Jongdae ağzındaki lokmayı bitirdi ve lafa girdi. "Ya sizin askeriniz de kızınıza aşık olursa, komutanım?" dediğinde çoğumuz güldü. "O zaman komutanınızı çok iyi anlarsınız."

Yarbay Yujun güldü ve içeceğinden büyük bir yudum aldı. "Askerlerimizin çoğu iyi insanlar. Hatta bu sene aramıza katılan asteğmenlerden birinin kızımla görüşmesini gerçekten çok isterdim."

Namjoon "Ooo..." dedi. "Gelen 70 yaramazdan mı bahsediyoruz? Kimin grubunda o şanslı asteğmen?"

Yarbay güldü. "Gerçekten yakışıklı bir çocuk ama burada söylemem uygun olur mu?.." diye sessizce söyledi.

Sağımda oturan Kyungsoo hemen gözlerini büyültüp masaya doğru eğildi. "Şu an aramızda mı, komutanım?"

İnce ince doğranmış etlerin olduğu tabağa uzandım, yemek çubuklarımla onlardan biraz alıp Baekhyun'un tabağına koydum. Gülümseyerek bana baktı ve teşekkür etti.

"Rica ederim yavrum." deyip koca bir lokmayı ağzıma sokmuştum ki Yarbay Yujun'un "Evet, Chanyeol'ün grubundan." demesiyle duraksadım. Gözlerim anında onu bulurken bozuntuya vermemeye çalışarak ağzımdaki yemeği çiğnedim ve masanın altından Baek'in elini tuttum.

"Vay, çok merak ettim kim olduğunu." Minseok gülerek konuştu.

"Sehun." Yarbayın sesinden sonra rahatlamış ve Baekhyun'un elini bırakmıştım. Bir an Baekhyun'un adını söyleyecek ve içten içe çok kuduracağım diye panik yapmıştım. Neyse ki bu görev şu an için Jongin'e devredilmişti.

Sehun adam akıllı bir tepki bile vermedi, yemek çubuğunu oynatırken yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi ve tabağına geri döndü. Jongin de umursamışa benzemiyordu.

"Gözlemlerime göre gerçekten iyi bir çocuksun." dedi yarbay.

Sehun başını eğdi teşekkür edercesine. "Sizden duymak gurur verici komutanım. Teşekkürler."

"Damat adayı pek de kibarmış." Başka bir yarbay gülerek söylediğinde Sehun böyle ciddi bir laf beklemiyor olacak ki öksürdü. Jongin de yüzündeki yapmacık gülümsemeyle yarbaylara baktıktan sonra su bardağını sıkıca tuttu.

"Ee, sen ne diyorsun Sehun?" diye sordu Yugyeom. "Komutanlardan teklif almak kolay değildir."

"Ben," deyip duraksadı Sehun. Bu konu üzerinde konuşmayı çok istemiyor gibiydi. "Şu anda bir ilişki düşünmüyorum, komutanım." Jongin yanında olduğu için rahatsız olmuş olacak ki bakışlarını hemen komutanlardan çekip tabağına dikti.

"Neden ki? Bence..." Yarbayın sözünü yarıda kesen şey Jongin'in birden ayağa kalkıp Sehun'un kolundan tutmasıydı.

"Kalk." dedi Jongin normal bir şekilde. Sehun sorun çıkacağını anladığı için masadakilere sahte bir gülümseme sundu ve bana baktı. Başımla gitmesi için bir işaret yapacaktım ki Jongin benden erken davranıp Sehun'un kolunu daha sıkı kavradı ve sesini yükseltti. "Kalk!"

Sehun sessizce "İzninizle..." dedikten sonra masadan kalktı ve Jongin ile beraber uzaklaştı. Bunun ardından da birkaç komutan, masadan kalktıkları için saygısız oldukları hakkında zırvalamaya başladı.

"Sohbetinize doyum olmaz." dedim iki avucumu masaya yaslayıp ayağa kalkarken. "Ben kaçıyorum. Devriye gezeceğim." Sandalyeme astığım tüfeğimi omzuma geçirdim ve binaların arka tarafından geçip ormanın derinliklerine doğru yürüdüm.

Sınırda olduğumuz için tek kişi gezmek tehlikeliydi ama ben hariç birçok kişi devriyedeydi, kulaklıklarımız sayesinde iletişim kurabiliyorduk. Ayrıca lojmanların çatılarında bir sürü gözcü asker vardı ve bir şey görürlerse bize haber veriyorlardı.

Kod Adı: Bela •chanbaek•Where stories live. Discover now