Sarayın adaleti ve misafir

167 29 25
                                        

Prens doğup büyüdüğü yere yeniden geldiğinde Joseon'da bayram havası vardı. Askerler, halka erzak dağıtıyor, her yere bayrak asıyordu. Şehrin şenliğe çevrilmesinin tek nedeni vardı. Prensin hastalığının geçtiğine inanılmasıydı. Hizmetliler oradan oraya koşturuyor, devlet adamları sarayı ziyarete geliyordu. Ancak kesin olan bir şey yoktu,henüz.
  Hekimler Prensin odasına geldi. Kral'da merakla yerini kalabalığın arasında almıştı. Prens yatağına uzanmış yatarken etrafında daire oluşturmuş kişilere bakıyordu. Kraliçe,Kral,annesi, kardeşleri,kıyafetlerinden anlaşıldığı kadarıyla devlet adamları ve sarayın üst düzey hekimleri vardı. Seokjin kendini yalnız  ve gergin hissediyordu.  Birden düşünmeden edemedi. Etrafinda bu kadar insan varken nasıl yalnız hissederdi? Keşke Taehyung burada olsaydı.  Bu düşünce onu üzmeye yetmişti. Ancak kapıdan geleni görünce de yüzünde bir gülümseme oluştu. Namjoon geliyordu. Onu görünce kafasını eğmiş ve Kralın arkasına geçmişti. Hekimler nihayet ona bakmaya karar verince de herkes sus pus olmuştu. Seokjin yaklaşan hekimlerle derin nefes aldı. Bu hastalığın varlığını nasıl göstereceklerdi çok merak ediyordu.  Hekimler iğneleri vücuduna batırırken hissetmemeye çalıştı.  Bileklerine, boyun bölgesine, ensesine... Sayamayacağı kadar çoktu. Hekimin biri başında gözlerine doğru bakarken diğeri de nabzını tutmuştu. Seokjin gözlerini kapattığında tek istediği şey bu  muayenin çabucak bitmesiydi.

"Sonuç nedir?" Kralın sesini duyan Seokjin gözlerini açtı. Hekimler yanından çekildi.

" Nabzı artık  her insan gibi normal atıyor, verdiği tepkiler de oldukça normal. "

"Ne demeye varıyorsunuz?"  Dedi Seokjinin annesi.

"Bir şey söylemek için erken ancak Hastalık vücudunu terk etmiş gibi görünüyor." Herkesin yüzünde oluşan gülümseme. Ne kadar samimi, ne kadar sahteydi Seokjin bununla ilgilenmedi.  Babasına baktı, Krala. Kral kaşlarını kaldırmış ona bakıyordu. Düşüncelere dalmış gibiydi. Seokjin neden öyle durduğunu anlamadı. Ama yanına gelip sarılan kardeşiyle merak havası dağıldı.

"Yaşasın hyung! Beraber talim yapabiliriz artık. Seninle at üstünde kılıç sallayabiliriz." Changbinin  mutluluğu sesine de yüzüne de yansımıştı. Seokjin gülümsedi.

"Seve seve."

"İyileşmene sevindim 4. prens. Bir dağın başında şifa  bulman... Mucize." Kraliçenin sözleri herkesi diken üstünde hissettirse de kimse bir şey demedi.  Kraliçe odadan çıkarken çocukları da peşine takıldı. Herkes yavaş yavaş çıkarken Kral, Namjoon, annesi ve kardeşi kalmıştı.

"Sağlığına kavuştuğuna hala inanamıyorum."

"Bir yılı beraber atlattık Namjoon. Sen gerçekten iyi birisin." Namjoon gülümsedi. Arkadaşının sağlığı her şeyden önemliydi.
Kral geldi yanına. Ona dolu gözlerle baktı.

"Umarım bir daha hastalanmazsın Prens. Kendine dikkat et. " Kraldan bu güzel cümleleri duymak Prensi duygusallaştırdı.

"Öyleyse beraber küçük bir talime çıkalım mı hyung? " Changbin ona istekle bakarken Seokjin buna itiraz edemezdi.

"Olur. " Yerinden kalktı ve üstünü düzeltti. Saray hanımı hizmetlileri çağırdı ve talim için kıyafetlerini değiştirdi. Kılıcını da kuşandığında kapıda bekleyen Changbin ve Namjoonla eğitim alanına gittiler. Herkes ona şaşkınca bakıyordu. Çünkü prensi kılıçla fazla görmemişlerdi. Eğitim alanına geldiklerinde alan boştu. Seokjin ve Chhangbin ortada durdu.

"İyi bir asker gibi dövüşün." Dedi Namjoon ve köşeye çekildi. Seokjin kardeşinden ilk hareketini bekleyerek kılıcını kaldırdı. Dakikalar sonra birbirine meydan okuyan kardeş ciddi bir iş yapıyormuş gibi üstlerine oynuyordu. Seokjin nefes almada zorlansa da bırakmadı. Kardeşinin de ondan farkı yoktu. Bu nedenle üstün geleceğini düşünürdü ki öyle de oldu. Kılıcı Kardeşinin boynunda yerini aldı. Changbin kılıca baktı sonra da abisine.

Two Men In Love Taejin/Vjin [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin