Merhaba arkadaşlar
Buraya uyarı yapmam gerekiyor.
1 yıl atlatacağız hikayede
Ancak bu 1 yılin içinde olan önemli olayları anlatacağım. Geçiş bölümü diyelim. Daha sonra olaylar kronolojik olarak devam edecek.Hadi başlayalım
Müzik önerileri
Belki-dedubluman
Geri dön-sezen aksu
Black swan-BtsIyi okumalar dilerim. ❤️
.
.
.
.(Yolgezer'in gidişinin ertesi günü.)
"Hala çıkmadı mı odadan?"
"Hayır efendim, yemekleri de yemiyor. Sağlığı konusunda endişeliyiz. Hekimlere görünmek istemiyor."
"Üstelik içeriye sadece iki kişi alıyor."
"Kral'a haber verelim mi?"
"Hayır! Bu olay burada kalacak. Başkasının kulağına asla gitmeyecek."
Namjoon Saray hanımı ve Baekhyun ile bu konuyu konuşuyor ne yapacağını bilemiyordu. Derin bir nefes aldı. Kapının önüne gitti. Tıklattı kapıyı. Ancak ses gelmemişti.
"Prensim kapıyı açın lütfen. Yemek yemelisiniz. "
Bir ses gelmedi. Namjoon da böyle düşünüyordu. Prens dün çok üzgündü. Ve akşamdan beri dışarıya adım dahi atmaması onları telaşlandırmıştı.
"Seokjin...açar mısın kapıyı? Böyle yaptığın için tedirgin oluyoruz. En azından seni görmeme izin ver." Namjoon biraz daha bekledi. Ancak ses gelmeyince kapıdan çekilmek için adım atmıştı ki kapısı yana kaydı. Namjoon bakıp içeri girdi hemen. Prens yatağında yerini almıştı. Onun yanına gidip yatağının yanında diz çökmüştü.
"Seokjin böyle yapma. Hastalığın hala sürüyor. Çok endişeliyiz. Yemek yememekte ne oluyor?" Namjoon aradaki mertebeleri bırakıp arkadaşına kızmıştı. Onun canı için endişeliydi.
"Seni anlayabiliyorum. Onun gidişi seni üzmüş olabilir. Ama elbette bir gün gidecekti. O bir yere ait değil Jin." Namjoon Prensten hıçkırık duydu. Ardından da ağlayan sesini. Namjoon Prensin derdini biliyordu. Dün sabah Yolgezerin gittiğini söyledikleri andan itibaren Prensin hal ve davranışları değişmiş, akşamında dışarı çıkmamaya başlamıştı.
"Aranızda farklı bir şey olduğunu gördüm Seokjin. Yolgezer hep farklı geldi sana. Ama gideceğini biliyordun. " Seokjin gerçekleri duyunca daha da hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Bilerek sevmişti o. Gidecekti elbet, kendi ağzıyla söylemişti binlerce kez. Ama Seokjin ummuştu ki gitmezdi, o da severse kalırdı. Demek ki sevmemiş diye düşündü Prens, sevse gitmezdi. Seokjin yatağında kalktı. Yanındaki dostuna sarıldı. Biraz da onun omzunda ağladı. Namjoon kederle onun omzunu sıvazlıyor, teselli veriyordu. Elbette ikisinin arasında yaşananları görmüş, bilmişti. Arkadaşının Yolgezerin yanında ne kadar tuhaf davrandığını, onu merak etmesini hep anlamıştı. Keşke uzak durmasını sağlasaydı belki hiç sevmezdi Yolgezeri Prensi.
"Gelmez geri değil mi Namjoon." Prensin sesini bugün ilk kez duyan Namjoon sesindeki kırıklığı fark etmişti.... Doğrular canını yakacaktır prensin, sustu bu nedenle. Ancak prens susmadı.
"Onu ilk görüşümden beri merak ediyordum. Çok konuşmuyordu Namjoon ama ben hayatını duymak için günlerce uykusuz kalabilirdim." Seokjin ağlamaya başladı sessizce. Gidişi hala canını yakıyordu.
"Ne ara kaptırdım kendimi ben böyle! Gitti, bırakıp gitti Namjoon. Koynunda sabahladığım gecenin sabahında bir veda etmeden gitti." Belki de en çok üzen şey buydu onu. Sevişirken gözlerinde aşkı gördüğünü düşünmüştü Prens, meğerse vedayı görmüş. Göğsünde uyumadan önce saçından öpmüştü, elveda diyemedigi için. Seokjin düşündükçe kahroluyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Men In Love Taejin/Vjin [Tamamlandı]
FanfictionJoseon Hanedanlığı... Dönemin en güçlü Kralı Woo Hyuk'un 4. oğlu Kim Seokjin amansız hastalıkla mücadele eder. Halk ve Kraliyet hüzün içindedir. Kral bu hastalıktan kurtulması için yeryüzündeki tüm hekimleri ağırlasa da sonuç vermez. Ve kral bir g...