Şarkı önerisi : Disfruto
Iyi okumalar💕
.
.
.Hayat Seokjin'e kenarları çiçeklerle süslenmiş yollar sunmadı hiç. Prens olmuştu mesela ama hastalığı vardı. Çocukluğunu yatağında yatarken hatırlıyordu hep. Annesi vardı, sevgisini esirgiyordu. Kardeşi bu kenarları çiçeklerle dolu yolda kollarına koşarken Seokjin annesinin yanında nasıl davranacağını kestiremiyordu. Çok insan vardı çevresinde kim dost kim düşman bilmiyordu.
Şimdi ise karmaşık duygular denizinde yüzüyordu. Ne hissediyordu? Ne yapmalıydı ? Bu doğru muydu? Ne oluyordu içinde? Bir türlü kendisiyle olan hesaplaşmasını bitiremiyordu. Gecede uyuyamamıştı zaten, onu düşünürken. Dönüp durmuştu yatağında. Hiç mi sevmeyi denememişti sahi birisini? Deli divane olduğu tek şey nasıl gezileri olabilirdi? Sevseydi de sürükler miydi peşinden sevdiğini? Beraber gezerler miydi? Seokjin'in gözünden bir yaş düştü. O gezemedi ki onunla. Bu hastalığı terk etmedikçe bedenini çıkamazdı Joseon'dan. Sonra güldü. Ne diye yan yana düşünüyordu ki kendisiyle onu? Ondan hoşlanmaya ihtimal bile vermeyen birisi niçin bu kadar canını yakıyordu?
Evet, iç hesaplaşması bundandı. Inkar edemezdi daha fazla. Daha ilk görüşte içinde kıpırdanan duyguların farkındaydı. Farklı gelmişti ona Yolgezer. Her hareketini izlemişti yolculukta. Yağmurun altında kalmaları, hastayken başında beklemesi... Evet bunlar aşık olmak için neden değildi. Öylesine olmuş şeyler daha güzel olmaz mıydı zaten? Seokjin sözlerine kapılmıştı, bakışlarına bitmişti. Onun gülüşüne saklamıştı tüm neşesini. Fark etmeden aşık olmuştu. Bu kısacık zamanda Taehyung fethetmişti gönlünü. Ondan bu telaşıydı, gidecek olmasından korktuğu için diretiyordu. Bunu dün gece anlamıştı. O sohbetten kaçtıktan sonra... Giderse ne yapardı bilmiyordu. Evet daha önce hayatında o yoktu zaten ama olduğundan beri de büyük bir fark olmuştu. Yeni duyguları tatmıştı sayesinde. Gittiğinde boşluğu dolar mıydı bilmiyordu.
Seokjin o günleri düşünmek istemiyordu. Yatağından kalktı. Şafak yeni doğuyordu, herkes uyuyor olmalıydı. Odasından sessizce çıktı. Güneşin doğuşunu çok övmüştü Jimin. Izlemek istiyordu. Dışarıya doğru gitti. Etrafa şöylece bir baktı. Güneş ışıkları ağaçların arkasından ona ulaşırken yavaşça, mavi gökyüzünde kızıl izler bırakıyordu bir yandan da. Güneş başka doğuyordu sanki buraya! Seokjin sarayda gördüğü güneşin doğuşunu hatırlıyordu da bu kadar net değildi. Masanın olduğu boş yere gitti ve soğuk mindere oturdu. Gerçekten soğuktu, Seokjin titredi ama umursamadı. Gecenin soğuğu duruyordu henüz. Alışırdı sorun değil. Gözlerini kapattı. Etrafı dinledi biraz. Bunu yola çıktığından beri yapıyordu ve o kadar güzel hissettiriyordu ki doğanın sesini duymak... Yalnız olmadığını bilmek huzur veriyordu. Sonra küçük kahkahalar duydu. Gözlerini açtı. Sesin geldiği tarafa baktı. Jimin ve Taehyungtu bu. Prensin kaşları çatıldı. Ellerinde su kovaları vardı. Sohbet ederek geldiler. Onu görmediler henüz. Sonra dün Yoongi ve Hoseok un köpek için yaptıklarını kulübenin önünde durdular. Prens ne konuştuklarını merak ediyordu. Iki gündür samimi olmalarını neye yormali bilmiyordu. Köpek uyanmıştı. Kabına su koyanları görünce ayağa kalkmış etrafta zıplamaya başlamıştı. Taehyung eğilip onu seviyordu. Ona bir şey söyleyen Jimine döndü. Kafasını salladı. Jimin prensin olduğu tarafa doğru yürüdü. Ancak ona bakmadan geçmişti. Anlaşılan görmemişti onu. Sonra gözü yine köpekle oynayan adama takıldı. Yüzünde bir gülümseme oldu. Hiçbir kaygısı yoktu sanki. Eh, doğru tabi, ne geçindirmek zorunda kaldığı ailesi vardı, ne de ekip biçmekle uğraştığı tarlası.
Yolgezer hayatını kendisi şekillendiriyordu. Bembeyaz hayat sayfalarını neşeyle, yeni yerlerle,yeni yüzlerle dolduruyordu. Eğer yaptıkları sanat olup resmedilseydi eğer en büyük sanat olurdu, şüphesiz. Kendisi de sanattan farksız değildi ya. Esmer teni, kahve gözleri, kuzgun karası saçları, uzun boyu. Genç delikanlı yasak elma gibiydi. Her şeyiyle cezbediyordu. Ve Prens yasak elmasına sahip olabilmek için her şeyi yapabilirdi. Bir müddet daha izledi, aklına kazıdı görüntüleri sonra kalktı oradan. Son kez bakıp gitti odasına. Zira,biraz daha baksaydı eğer bahşedilen güzelliğinin baştan çıkarıcı olduğunu, kendisini büyük bir günaha sürüklediğini söylemekten çekinmeyecekti. Ancak bunu yapamadı. Duyguların içinde kopmasına müsaade etti. Onu rahatsız edemezdi, hakkı yoktu. Burada geçirdiği günleri güzel hatırlamasını isterdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Men In Love Taejin/Vjin [Tamamlandı]
FanfictionJoseon Hanedanlığı... Dönemin en güçlü Kralı Woo Hyuk'un 4. oğlu Kim Seokjin amansız hastalıkla mücadele eder. Halk ve Kraliyet hüzün içindedir. Kral bu hastalıktan kurtulması için yeryüzündeki tüm hekimleri ağırlasa da sonuç vermez. Ve kral bir g...