudağını çekiştirdiğinde Seungmin mırıldanmayla karışık bir inilti bırakmıştı. Changbin bu sesle dudaklarına daha çok asılmıştı.
Changbin Seungmin'i belinden kendine daha çok çektiğinde Seungmin bir bacağını yanına atıp kucağına çıktı. Şimdi iki eli birden belindeydi ve sürekli orada geziniyordu. Seungmin istemsiz bir şekilde kendini Changbin'e bastırıyordu. Nasıl bu hale gelmişlerdi? Ne ara gelmişlerdi?
Ama Changbin'in dediği gibi ikisi de düşünmüyordu.
İlk çekilen Changbin olduğunda Seungmin yine mırıldanmıştı. Nefeslerinin düzene girmesini bekledi önce Changbin. Seungmin gözlerini kapatmış, alnını omzuna yaslamıştı. Belindeki ellerini arkasında birleştirdi.
"Arabama gitmek ister misin?"
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Glance | seungbin
FanfictionGittiği mekanda bakıştığı çocuğa ilk görüşte aşık olan Seungmin. [ mini fic ]