4- Dosya Scarlet

313 41 32
                                        

Damian, henüz yeni yavaşlamışken Jaimie arabadan indi. Hemen arkalarına Karen'ın kullandığı araç gelmişti. Jaimie birkaç adım attıktan sonra yavaşlamak zorunda kaldı. Geldikleri yer hurda araçların çekilmiş olduğu karmaşık bir alandı. Titrek sokak lambasının aydınlığında görebildiği çok fazla bir şey yoktu. Araçların farlarını kapattıklarından Jaimie'nin görüş mesafesi onu endişelendirecek kadar kötüydü. Şu anda biri koşarak ona geliyor olabilirdi.

Damian, Murfey ve Karen'a bulundukları yerin sağ ve solunu işaret ettiklerinde ikisi de zıt yöne yürümeye başladı. Jaimie onların hafifçe de olsa nefes aldıklarını biliyordu fakat arkalarında olduklarını bilmesine rağmen hiçbir şey duymuyordu.

Telefona bakabilmek için Damian'ın yanına gitti. Vince'in konumu birkaç metre ilerisini gösteriyordu. Jaimie'nin aklından geçen nahoş düşünceler burasının ölü birini saklamak için mükemmel bir yer olduğunu düşünüyordu.

"Ne duyuyorsun?" dedi Jaimie fısıltıyla.

"Yakında kriz geçirecekmiş gibi atan kalbini ve nefes alış verişlerini," dedi Damian. Jaimie gözlerini ona diktiği sırada Damian hurdalığı inceliyordu. Öfkeli bakışların üzerinde olması umurunda bile değildi ve bu Jaimie'yi daha da sinirlendiriyordu. Ciddiye alınmamak, dalga geçilmekten çok daha kötüydü.

Damian telefondaki işaretli yere yaklaşırken Jaimie de ekrana bakarak yanında yürüyordu. Birkaç adım daha ilerlemişlerdi ki Damian telefonu uzattı. "Takip et, dikkatli ol," dedi.

Jaimie, onun aklındakinin ne olduğunu merak etse de şu anda tek önceliği Vince'di. Arabalardan oluşan yığınların arasından yürürken bir yandan da etrafı dinliyordu. Öylesine derin bir sessizlik vardı ki Damian'la olan mesafelerine rağmen kalp atışlarını hala duyabildiğine emindi.

Haritadaki kırmızı noktanın üzerine geldiğinde duraksadı. Hala görebildiği tek şey hurda arabalardı. Kendi etrafında dönerken Damian'ın arabalardan birinin üstüne çıkmış olduğunu gördü. Sabit duruyor olsa da gözleri alabildiğince etrafını görmeye çalışıyordu. Bir şey görür ya da görmezdi fakat eğer etraflarında düşman varsa açık hedef olduğu kesindi.

Jaimie telefonu arka cebine sıkıştırdıktan sonra hemen yanındaki arabanın içine baktı. Koltukları sökülmüş, boş bir demir yığını gibiydi. Zorlayarak bagajını açtıktan sonra diğerine geçti. Önündeki arabanın kilidini zorladığı sırada hemen yanındaki arabadan damlayan kanı farketti. Aynı anda Damian da çıktığı arabanın üstünden atlamıştı. Jaimie'nin kanı görmesinden önce Damian kokusunu almıştı.

"Geri çekil," dedi Damian.

Jaimie, Vince'i bulmayı istiyor olmasına rağmen onu kötü bir halde bulmaktan öyle korkuyordu ki Damian'ın yolundan çekildi. Damian tek eliyle bagaj kapağını kaldırdığında arabadan gıcırtılı bir ses yükseldi. "Vince," dedi Jaimie Damian'ın önüne geçerken. Gözleri kapalı olmasına rağmen Jaimie onun güçlükle aldığı nefesi duyabiliyordu. Alnından ve kollarından akan kanlar bagajdan sızacak kadar çoktu.

"Gidip arabayı çalıştır. Acele et," dedi Damian.

"Neresinden yaralandığını anlayamıyorum."

"Üzerine kan bulaştırmayı bırak. Burada hedef halindeyiz. Arabayı çalıştır, ben de Vince'i taşıyacağım."

Jaimie ellerindeki kanı pantolonuna sildi. Damian'ın bundan ne kadar rahatsız olabileceğini biliyordu. Açık yarası olan bir insanın etrafında bulunmak hiçbir vampir için kolay değildi. Sadece Damian gibiler bunu çok daha iyi kontrol edebiliyordu.

Vince homurdanarak gözlerini aralamaya çalıştığında Jaimie rahat bir nefes aldı. Damian'ın attığı anahtarları yakalayarak arabaya koştu. Sürücü kısmına gelmişti ki camdan yansıyan görüntüyle hızla eğildi. Arkasından saldıran vampirin yumruğu boşlukta kalmıştı. Jaimie bıçağını çekip sırtından itti. "Kıpırdama," dedi Jaimie. Bıçağı kürek kemiklerinin arasından kalp hizasına bastırdı.

KIZIL GÜNCELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin