10. Cookies

5.1K 598 201
                                        


Jungkook'un Minyun'un kendisi yüzünden öldürülüşünü öğrenmesinin üzerinden birkaç gün geçmişti. Namsan dağındaki Taehyung'un ana konut dediği ev artık onun için o kadar yabancı değildi. Seokjin'in onu odasından çıkarmasından beri pek çok şey değişmişti.

Bu konutta küçük ama rahatça beş kişinin spor yapabileceği kadar büyük bir spor salonu olduğundan haberi vardı ve bu işine gelmişti. Boş zamanlarının spor yaparak değerlendiriyor, haftanın dört günü düzenli spor yapabiliyordu. Bu çalışırken Jungkook için çok mümkün değildi, sabaha dek çalıştığından ikindiye kadar vücudunu dinlendiriyor, tekrar işe gidebilmek için hazırlanırken çoğu gün spor yapmayı aksatıyordu.

Evet olaylara kendi için olumlu taraflarından bakmaya çalışıyordu, yoksa kafayı yerdi.

Tıpkı bugün erken saatlerde gördüğü kabustan sonra uyuyamayıp kendini mutfağa atması gibi. Elinin becerikli olduğunu ve her yemeği yapabilen biri olduğunu düşünmese de Jungkook kurabiyelere bayılıyordu ve stresli olduğu zamanlar çikolatalı kurabiye yapmayı seviyordu.

Bugün de o günlerden biriydi ve sabahın erken saatlerinden beri mutfağı dolduran tatlı koku evde ve evin bahçesinde çalışanları mutfağa çekiyordu. Bu durum, bu ev için olağan dışıydı. Taehyung korunaklı kalesi olarak gördüğü bu eve genellikle kimseyi getirmezdi, gelen kişiler de onun yakın çevresinden olduğundan ve onlardan hiçbiri de onunla tatlı yiyebilecek kadar kendisiyle yakın olmadığından bu ev asla şekerli bir yiyecek gibi kokmazdı, çünkü bu evde tatlı bir şeyler pişmezdi.

Evin koridorlarında dolaşırken dahi hissedilen kokuyu alan her çalışan mutfağa geliyor, Jungkook'un tepsi tepsi hazırladığı tatlılara uzaktan bakıp görevlerine geri dönüyorlardı. Eh bu durum bir süre sonra rahatsız edici olmaya başladığında Jungkook servis için ayrılan ada tezgaha servis tabaklarıyla kurabiyeleri dizmiş, gelenlere isterlerse alabilecegini söylemişti.

Çokodamlalı klasik bir kurabiye olsa da Jungkook'un sık sık yaptığı bir tarif olduğundan yiyen herkes tekrar yemek için mutfağa dönüyor, birkaç tane daha alıp gidiyordu.

Aşçılar kenarda durarak onun habire aynı tarifi yapıp fırına atmasını izliyordu. "Ahjumma, bana verdiğin tereyağı bitti."

"Efendim evde bulunan tüm yağı kullandınız."

Jungkook aldığı en kötü haber buymuş gibi büyük bir yenilgiyle indirdi omuzlarını, kolları iki yana sarkmış halde boş boş bakıyordu hazırladığı hamura.

"Bitti demek. Ne yapsam, kek yapmaya devam mı etsem."

Vakit öğlene yaklaşıyordu ve Jungkook nerede olduğunu bilmediği ev sahibinin yokluğundan şikayetçi değildi. Buradaki insanların çoğu kendisiyle birebir konuşmadığından tek başına olduğunu hissetmesi ona iyi geliyordu.

"Bay Jeon şeker de bitmek üzere."

"Oh pekâlâ, bugünlük yeter o vakit."

Jungkook kenarda kendisini izleyen aşçıya bakarak yanına çağırdı. "Denemek ister misin?"

"Teşekkür ederim." Yaşlı kadın ağzına aldığı lokmayla gözlerini kapatarak aldığı tadın keyfini sürdü. "Çok güzel olmuş Bay Jeon, nefis tadıyor."

Jungkook kıkırdayarak teşekkür etti "Öyle mi? Yıllardır aynı tarifi yaptığımdan uzmanlaştım artık bunda."

Jungkook kurabiyelerinden diğer çalışanlara da ikram ederken samimi bir ortam oluşmuş, kimse Taehyung'un alt kattaki çalışma odasından çıkarak mutfağa girdiğini fark etmemişti.

Jungkook Taehyung'un günün çoğunu eksi katlardan birindeki ofisinde geçirdiğini biliyordu. Orayı merak etse de göreceklerinden korktuğu için oraya yaklaşmak istemiyordu. Taehyung zihninde öyle bir karaktere bürünmüştü ki, onun yer altında insanlara işkence yapan bir tip olduğunu düşünüyordu. Eh bunda o kadar da haksız değildi ama bilmediği bir konu vardı ki Taehyung hiçbir zaman nedensiz yere kan dökmezdi. Dökülen kanların hep bir karşılığı ve nedeni vardı onun kitabında.

Shoot Love - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin