43

217K 15K 12K
                                    

Scorpions - The Future Never Dies

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Scorpions - The Future Never Dies

Upuzunn bir bölümle geldim bol bol yorum yapmayı unutmayınnn

Elimdeki meyve suyu kutusunun dibinde kalan suyu içerken pipetten çıkan sesler sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Pipete daha fazla eziyet etmekten vazgeçerek ucunu dişlerimin arasından çektim. Hastaneye girmeden hemen önce kenarda gördüğüm kutuya çöpe atmış ve yoluma devam etmiştim.

Hastanenin içerisine girdiğimde adımlarımı direkt asansöre yönlendirmiştim. Soner'in odasının olduğu dördüncü katta durduğunda asansörden inerek koridoru yavaş adımlarla yürüdüm.  Odanın kapısı görüş açıma girdiğinde adımlarım mümkün olduğunca daha da yavaşlamıştı.

Sonerle olan en son samimi hallerimiz dün hastane yatağında sarmaş dolaş uyandığımız zamandı. Aramız soğuk değildi ama hala daha çözülmemiş sorunlar, konuşulmamış meseleler vardı. Hala geçmemiş olan kırgınlığım kalbimdeydi. Hal böyle olunca bir anda bu olaydan önceki halimize dönemiyordum. Uyandığı ilk gün Soner'e söylediğim gibi o anlık yalnızca bir süreliğine bu konuları rafa kaldırmıştım çünkü onu fazlasıyla özlemiş ve daha fazla ayrı kalamamıştım.

Tam odanın önüne ulaştığımda kapı açılmıştı. İçeriden beyaz önlüklü sarışın bir kadın çıktığında doktor olduğunu anlayıp tebessüm etmiştim. Kadın da bana karşılık verip fazla durmadan yanımdan geçip gittiğinde koridordaki sandalyede oturmakta olan Emre'ye çevirdim bakışlarımı. "Soner'in doktoru mu değişti?"

Birbirine bağladığı kollarını çözdü. "Hayır, bu kadın Psikiyatrist."

Gözlerim koridorun sonundaki kadına döndüğünde yüzümde bir gülümseme belirmişti. Soner'in tedavisindeki en büyük adımdı bu. "Boşuna gülme," Emre'nin sesiyle bakışlarımın odağı o oldu. "Dün de geldi bu kadın. Soner tek kelime etmiyor."

Dudaklarım gülümsememi bozarak düz bir hal alırken "Ben görmedim geldiğini." dedim. Daha da kötüsü Soner bana bir Psikiyatrist'in odasına geldiğini söylememişti.

"O sırada sen yoktun, ben de yoktum. Tam ben geldiğimde kadın odadan çıkıyordu, öyle öğrendim. Durumu ile alakalı sorular sordum 'hasta ile iletişime geçemeden bu konuda bir şey diyemem' dedi. Belli ki Soner hiçbir şey söylememiş."

"Şaşırmadım." dedim hissiz bir gülüşle beraber. Bu olayın hayatımızda köklü değişimler yaşatmayacağını zaten tahmin etmiştim. Soner hala aynı Soner'di, ölümden dönmüş olması onun için bir anlam ifade etmiyordu çünkü o ölmeyi istiyordu. O gün biraz daha geç gitmiş olsaydık eğer Soner istediğini elde etmiş olacaktı.

Şu an çok basit bir ihtimalmiş gibi geliyordu ölüm. Sanki o korkuyu yaşamamışım gibi kolaylıkla dile getirebiliyordum. Hayatımdaki en sevdiğim insanlardan birisi intihara meyilli bir insandı ve ben ne yaparsam yapayım bunun önüne geçemiyordum. Bu hayatta sadece ölüme çare bulunmaz dedikleri doğruydu. Ben her yolu denemişsem de yine bir şekilde benden bir adım önde olmayı başarıyordu bu kavram.

İZLER KALIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin