16.Bölüm: GEÇMİŞTEN GELEN MİSAFİR

7.7K 721 777
                                    

Uzun bir aradan sonra geri döndük!

Geri dönüş konuşmamızı bölüm sonunda yaparız diye düşünüyorum. Şimdi doğrudan sizi bölümle baş başa bırakıp kaçıyorum. Sadece buraları ve sizi çookkk özlediğimi belirtmek isterim :')

Hikayemize devam etmeden önce yıldızları yakmayı unutmayalım 🌟

Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim :')

Keyifli okumalar!

*

Zaman hızla akıp gitmiş ve eski hayatımdan geriye kalan her şeyi de beraberinde alıp götürmüştü.

Saruhan'la birlikte bıçaklanıp eski evimde çaresizce yardım beklediğimiz geceden bu yana bir aydan fazla zaman geçmişti. Ardımda bıraktığım her an beni yeni hayatıma hazırlarken aynada baktığım yüzüm bile hala yabancı geliyordu.

Saruhan'la ilk tanıştığım gün gözlerinde kendi cenazesini kaldıran, kalbi solup gitmiş hayallerinin mezarlığı olan ve umutlarına dair tüm ışıklarını yitirmiş zavallı Armin'in tüm izlerini silmiş; her anlamda kendine yetebilecek, ayaklarının üstünde cesurca durabilen ve çok daha güçlü bir kadın vardı.

Dönüştüğüm yeni Armin'e alışmam biraz zaman alacak gibiydi. Aynanın karşısında gözlerimin içine her baktığımda kendimi daha güvende hissediyordum artık.

Korkularımı yenebilmiştim.

Hayal kırıklıklarını üzerimden silkeleyip atmıştım.

İntikam ateşiyle kavrulan kalbimi kısa sürede bir silaha dönüştürüp yüzleşme günü geldiğinde Sinan'ın karşısına çıkabilmek için hazırlamıştım.

Hazırdım.

Sinan'ın benden çaldığı paraları ele geçirmeye, yıllarca uğruna çabaladığım hayallerimin intikamını almaya ve başka insanların canını yakamasın diye ona büyük bir ders vermeye hazırdım.

Bana kalsa hemen şimdi Sinan'ı mahvedecek hamleyi yapabilirdim fakat Saruhan sürekli doğru anda doğru planla bunu yapmamız gerektiğini söyleyerek beni engelliyordu. Kendimi iyice eğitene kadar zamana ihtiyacım olduğu için de pek itiraz etmiyordum açıkçası.

Ardımda bıraktığım bir ayın her gününde Uygar'la derslere devam edip epey yolu ilerlemiştim. Yumruklarım çok daha güçlüydü artık. Tekmelerim kum torbasını sarsacak kadar atik ve sertti.

Tekme ve yumruk atmayı becerene kadar Saruhan kollarını göğsünün altında birleştirip ringin dışından beni izlemekle yetinmişti.

Kum torbasına tekme attıktan sonra yere düşecek kadar aptal olmadığımı görünce Uygar'la birlikte beni eğitmek için çabalamaya başlamıştı.

Hala ilk günkü gibi birbirimize çatıp duruyorduk fakat eskisine kıyasla günlerimiz öyle yoğun geçiyordu ki tartışmaya vakit bulamıyorduk.

Saruhan'la dövüşmeyi, Eymen'le el çabukluğunu, İpek'le de bölgeleri öğrenerek bir ay boyunca ciddi anlamda gelişim göstermeyi başarmıştım. Onların ekibindeydim ve işe çıktığımızda herkesin kendi işiyle ilgilenmesini istiyordum. Kimsenin anne, babammış gibi üzerime titremesini istemiyordum asla.

Saruhan kadar güçlü, Eymen kadar hızlı, İpek kadar zeki olmak istiyordum. Bu yüzden onların yanında geçirdiğim her anımı onlardan bir şeyler kapmak için bir fırsat olarak görüp tıpkı bilgiye aç bir öğrenci gibi davranmıştım.

EĞER PEŞİNDEN GELİRSEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin