◇
song mingi; müzikal topluluğunun baş tacı, her yıl defalarca sahnelenen müzikallerin yıl boyunca dillerden düşmeyen ve çevre kampüslere kadar taşan şarkılarının bestecisi, kulüp üyelerinin deyişiyle de sahnedeki eski piyanonun efendisiydi.
bir şar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎶 madrigal ── SENİ DERT ETMELER
DONDURMACIDAN eve giden yolu yavaş adımlarla aşarlarken Mingi hâlâ düşüncelerinin arasında kaybolmuş gibi hissediyordu.
Sonbaharın gelişiyle yavaş yavaş etkisini göstermeye başlayan serin hava ve hafif rüzgârın sokaklara getirdiği sakinlik ikisini de sessizleştirmişti. Mingi aynı anda öyle çok şey düşünüyordu ki bir şey konuşabilecek gibi hissetmiyordu zaten.
Yunho'nun "Daldın gittin." diyen sesi düşüncelerinden ayırdı genç adamı. "Ne düşünüyorsun?"
"Bilmem." dedi genç adam bir anlık duraksamadan sonra. Seni, diyecek hâli yoktu ya. "Birçok şey. Zihnim şunu düşünüyorum diyebileceğim kadar berrak bir akışa sahip olmadı hiç."
Yunhu güldü hafifçe. "Sürekli notalar ve şarkı sözlerinin kafalarına göre uçuşup durduğunu düşünürsek..."
Mingi de ona katılıp güldü. "Doğru."
"Haydi tam şu anda aklından geçen şarkı sözünü söyle."
Genç adam bir an duraksadıktan sonra güldü. "Nasıl yani?"
"Geçenlerde defterinden bir sayfayı göstermiştin ya hani. Karmakarışık cümleler ve sözcükler vardı. İlham geldiyse aklımdaki her cümleyi yazıyorum demiştin. Şu anda da aklında bir sürü cümle olduğuna eminim."
"Yani..." dedi Mingi, "Bir şeyler dolaşıyor öyle darmadağın."
Yunho merakla baktı ona. "Haydi söyle o zaman. Tam şimdi düşündüğün cümleyi."
Mingi bir an durup kararmış gökyüzüne ve orada belirmeye başlamış yıldızlara baktı. "Yıldızların hırsızları mı var?"
"Ne?"
"Aklımdan geçen cümle." dedi genç adam. "Buydu."
"Yıldızların hırsızları mı var..." diye tekrar etti Yunho. "Peşinden ne gelir bunun?"
"Bilmem." dedi Mingi yerdeki bir taşı ayakkabısının ucuyla ittirirken, "Muhtemelen bununla kafiyeli bir şeyler."
Genç adam bir an onunla birlikte gökyüzüne baktı ve düşündü. "Tutamam, hep yeni bir gün doğar?"
Mingi kaşlarını kaldırarak hızla ona çevirdi başını. Yüzündeki o şaşkın ifadenin karşısında Yunho kendini tutamayıp güldü.
"Ne?"
"Nereden aklına geldi bu?"
Yunho omuz silkti. "Yıldızların hırsızları mı var, dedin ya. Şey gibi düşündüm, şarkıda konuşan kişi gece saatlerini seviyor ve sabah olmasını istemiyormuş gibi değil mi? Yıldızlar gündüz kaybolduğu için de yıldızların hırsızları mı var, diyor. Yıldızları yerinde tutamadığı için de gün doğuyor falan, gibi işte."