Bölüm 1

94 7 11
                                    

Hikayeye başlamadan önce bir uyarı yapmak istiyorum. İş olsun diye yapmıyorum artık burama kadar geldi çünkü

Bu kitap Otayuri kitabı değil. Gelip gidip Otayuri propagandası yaparak benim tepemin tasını attırmayın! Başlatmayın Otayuri'den! Bu kadar Otayuri aşığıysanız gidin Otayuri okuyun beni de kurgumu da rahat bırakın. 

Tek bir Otayuri kelimesi görürsem, işte o zaman olacaklardan sorumlu değilim.

Diyeceklerim bu kadardı. Umarım uyarım dikkate alınır. Buyrun;

Saatler akşamın 22.30'unu gösterdiğinde, Yuri bunaldığını hissederek balkona çıktı. Karşı bina uzun zamandır boş duruyordu ve bugüne kadar alıcısı çıkmamıştı. Yine boş bir harabeyi izleyeceğini varsayarak, dudaklarına götürdüğü sigarasını yaktı. Sigaranın yanmasıyla birlikte karşı binadaki dairenin ışıklarının da yanması bir oldu. Yuri hayal gördüğünü zannederek gözlerini kırpıştırdı. Oraya hangi ara biri taşınmıştı?

Çok geçmeden balkon kapısı yavaşça açıldı ve genç bir bayan balkona çıkarak sigarasını yaktı. Yuri'yle aynı anda,aynı amaç uğruna balkona çıkması bir tesadüf müydü? Yoksa işaret mi?

Balkon camının ardından yansıyan ışık, genç bayanın silüetini az çok meydana çıkarıyordu. Yuri'den biraz daha uzun boylu, ince fakat yapılıydı. Dalgalı saçları boynuna kadar uzanıyordu. Yüzünün etrafını da üflediği sigarasının dumanı kaplıyordu.

Yuri yaşadığı civarı ve insanlarını iyi tanırdı. Ancak bu kız, onun bildiklerinden değildi. Buraların yabancısı olduğu ayan beyan belli oluyordu.

Farkında olmadan bakışlarını uzun müddet boyunca kıza dikmişti. Gizemli komşu, karşıdan birisinin ona baktığını hisseder hissetmez, iki parmağı arasında tüttürdüğü sigarayı balkon korkuluğunda söndürerek anında hızlı adımlarla içeri kaçarcasına girip, ortadan kayboldu.

Yuri, ona baktığı fark ettiğini ve kızdığını varsayarak içini kaplamaya hazırda bekleyen utanç duygusunun harekete geçmesine izin verdi.

''İşim gücüm yok onu dikizleyeceğim!'' diye içinden geçirerek sakin bir şekilde içeri geçti.

Mutfağa kaynamakta olan çaya bakmaya gittiğinde, burnuna gelen leş gibi koku, çöpün kaç gündür atılmadığının haberini veriyordu ona. Bütün gün çalıştığı gibi bir de başına bu iş çıkmasına içinden küfrederek çöpleri büyük çöp torbasına doldurdu. Dışarı çıkarmaya gidecekken kedisi Potya bacaklarına sürtünmeye başladı

''Potya işim var bebeğim daha sonra''

Potya her zaman sahibinin sözünü dinleyen akıllı bir kediydi, fakat bu sefer dışarı çıkıp çöpü atıncaya kadar ona eşlik etmek ister gibi bir hali vardı. Kapıya kadar Yuri'yi takip etti. Kapıyı açması için iki ayağının üzerine kalkıp tırmalamaya başladı. Bir yandan da miyavlıyordu.

''Ne var Potya?''

Bir şeyde ısrar ediyormuş gibi durmaksızın miyavlamaya devam etti. Yuri'nin son çaresi kapıyı açmak oldu. Açar açmaz Yuri'den önce var hızıyla merdivenleri indi. Potya'nın bu olağandışı hareketine akıl sır erdiremeyen genç oğlan arkasından seslendi

''Hey Potya! Derhal buraya gel!''

Sesi apartman boşluğunda yankılanmıştı ve Potya ise hiç oralı olmamıştı. Dış kapının önünde sabırsızlıkla birinin açmasını beklemekteydi.

Yuri tekrar çöp torbasını eline aldı ve sensörlü ışığa elini sallayarak yanmasını sağladı. Sokak terliklerini ayağına geçirdikten sonra aşağı indi. Potya hala apartman kapısının önünde beklemekteydi.

''Neyin var kızım senin?'' dedi tekrar bu alışılmadık hareketine bir anlam arayarak

Çöpü atmak üzere apartman kapısını açtığında, Potya adeta bir fişek gibi fırlayarak soluğu çöp konteynırının önünde aldı. Sanki beklediği biri vardı.

Sahiden de vardı. Yuri birkaç adım yaklaşıp çöpü attıktan sonra, konteynırın yanına eğilmiş birisi ayağa kalkarak, kapüşonunu indirdi.

Kucağında da Potya vardı. Yeni bir sahibi bellemiş gibi sevdiriyordu kendini bu yabancı kıza.

Yuri sokak lambasının hatırı sayılır derecede aydınlattığı ışık altında tanıdı kızı. Az önce karşı apartmanın balkonunda gördüğü yeni komşusundan başkası değildi.

''Sizin galiba''

Kızın sesi alto sayılabilecek tonda, asil ve maskülendi.

''Şeyy...evet''

Kız kucağında tuttuğu kediyi sahibine uzattı

''Sokaktaki kedileri besliyordum. Onu daha önce görmemiştim. Ev kedisi olduğu belli. Ele çok alışkın''

''Öyledir. Bir şey soracağım''

''Nedir?''

''Siz karşı tarafa yeni mi taşındınız?''

''Evet. Birkaç gün oluyor. Neden sordunuz?''

''O daire uzun zamandır boştu. O yüzden sormuştum''

''Artık değil'' dedi yabancı kız oturduğu daireye bakarak

''Sizden önce orayı alanlar bir hafta dahi duramadılar. Dairenin uğursuzluk getirdiğine inanılmaya başlanmıştı''

Kız birden ciddileşti

''Bırakın bu cinli perili masalları. Şu zamanda başınızı sokacak bir yeriniz olmasına bile şükretmelisiniz''

Yuri'nin de o an içindeki asi kaplan uyanmış gibiydi

''Merak etmeyin. Yeterince şükrediyorum zaten''

''O halde mesele yok. İyi akşamlar''

Arkasını dönüp karanlığa karışırken, ardında aklı bulamaç olmuş bir Yuri bırakmıştı.

O gerçekten bir kadın mıydı? Sesi ve duruşu oldukça maskülen, heybetli bir kadın, kadın olacak kadar gerçek miydi?

''Sıkıntılı mıdır nedir? Gecenin bu saati ne işi varsa dışarıda'' diye kendi kendine söylendikten sonra eve girmek üzere adımlarını apartmana sürüdü.

Eve girer girmez Potya'yı yere bıraktı. Mutfakta suyunu ve mamasını verdi. Sevimli kedi afiyetle yemeğini yerken uzun tüylerini nazikçe okşadı

''Onu gördün mü acaba? Evde ben yokken balkona çıktığın zaman mı gördün ki?... İçinin ısınmadığı kişilerin seni kucaklamasına izin vermezsin.''

Kendi kendine sesli düşünse bile Yuri hala kedisinin bu tavrına cevap aramaktaydı. Bütün bunların bir anlamı var mıydı?

Bir yandan da yeni komşusuna kolay kolay alışamayacağını hissediyordu. Aynı zamanda hala tuhaf biri olduğu kanaatindeydi...

Yorgun Demokrat [Yuri Plisetsky Fanfic]Onde histórias criam vida. Descubra agora