Bölüm 2: Dızcı Velet

11.4K 904 1.6K
                                    

Medya: Safa

SA bu hikaye aşırı derecede kekoluk, zaman zaman klişe mahalle sahneleri (söz saz çalmayacaklar) içerebilir. Ara ara elimden 'duyar kasma' kaçarsa affola, geri kalan kısım bol eğlenceli, cinsel gerilimli, romantik olacak.

Zaman zaman şakalar sevilen sanatçılara falan kayarsa kızmayın, ben kara mizahı da aşırı severim ama burada yaparsam beni asarlar Watty girişine. Neyse bölümde BTS şakasına alınanlar olmaz dilerim, V'yi çok seviyorum ben de çok dadlu oyyyşş♥️

Bir de son olarak (valla son) oy vermeyi unutanlar var, bilerek değil gerçekten unuttuklarına eminim çünkü hepsi benim canım 👉🏻👈🏻

Yorum yapmaya vaktiniz yoksa acaba hemencik oy verebilir misiniz? 🫶🏻

✨✨

Safa dolmuşa binerken, sigaranın son nefesini tam dolmuşa binmeden içine çekip dolmuşun ilk basamağında dışarı üfleyen bıyıklı adama tip tip baktı.

"Lan zaten havuz problemi gibi ciğerimin 3/4'ü çalışmıyor, geriye kalan 1/4'ini de al götüne sok, kelebek konmuş at yarrağı." diyerek söylenip adamdan en uzak noktaya kaçtı.

Dolmuşun ön kısmında "Parasını gönderemeyen üzerini alamayan!?" diye bağıran kızıl saçlı kızı görünce de şok oldu. Bugün her şey acayipti. Kelli felli, şişko okul müdürü yerine getirip manken koymuşlar, badem bıyıklı, tıknaz muavin yerineyse liseli bir kızı çalıştırıyorlardı.

Neyse ki o evraklarını teslim etmiş, ilk iş gününü sabırsızlıkla bekliyordu şimdi. İlk maaşıyla kardeşi Seher'e o çok istediği Winx mi Pinx mi her ne zıkkımsa oradaki kızıl saçlı elemanın oyuncağını alacaktı, 'Kocaman kızın ne işi var oyuncakla?' deseler de kardeşinin içinde kalmıştı, görüyordu bunu Safa.

Hem kardeşi 8. sınıfa geçmiş, genç kızlığa adım atmak üzereyken çocukluktan kalan yarası, uktesi olsun istemiyordu abisi olarak.

Diğer kardeşine de pahalı boya takımı, şövale, tuvalden oluşan o çok istediği seti alacak, Asaf'ın gözünde beliren mutluluk parıltısıyla kendi canına can katacaktı.

"Kaptan beni sağda tükür!" diye bağırıp indikten sonra deri ceketinin cebinden kehribar rengi tesbihini çıkarıp, parmakları arasında döndürerek evine doğru ilerledi.

Eski nişanlısı Yaren'in evinin önünden geçmemek için yolunu uzatıp, kahvenin olduğu yola saptı. Soğuyan havanın etkisiyle deri ceketinin yakalarını kaldırıp kahvenin dışında hiç masa kalmamasına güldü, dayılar içeri kaçmıştı demek.

Kahvenin kapısını açıp "Selamın Aleyküm paşalar, şeytanınız bol olsun." diyerek, kahvenin kapısından içeri girmeden, geride tuttuğu bedeniyle selam verdi.

Bu duman altı mekana girse ölüsü çıkardı da, Kurtlar Vadisi'nde Çakır öldükten sonra lokma dağıtan halk Safa'nın lokmasını da dağıtıverirdi mazallah.

Mahalleli selam verip, içeri buyur etse de o dumanda değil batak oynamak kartları karamazdı. Hoş gittin, beş geldin diyerek çıktı kahveden. Evine giderken okulu düşündü, gördüğü saçlarını inek yalamış gibi yapıştıran veledi hatta kırıtık müdürü bile düşündü.

Ne acayip adamdı yav? İnsan onu kırmaktan korkardı, hayatında ilk kez böyle bir erkek görüyordu.

O küçükken mahallesinde şişman biri vardı hayal meyal hatırladığı, 'Top Mustafa' derlerdi çocuğa, sadece mahalleliye göre daha kibar ve sessiz olduğu için. Bu müdürün konumundan dolayı ona kimse bir şey diyemezdi tabii. Giyiminden belliydi cakası, fiyakası adamın. Giydiği boktan süveter bile kaç paraydı Allah bilir? Ey para sen nelere kadirsin diye düşünüp evin kapısını çaldı.

HADEME |BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin