Ruhsal İntihar

14 1 0
                                    


   Sevdiğin halde duygularınızı bastırmak zorunda olmayı bilir misin? Ben bugün aşık olduğumu çığlık çığlığa haykırmak istedim, beni anla istedim. Ne mi yaptın? Sadece kırdın. Sözlerinin ağırlığında ezildim, içimde binalar yıkıldı ama sen sarsıntıyı hissedemedin. Diyebileceğim çok bir şey yok aslında. Sadece bazen ben de sevilmek istiyorum, biri benim için bir şeyler yapsın ve duygularımı önemsesin istiyorum. Aslında çok da kötü biri değilim, sevdim mi tam severim ama bunu pek kimse fark edemez. Keşke diyorum, benim seni sevdiğim gibi biri beni sevse. Ama bu pek mümkün değil;

   Sevgili Naz, bilmeni isterim ki ben seni affetmeyeceğim, hiçe sayılmış duygularım ve uğruna dökülen kanlarım için. Ben ilk defa kendime bir iyilik yapacağım, seni sevmeyi bırakacağım. Belki sen de boşluğa düşersin benim sevgimi kaybedince. Çünkü tahmin edebiliyorum, birinin seni böyle sevmesi ve değer vermesi hayatında belli değişikliklere sebep oluyor. En başta artık senin için ağlayan ve kendini yaralayan bir kız bulamayacaksın artık. Çünkü ne ben aynıyım ne de zaman bağışlayıcı. Affetmek güç bir şey, özellikle büyük hatalar için. Ölmüş bir ruh nasıl affedebilir ki? Düşünüyorum da sanırım tek hatam sevmek olmuş, çok sevmek...

   İstediğin gibi olacak, eski beni bulamayacaksın. Gözyaşlarımı da acılarımı da gizleyeceğim senden, en çok da aşkımı. Neyi kaybettiğini anlamanı istiyorum. Belki senin için ağladığım gecelerin pişmanlığını yaşarsın. Sen beni çok acıttın her şeyim. Ama ben bu zamana kadar seni sevmeyi hiç bırakmadım. Bugüne kadar, bedenimin yaşadığı ama ruhumun kanlar içinde yattığı bugün. Sana çok şey demek istiyorum ama diyemem ki, üzülürsün. Üzülmen benim için felaketten daha büyük bir şey. Sen şimdi böyle konuştuğuma bakma ama, beni bulamazsın yanında. Belki sen beni kaybettin belki ben seni ama sen koskoca bir sevgiyi kaybettin. Son zamanlarda hayata tutunmam için bir sevgi vardı, kalbimde büyüttüğüm koskoca bir sevgi.              Şimdi ise koskoca bir hiç var elimde, ben yine kendimle baş başayım. Susmayan küçüklük çığlıklarım, babamın tenime sindirdiği alkol kokusu, annemin boynundan dökülen kanlar ve elimde bir bıçak. Eskiye geri dönüyorum. Unuttum dediğim travmalarla beraber ölüme yaklaşıyorum. Elimden tutacak kimse olmadan. Yalnızlık zor değil aslında, ben hayatım boyunca yalnızdım ve her şeyi bir şekilde hallettim. Şimdi bir şeylerin üstesinden gelecek gücüm var mı? Tabii ki hayır. Kalan son umudumu ve gücümü bu parçalara ayrılmış aşk için harcadım. Deneyeceğim ama, son noktasına kadar deneyeceğim;


Sevgimde Bir MektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin