Prolog

97 8 0
                                        

Bellatrix endişeliydi. Eyer duydukları doğruysa lordun çoktan dönmesi gerekirdi. Sonuç olarak Potter'lerin karanlık lordu yenmesi imkansızdı. Rodolphus'da endişeliydi. Bella'nın iyimserliğine sahip değildi. Lordun yenilme ihtimali vardı. Bellatrix konuştu:
-Her şey yolunda gitmiştir değil mi?
-Bilmiyorum Bella. Her şey o kadar acele geliştiki.
Doğruydu. Rezil farenin ötmesi üzerinden çok zaman geçmemişti. Bellatrix o fareyi parçalamak istiyordu. Nasıl bir insan arkadaşlarına bu kadar kolay ihanet edebilirdiki. Nasıl kendilerine ihanet etmeyeceğinden emin olabilirlerdiki. Bellatrix kalktı.
-Ben Godric's Hollov'a gidiyorum.
-Lord bundan memnun olmaya bilir Bella.
-Yinede gideceğim Rodolphus. İster benimle gel ister burda kal.
-Peki bende geliyorum. Narcissa'ya haber verelimde biz dönene kadar Emily'yle kalsın.

Bellatrix başını salladı. Neredeyse iki aylık kızını öylece bırakıp gidecekti. İlk başta kimse hamile olduğuna inanmamıştı. Cissy sen ve çocuk asla yan yana gelemez diye alay ediyordu. Sonradan tabi özür dilemek zorunda kalmıştı. Hemen Malfoy malikanesinin önüne cisimlendi. Malfoy'lar bahçedeydi.
-Cissy!
-Bella ne oldu.
-Rodolphus'la benim acil bir işimiz var. Emily'ye bakar mısın?
-Tabiki Bella.

Bellatrix Cissy'nin işlerini sorgulamamasına sevindi. Lucius'un meraklı bakışlarının altında Lestrange malikanesine cisimlendiler.
-Emily uyuyor mu?
-Evet.
Rodolphus Narcissa'yla dönen Bella'ya baktı.
-Teşekkürler Narcissa. Haydi gidelim Bella.
Vakit kaybetmeden cisimlendiler. Potter evini buldular. Dikkatlice girdiler. Kanı bozuk Potter ölmüştü. Bellatrix sırıtmaya başladı. Her şey yolunda gitmiş olmalıydı. Evin hasar görmüş ikinci katına çıktılar. Gördükleri ilk odaya girdiler. Bılanıkta ölmüştü. Ama çocuk hala hayattaydı. Alnında şimşek biçimli bir yara izi dışında bir sorunu yoktu. Bellatrix olamaz! diye haykırdı. Lord başarısız olmuştu. Bu nasıl olabilirdi ki? Rodolphus azı açık bir şekilde çocuğa bakıyordu. Bellatrix öfke ve kararlılıkla konuştu.
-Karanlık lord gitmiş olamaz. Onu bulup yardım etmeliyiz.
Rodolphus konuşamadan çocuk gülmeye başladı. Sanki Bellatrix komik bir şey yapmıştı. Elini Bellatrix'e uzatıyordu. İki Lestrange şaşkın şaşkın bir yaşındaki Harry Potter'e bakarken Harry ise Bellatrix'e uzanmaya çalışıyordu. Bellatrix geri geri kaçarken konuştu:
-Benden uzak dur melez.
Bellatrix uzaklaştığı için çabalarını Rodolphus'a yöneltti. İkiside ne yapmaları gerektiğini bilmiyordu. Bellatrix konuştu:
-Gidelim burdan.
Rodolphus başını sallar sallamaz Harry ağlamaya başladı. Bellatrix Emily'yi nasıl sakinleştirdiğini düşündü. Tabi Emily iki aylıktı. Niye çocuğu sakinleştirmek istemişti bilmiyordu. Bir an Rodolphus'la kendisinin öldüğünü ve Emily'nin yanlız kaldığını düşündü. Hayır yanlız kalmazdı. Cissy ve Lucius ona bakardı. Rabastan ona bakardı. Peki bu çocuğa ne olacaktı? Rodolphus birden konuştu:
-Ya böylece bırakıp gideriz yada onu öldürürüz. Tabi lord bunu hoş görmeyebilir. Aslında üçüncü bir seçenek daha var ama...
Bellatrix kızgın bir sesle konuştu:
-O seçenek lorda ihanet olur!
-Evet haklısın ama ihtiyarın eline mi geçsin?
-Bize ne!

Bellatrix aslında kendini ikna etmeye çalışıyordu. Üçüncü seçeneyi en başta kendisi düşünmüştü. Ama lordlarının düşüş sebebi olan çocuğu kendi çocukları yapmak ihanetten başka neydiki?
-Haydi ama Bella çocukta bizi istiyor.
-Onu lorda sadık hale getirebiliriz. Onuda ölü gösterebilir miyiz acaba?
Rodolphus düşündü.
-Emin değilim.

Bellatrix'de düşünmeye başladı.
-Buldum. Umarım yaşı yüzünden problem olmaz.
-Ne buldun Bella?
Bellatrix cevap vermedi. Asasını Harry'ye doğrulttu ve mırıldanmaya başladı: Meus fictus mors ab hoste vetat.  Virtus atra, meque in tempore verte, Ut mirabitur hostis.
Çocuk artık ölü gibi gözüküyordu. Yararlı bir ilizyonla karışık karanlık sanattı. Dokunanın hisslerini şaşırtması karanlık sanat olarak sınıflandırılmasının nedeniydi. Belli bir süre sonra büyü kalkacaktı. Çocuk ağlamayı bırakmıştı. Galiba gitmeyeceklerini anlamıştı. Büyü sesi etkilemiyordu. Çocuğa sessizlik büyüsü yapmak yerine tüm çevresine yaptı.
-Bunu yapabildiğini bilmiyordum Bella.
-Lordtan öğrendiğim bir büyü. Tabi çok zamanımız yok. İhtiyar hemen birini göndersede Harry'le evimize dönsek.
Aşağıdan ayak sesleri duydular. Kendilerine hayalbozan yapıp beklemeye başladılar. Gelen Severus Snape'ydi. İkiside şaşırdı. Snape'nin burda ne işi vardı. Severus duyar duymaz gelmişti. Ölü Potter'i tekmeledikten sonra Lily'yi aramaya başladı. Bulduğunda onunda ölü olduğunu gördü. İnanmayı reddetti. Göz yaşları sessizce akarken elini nabzına koydu. Yüzünde çok şaşkın bir ifade belirdi. Çatlak bir sesle mırıldandı: çözül!
-Severus!
Çatlak bir sesle konuşmuştu. Severus sersemletten çözer çözmez adını söylemesi yine şaşırmasına sebep oldu. Sessizce minnettarım lordum diye mırıldandı. Lily tekrar aynı sesle konuştu:
-Severus sen misin? Ha Harry yaşıyor mu?
-Evet benim. Harry...
Gidip çocuğu kontrol etti. Ölmüştü.
-Üzgünüm Lily.
Bellatrix hızla evde bir yangın başlattı. Az önce olanlara bir anlam veremiyordu. Bılanık ağlarken Severus yangını farketmişti. Severus onu mutlu ederek zaten durdurulamıyacak yangını durdurmaya çalışmadı. Harry'nin cesetine ulaşmaya çalıssada başaramadı. Bılanığıda alıp hızla cisimlendi. Bellatrix Harry'yi kucağına aldı ve Rodolphus'la cisimlendiler. Hepsi için yeni bir hayat başlıyordu. Rodolphus gülümseyerek konuştu:
-Harry Lestrange. Annene benzemeni istiyorum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 04, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Lestrange FamilyWhere stories live. Discover now