Okuduğunuz tarihi buraya alabilirim...
GECENİN ARALIK PENCERESİ
Zaman hızla akarken düşünülen şeyler yerini gecenin karanlığına bırakıyordu. Odasında uyumaya çalışan kız, gözünden akan yaşları durduramıyordu. Bir şeye de üzülmemişti neydi onu bu kadar ağlatan şey? Anlamsızca gözlerini kırptı. Damlalar boynu boyunca yol almaya başladı. Yatakta fazla kıpırdanmaya başladığını fark edip ranzanın merdivenlerine yöneldi. Kardeşini uyandırmamaya dikkat ederek sessizce indi. Yere ayağını basar basmaz kardeşine yöneldi. Sol gözünden akan yaşı görünce şaşırmıştı. O neden ağlıyordu? Yanına adımladı ve yüzüne yapışmış saçlarını çekti kardeşinin küçük kız. Minik elleri ile minik bir oğlanın göz yaşını da sildi. Ama küçük oğlan onun kadar ağlamıyordu. Akan tek yaş minik eller arasında kayıp olmuştu zaten.
Etraf sessizdi. Ama küçük kız korkmuyordu. Korkmamayı öğreneceğine söz vermişti. Zaten herkes uyumuştur diye düşündü. Tavşanlı pembe terliklerini ayağına geçirip odadan çıktı. Koridorda yanan ışıklar ona güç vermişti. Üstündeki hırka ince olduğundan üşümüştü biraz. Ellerini omuzlarına sararak adımlamaya devam etti. Her yetimhane bu kadar soğuk muydu? Her çocuk bu kadar üşüyor muydu diye düşünmekten kendini alıkoyamadı. Yürürken gördüğü aralık kapılardan herkesin rüyalarında bir yerlerde uyanık olduğunu biliyordu. Ağzında bir şarkı mırıldanarak dış kapının önüne geldi, kapıyı açıp dışarı çıktı.
'Gece her yeri karanlığa boğdu,
Kimsenin sesi yok çünkü onlar yok oldu,
Küçük çocuklar oynarken hepsi hayal oldu,
Minik bir kız en sonunda yok oldu.'
Yüzüne esmesini beklediği rüzgar esmemişti. Dışarısı daha sıcaktı. Ilık hava üşümüş bedenini bir battaniye gibi sarmaladı. Boş sokaklar onu bekliyordu.
Dışarıda kimse yoktu. Çünkü herkesin uyuduğu bir saat elbette vardı.
Kız boş sokaklara adımladı. Keşke dedi. Keşke hep sokaklarda kimse olmasa. Ya da sadece çocuklar olsa.
Denizin kokusu yakından geliyordu. Burayı hatırlıyordu. Bir iki kez gelmişti. Ama oynayamamıştı. Park denizin hemen yanında onu çağırıyordu. Koşarak oraya gitti. Nefes nefese geldiği salıncağın üstüne oturdu. Sallanmak şuan için korkutucu gözüküyordu o yüzden sadece oturacak ve bu sessizliğin tadını çıkartacaktı. Dalgalarla baş başa kalan kız onları izlemeye doyamıyordu ayaklarıyla minicik salladığı salıncak ona her şeyi unutturuyordu.
Boş sokaklar,
Kimsesiz bir park,
Sadece küçük bir kız için yanan sokak lambaları.
Küçük kız ayın bekçisini yaptığı gecenin herkesin uyuduğu bir saatte uyanıktı. Tek uyumayan oydu. Gözleri ona ağırlık yapsa da kapatmamak için direniyordu. Salıncak rüzgarın etkisiyle sallanmaya başladı. Küçük kız bu sallanmanın etkisiyle kendini kandıran uykuya sonunda yenildi. Göz kapakları kapandı ve kız derin bir uykuya daldı.
Artık kimse uyanık değildi. Herkesin uyduğu bir saat elbette vardı.
İşte herkesin uyuduğu saatte gece ve bekçisi ay herkesi izliyordu. Rüyalarında uyanık olan insanlar aslında belki de uyuduklarının bile farkında değillerdi...
11.08.2022
S.
YOU ARE READING
K̶A̶R̶A̶L̶A̶N̶M̶I̶Ş̶ ̶H̶A̶Y̶A̶T̶L̶A̶R̶
Short StoryBir yazarın ruhunun derinliklerinden size ulaşacak hikayeler... Okuyunca hüzünlenip hem de mutlu olmak mı? Bir ruhta yaşanan onlarca hikaye için sayfaları aralamaya hazır mısınız...