ilk 18'i okuyun iki bölüm attım atlamayın keyifli okumalar 💜
BÖLÜM 19
minho üzerindeki durgunlukla eve geldi. anahtarını bırakırken portmantoda gördüğü kız arkadaşının ceketiyle ofladı. bugün için bir buluşma ayarlamamışlardı ve neden evinde olduğunu bilmiyordu. "heejin" diye seslendi merdivenleri çıkarken.
"odandayım hayatım." dedi heejin.
minho odaya girdiğinde heejin'in makyaj masasının önünde makyaj yaptığını gördü. "bir yere mi gideceksin?"
"evet." dedi heejin maskarasını sürerken. "giyeceğim kıyafetin adresini senin evi vermişim buraya kadar gelmişken de hazırlanayım dedim. bölümden arkadaşlarla takılacağız." maskaranın kapağını kapatıp minho'ya döndü. "gel diyeceğim ama sıkılırsın şimdi orda."
"daha doğrusu.. arkadaşlarının beni sıkıcı bulması benim problemim değil. istediğin gibi eğlenebilirsin."
heejin "ha bu arada." dedi ve minho'ya yaklaşıp kollarını boynuna doladı "kredi kartının limiti bitiyor diğerini verir mi benim sevgilim?" dedi sevimli bir şekilde.
minho kafasını salladı. "diğer cüzdanımda."
"sağol aşkım." diyerek makyajına geri döndü. "yeni bir mekan bulduk. biraz uzakta kalıyor. kokteylleri çok iyiymiş diyorlar. önce biraz alışveriş yapıp oraya geçeriz sonra da..." diye heejin anlatırken minho gerçekten bıkmış bir şekilde onu dinliyordu. her zaman duyduğu şeyleri.
heejin böyleydi. fazla sosyaldi. babası kızının fazla harcamalarının önünü kesmek için cüzi miktarda bir para yollasa da minho'nun babası "müstakbel gelinine" kıyamıyor ve minho'ya ona her türlü konforu sağlatmasını söylüyordu.
tek oğlu vardı ve bir kızı yoktu. uzun zamandır neredeyse aileden olan heejin'i kızı olarak görmeyi seviyordu ve minho'nun tüm avantajlarını ona da sağlatıyordu.
konu ne ara yeniden ve yeniden nişana gelmişti minho farkında değildi.
"minho beni dinliyor musun?" diye sordu heejin. "nişan diyorum başka bir ülkede yapsak? düğün çok demode geliyor bana gerek yok yapmayalım nişandan sonra dünya turu yaparız. diyorum ki bir ara bizim kızlar da gelse? çok güzel olmaz mı? dubai'de çok güzel alışveriş yapacağımız yerler var-"
"seni aldattım." minho bir anda.
şimdi söyleyemezse bir daha ne zaman söylerdi bilmiyordu
heejin çantasını toplarken duraksadı. gözlerini devirdikten sonra "bora bora adaları varmış çok güzel konseptli küçük tatlı evler-"
"seni aladattım diyorum!" dedi sert bir şekilde minho. "ne bora borası heejin?"
heejin gözlerini pahalı çantasında gezdirirken "uzun ilişki... yapılabilecek aptallıklar. önümüze bakarsak problem yaratmaz." dedi.
minho inanamıyormuş gibi baktı ona ve yanına gidip kolundan çekerek kendine döndürdü. "bunu nasıl miden alıyor? sana ne dediğimin farkındasın değil mi? suratıma bir tane çakman gerekmiyor mu bağırıp çağırman, hesap sorman gerekmiyor mu!"
heejin sinirle kolunu çekip "farkında değil miyim sanıyorsun? aylardır seks yapmıyoruz. uzun süredir sadece bana üçlü yaptığımızda dokundun. arkamdan iş çevirmeyi de beceremiyorsun! gömleğini benim yanımda değiştirmiştin. sırtındaki çizikleri gözüme soktun! o kevaşeyi kaç kez altına aldın tanrı bilir!" dedi bağırarak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
la petite mort | minsung
Fanfiction-minho ve kız arkadaşı cinsel hayatlarına birini eklemek istiyorlardı- "gel buraya." tuttuğum kolundan göğsüme çektim onu. başta biraz dursa da hemen kedi gibi sırnaştı bana. ben onu gerçekten çözemiyorum. "senden nefret ediyorum." dedi burnunu çe...