★ / endişe

29 3 0
                                    


05102022

Bekledi.

Bekledi ve uzunca bir süre içindeki endişe tohumunu büyütürek bir fidan haline getirdi. Ve en sonunda bekledikçe büyüyen  fidanın yaprakarı zihnini bulandırdı.

Saatini yokladı. Etrafına baktı. Gelip giden kalabalığın arasında sıkışıp kaldığını hissetti.

Korktu. Deli gibi korktu. Telefonuna sarıldı. Ona yardımcı olacak birilerini aradı. Ama günün sonunda saatler geçti. Endişesi içinde kök salmış bir ağaç oldu. Kimse yardımcı olamadı. Olsalar bile artık içindeki ağacın kökleri hareketsiz kıldı bedenini.

Yaprakları zihnine ulaşan endişe ağacının düşünmesine izin verdiği tek şey eviydi. Evinin yolunu biliyordu.

Adımladı. Omuzları düşmüştü bir süredir. Gözleri dalgın, korku stres türevi duygularla doluydu. ve ruhu... ağırdı.

Derince bir nefes aldı. Fakat göğsü sıkıştı. Canı yandı. İçindeki yoğunluk ağlaması için ısrarcı olsada o bunu istemiyordu. Telefonundaki aramaları görmezden gelerek sadece evine yürümek istiyordu.

Tam olarak evi dahi sayılmasada dünyada en azından yabancısı olmadığı bir yerdi. En azından yatağında bir nebze olsun rahatça uyuyabiliyordu. Bu yüzden gidip uyumak istiyordu.

Yanan gözlerini kapadı. Kaşınan burnunu çekti. Ve kayıp bir ruha çarptı. Gözleri kapalıyken dahi kim olduğunu analyabildiği ruh, rüyasında deli gibi aşık olduğu kişinin ta kendisiydi.

Geri çekilerek bir kaç adım, zorlukla aralayabilidiği gözleriyle hafifçe eğildi ve özür diledi. Yola bakmayan kendisiydi. Derdi neydi ki önüne bakmıyordu? Ölmek mi istiyordu?

Kötü bir düşünce diyerek savuşturdu zihnindeki yaprakların arasına onu.

"İyi misiniz?"

Kafasını olumlu anlamda salladı. İlk karşılaşmaları pek iyi olmadığından ve Chanhee'nin zararı ödeme teklifi geri çevrildiğinden konuşmak olanaksız görünüyordu.

Fakat bu sefer ısrarcı olan Juyeon'un kendisiydi. Berbat halde olduğu apaçık ortada olan bedenin yanında adımlamaya başladı. Chanhee dalgınca kaldırırken başını Juyeon hafifçe gülümsedi.

"İyi görünmüyorsunuz."

Juyeon'un yanında olmasını istemiyordu. Varlığını yok saymıştı çoktan. Günden güne ruhunu karanlıklaştıran şehirden kaçmak istemişti sadece. Adımlarını durdurarak endişeli görünen Juyeon'un da durmasını sağladı. Ne diye endişe ediyordu bir yabancı için?

"İnsanlar iyi hissetmediklerinde ne konuşmak ister ne de iyi olmak."

Sesi oldukça net çıkmıştı. Yeniden yalnız yürüyeceğini düşünsede Juyeon onu yalnız bırakmamakta ısrarcıydı. Dalgın Chanhee'nin dikkatini veremediği kadar çok araba geçip giderken yoldan, onu yalnız bırakmak sağlıklı olmazdı.
Konuşmasına izin vermeden atıldı.

"Rahatsız etmek istemiyorum fakat oturup dinlenmelisiniz. Biraz ileride çalıştığım kitapçı var.  Eğer isterseniz orada dinlenebilirsiniz. Sizi rahatsızetmeyeceğime söz veriyorum."

Geldiği yönün ters istikametini işaret eden parmağının gösterdiği eski kitapçıya bakmak için çevirdi kafasını Chanhee. Oraya sıklıkla giderdi. Bir süredir kapalıydı. Juyeon diğer mağzada çalışmıyor muydu? Burada işi neydi?

Çatık kaşlarıyla ona herhangi bir geri dönüş yapmadan kitapçıya ilerlemeye başlamıştı. Haklıydı. Bu halde eve giderse yaşlı komşusu ve torunu iyi olmadığını hemen anlar ve kendisini yalnız bırakmak istemezlerdi.

Saatler geçti. Hava karardı ve eski kitapçının iç ısıtan ışıkları akşam aydınlığının bir parçası oldu.

Chanhee kafasını ahşap masaya yasladı. Bir süredir yaptığı gibi sessizce kitapları dizmekle uğraşan Juyeon'u izlemeye devam etti. Baygın gibi hiçbir şey düşünmeden öylece izliyordu genci. Dizdiği kitapların ismini okuyor ve daha önce okuduklarını ayıklayıp okumadıkları hakkında tahminde bulunuyordu içinde.

Gurur ve Ön yargı

Bir delinin anı defteri

Gençlik

Bilinmeyen Adanın Öyküsü...

"Adım Juyeon. Lee Juyeon."

Hafifçe irkilmişti Juyeon'un ona dönüp ismini söylemesiyle. Her şeyden çok öğrenmek istediği şey adıyken bunu bu kadar kolay duyabileceğini düşünmemişti. Kafasını yasladığı masadan kaldırarak saçlarını geriye doğru taramış ve dudaklarını aralamıştı.

"Choi Chanhee."

"Şimdi daha iyi görünüyorsun."

"Kötü bir gündü."

Cümlesinin ardından yeniden yanan burnunu çekti derince bir nefes alırken.

"Unutmak istediğim bir gün."

"Umarım yeni gün unutmana yardımcı olur."

İkiside bunun olmayacağını biliyordu. Juyeon en azından umut etsede Chanhee'nin içindeki ağaç henüz çok tazeydi.

08102022

çok sahiplenmeden çok ait olmadanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin