Merhabalar
Oy verirseniz ve yorum yaparsanız çok sevinirim
⚠️ Cinsel içerik uyarısı
İyi okumalar
🌕🌕🌕
İçinde bulunduğum salondan açık olan televizyonun sesi dışında çıt çıkmıyordu. Bu akşam ev her zamankinden daha sakindi.
Burada kalmaya başlayalı neredeyse on beş gün olmuştu ve ben bu televizyonun bir kez bile açıldığına şahit olmamıştım. Salonun girişinde bir koruma vardı, evin girişinde bir tane, üst katın koridorunda bir tane ve nihayet Taehyung'un ve benim odamın dışında da birer tane. Bu kadar kalabalık bir evde yalnız hissetmem sizi şaşırtabilirdi ama yalnızdım işte. Tüm bu adamlar benimle bir kez bile konuşmuyorken nasıl yalnız olmazdım?
Burada daimi olarak kalan sadece Taehyung vardı, onun yakın çevresi olduğunu anladığım adamları sık sık ziyaret ediyordu burayı. Bu kişilerin başında Jimin, Yoongi ve Hoseok'un olduğunu çözmüştüm. Jimin daha çok onun yakın arkadaşı gibi davranan ama ondan hiçbir şekilde geri dönüş alamadığı arsız adamıydı, Hoseok'un bir keresinde onu güldürebildiğini görmüştüm ve bu onun benim dışında birine güldüğünü gördüğüm ilk andı ve bu nedenle kırmızı kafayı takdir ediyordum. Yoongi ise... sağ kolu muydu? Emin değilim ama onunla diğerlerinden ayrı olarak baş başa konuştuğunu çok sık görüyordum.
Kai en pis işlerini yaptırdığı acımasız bir katildi benim gözümde, çok fazla aynı ortamda bulunmamıştık ama göz göze geldiğimiz her an bakışlarından bile benimle ilgili iyi düşüncelere sahip olmadığını söyleyebilirdim. Irene ve Jihyo vardı bir de, ne olduklarına dair en ufak bir bilgim yoktu ama Taehyung'un yaptığı toplantılara katıldıklarına pek çok kez şahit olmuştum.
Düşüncelerimin arasında kaybolmuşken televizyon ekranında hiç gülmediğim bir sitkom oynuyordu. Büyük beyaz koltuğa karnımın üstüne yatmış, başımı da kollarımı yastık yaparak üzerine koymuştum. Şu an mutfaktan Yugyeom çıkacak, ikimize patlamış mısır getirip karşıdaki koltuğa oturacakmış gibi hissediyordum. Evde gibiydim.
Burası evim miydi? Artık bundan sonra hep böyle mi yaşayacaktım? İmkanı yoktu, Taehyung alfası elbet bıkacaktı benden, bir gün beni evinde istemeyecekti ve o gün dışarıda kaldığımda nasıl hayatta kalacağımı merak ediyordum. Ülke mi değiştirsem diye düşünürken aklıma Taehyung'un başka ülkelerde de düşmanları olabilecek kadar büyük bir mafya olduğu geldi.
Tam bir kabadayıydı, gangsterdi, mafyaydı. Siktiğimin herifinin ne iş yaptığına dair hiçbir fikrimin olmaması can sıkıcıydı.
Kollarımın arasına alıp sıktığım yastıkla boğuşurken arkamdan gelen sesle irkildim. "Kendini öldürmeye mi çalışıyorsun?"
"Siktir! Ödümü kopardın, öyle ölmem ben, bir ses bombası falan at üzerime."
Yattığım yerde kalbimin üzerine koyduğum elimle yüzümü yastığa gömmüş hala yüz üstü yatmaya devam ediyordum.
Kıyafetini çıkardığına dair birkaç ses duydum, sonra oturduğum koltuğun diğer ucuna bir ağırlık bindiğini hissettim. Onca koltuğun arasından benim oturduğumu mu bulmuştu? Oturmadan önce ayaklarımı kaldırıp kendisi oturduktan sonra bacaklarımı da üzerine çekmişti. Garip bir adamdı.
"Ölmek üzere olan birisi bu kadar çok konuşmaz."
"Hiç de bile, asıl ölecek insan çok konuşur. Yalvarır beni öldürmesinler diye."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shoot Love - Taekook
Fanfiction"Tek bir geceyle sınırlı kalması gerekiyordu." Kurt adamlar ve insanlar arasında tesis edilen barıştan yıllar sonra, Kim sürüsünün baş alfası Taehyung'un yolu, daha önce soylarının kesildiğine inanılan kutsal bir kurtla kesişir. Modern omegaverse ...