29092022★
Uyandığında terler içinde kalmıştı. Öyle korkmuştu ki
rüyasının gerçekliğinde, bir daha uyumak dahi istememişti. Henüz yeni yeni doğuyordu güneş. Odasının perdelerini aralamadan atmıştı bedenini sokağa.Yan komşusu yaşlı adam elinde sabah gazetesiyle karşılamıştı onu. Torunu yine erkenden çıkmıştı evden. Küçük huysuz çocuk dedesini endişelendire dursun Chanhee halsizce günaydın diyebilmişti ellerini kapşonlusunun ceplerine sıkıştırırken.
"İyi görünmüyorsun."
Gülümseyerek onaylamıştı kaşları çatık olan yaşlı ruhu. İyi hissetmiyordu.
"Korkunç bir rüya gördüm efendim."
Sonbahar varlığını turuncuya boyadığı gökyüzüyle inceden inceden belirtiyordu artık. Chanhee rüyasının etkisinden anca sonbaharın soğuğunda yürürse çıkacağına inanmıştı çaresizce.
"Okuduğum bir kitapta rüyaların hünerli sihirbazlar olduğunu söylüyordu yazar."*
Haklı olmalıydı yazar. Rüyalar gerçektende hünerli sihirbazlardı. Chanhee'nin parçası olmaktan kaçınmak istediği bir gösteriydi rüyaları.
"Hiçbiri gerçek değil ama gerçek kadar görünürler."
Yaşlı adam gazetesini kolunun altına sıkıştırarak dalgın olan ruhun omzunu sıkmıştı hafifçe. Ne gördüğünü sormak yerine artık uyandığını hatırlatmak istemişti samimiyetle.
"Gözünü araladın, canını yakan sihrin yanılsama olduğunu anladın. Ne gördüğünü bilmiyorum evlat ama yola anlatarak ferahlatabilirsin içini. Yol kendisiyle birlikte uzaklara taşır onları."
"Sanırım öyle yapacağım efendim."
Öyle yapmıştı. Fakat işe yaramış mıydı emin değildi. Kendi kendine yürürken öylece delirdiğini dahi düşünmüştü. Sinirle saç tutamlarını geriye doğru taradı. Bu durumdan nefret etmişti.
"Hey! Dur artık!"
Duyduğu adım sesleriyle kafasını kaldırması ve küçük agresif komşusuyla çarpışması bir olmuştu. Onu en son dedesine bağırırken görmüştü. Hala öfkesi üstünde gibide olsa birinden kaçıyordu. Chnahee daha neler olduğunu anlamadan yere düşen küçük, ayaklanarak arkasına saklanmıştı.
"Peşimden gelmeyi bırakmasını söyle."
"Neden kaçıyorsun?"
Peşinden gelen diğer beden ise soluk soluğa adımlarını durdurmuştu. Görünüşü bir çocuğu kovalayacakmış gibi görünmeyen genç kafasını kaldırdığında ise Chanhee korkuyla dona kalmıştı.
Rüyasındaki bedenin gerçek biri olamdığını düşünürken cap canlı bir şekilde karşısında durduğuna inanmak istememişti. Hala rüyada olduğunu düşünse bile her şey gerçekti.
Korkuyla uyandığı rüyasındaki genç, Chanhee'nin arkasındaki bedene endişeyle bakarken sormuştu.
"Kardeşiniz mi?"
Chanhee durumu anlayamamıştı.
"Rüya hünerli bir sihirbazdır"
Rüyasının verdiği sarhoşluktan kurtulmak istercesine kaşlarını çatıp Juyeon'un sorusuna karşılık yine sormuştu.
"Neden bir çocuğu kovalıyorsunuz?"
"Yanlış anladınız. Kötü bir niyetim yoktu. Kardeşiniz..."
Juyeon yarım bıraktığı cümleyi Chanhee'nin arkasında sessiz kalmakla yetinen çocuğun hırkasının eteğine sakladığı kolunu işaret ederek tamamlamıştı.