44: will fuck you till morning lights

16.5K 1K 2.1K
                                    

|annie lennox; I put a spell on you ⚠️|

I put a spell on you
Because you're mine
You better stop the things you do
I tell you, I ain't lying
I ain't lying
You know I can't stand it
You're running around
You know better daddy
I can't stand it 'cause you put me down

Minik Christianlar için.. En sevdiğiniz bölümlerden biri, keyfini çıkarın.

Güzel geceler.

"Kralınız Cehennem'in kapılarının anahtarını da istiyor mu? Sanki Siyah Köprü'nün tamamını istemesi biraz az olmuş Vasilis?"

Karşımdaki elçi, ondan bana haber getiriyordu. Sarayımın kapısına dayandığında heyecandan, onlar gelene kadar toplantı odasında dört dönsem de aldığım tek haber sevgilimin sikik bir köprünün geçişlerini ona vermemi istemesiydi. "Bilirsiniz, bunun için sizinle görüşmek istemedi efendim. Kendileri hali hazırda biraz meşguller, uzlaşarak anlaşabileceğimizi düşündüler." Alayla kısa bir gülüş sunup arkama yaslandığım sandalyemden sırtımı ayırıp elçiye doğru yaklaştım. "Kralınıza söyle Vasilis, resmi bir isteği varsa o güzel kı-" Gözlerimi yumup gülümseyerek son anda sustum. "O güzel kalçalarını bir zahmet kaldırıp yanıma gelsin."

Vasilis bir süre baktıktan sonra tebessüm etti. "Efendim anlıyorum ancak-"

"Vermiyorum izni, söylersin."

Dört gün önce, taç giyme töreni.

"Geldin." Etraftakiler adımı bağırırken mırıldanırcasına konuştum. Gülümsedi. "Seni yalnız bırakamazdım, ne olursa olsun." Hafifçe yutkunup gardımı indirircesine omuzlarımı çökerttim. "Taehyung, ben.."

"Sana bir şey göstereceğim," Etraftakiler coşkuyla içkilerini yudumluyorken ilgileri bizim üzerimizde değildi. Hızla elimden tutup," Vasilis, bir sorun olursa ön bahçeye gel." Vasilis'e söylenirken beni nazikçe çekiştiriyordu. Vasilis onaylarcasına bir kez başını eğip eline bir içki aldı. Taehyung beni arkasından geldiği merdivenlere çekiştiriyorken ağzımı bile açmadan koşar adım peşinden gidiyordum. Elini tutuyor, eşsiz kokusu burnuma dolarken ensesini seyrediyordum. Beni büyülemiş gibiydi.

Ön kapıya vardığımızda durdu. Nefes nefese başımı kaldırıp ona baktım. "Taehyung.." Kısaca gülümsedikten sonra başını çevirdi. Merakla baktığı yere baktığımda iki tane simsiyah atın taşıdığı araba kapıda duruyordu. Gözlerim merakla arabayı süzerken yürümeye başladı. Elimi bir saniye olsun bırakmıyordu. Arabanın kapısına vardığımızda yüzüklerin süslediği parmaklarıyla nazikçe kapıya tıklattı.

Birkaç saniye sonra kapı açıldığında hafif çatık kaşlarımla içeriye bakmaya çalıştım. İçeriden sıyrılan mor, saten elbise etekleri göz kamaştırırken çıkan kadın nefes kesiciydi. Beni gördüğü gibi gülümseyip gözlerini kıstı. "Taehyung," Bana yaklaşıp baştan aşağı süzdü. Gözlerini süzerek kapatıp başını iki yana salladı. Bakışları çok ağırdı, hafifçe yutkundum. "Kudurmakta haklıymışsın canım."

Gözlerim Taehyung'a dönerken o gözlerini devirip kollarını göğsünde birleştirdi. "Ah çocuğum, bu yaşama sana bakanların aklını başından al diye mi gönderildin?"

"Anne."

Taehyung'un huysuzluğu Lilith'i güldürürken, Lilith bana yaklaşıp yanağıma nazik bir öpücük kondurdu. "Tebrik ederim çocuğum, seni takdir ediyorum." Gülümseyip başımı eğdim.

lilith's sin ⸸ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin