Bölüm 19

9.4K 549 79
                                    

Sabah namazımı kılmış odamdaydım şuan, bugün yeni okulumun ilk günüydü.

Okulun üniforması bej rengi pantolon ve siyah okulun armasının arkasında olduğu siyah bir sweatti.

Hakan bey okul formasını getirdiğinde kısa olduğunu düşünüp isteksizce giymiştim fakat tam bir kapalıya uygun kıyafetlerdi.

Pantolon bol, sweat ise dizimin bir karış altında bitiyordu.

Kıyafetleri giyip siyah bir şal taktım. Bir gün önceden Batu ile yaptığımız alışverişten de aldığımız okul malzemelerinin bulunduğu çantamı koluma takıp Batı'nın odasına geçtim.

Batı çok çabuk alışmıştı buraya sebebini bilmesem de, içimden bir yerde bu durum çok hoşuma gidiyordu.

Okulun giriş katında olan genellikle öğretmen çocuklarının gittiği anaokuluna yazdırımıştık onu da.

Gözümün önünde olsun istiyordum hep, hâlâ uyuduğunu fark ettiğimde saate baktım daha erkendi.

Yarım saat sonra gelir kıyafetlerini giydirip Batu ile çıkardık evden.

Yavaşça indim aşağıya, okula geç başlasam da sıkıntı etmiyordum konulardan geri değildim.

Açıktan okuduğum için ona göre çalışıyordum, önceden okuldaki hocalarla da görüştüğümden dolayı daha rahattım sanırım.

Mutfağa geçip bir bardak su içtim sabahları ne zaman hatırlasam içerdim sabah hiç bir şey yemeden mide boşken su içmek temzilermiş içimizi.

6. Sınıfa giderken fen hocam vardı sarı saçlı tatlış bir kadındı. Onu severdim belki de bu yüzdendir verdiği öğüt ne zaman gelse hatrıma uygularım.

Kahvaltıda yemek yemezdim ama buna da alışmalıydım sanırım.

Biraz da bahçeye çıkmak istedim, hava esse de çardakta oturup gözlerimi kapatırım en azından.

Arka kapıdan bahçeye çıktığımda bir kaç adım yaklaşmıştım ki, bahçe duvarına yaslanmış ileri bakarak sigarasını içen Barlas'a kaydı bakışlarım.

Hızla içeri girmek için hamle yapmıştım ki beni fark etmesiyle olduğum yerde donakaldım.

Benden rahatsız olmuştu sanırım. Sigarasını duvarda söndürüp yanıma doğru adımladı, kararlı ve keskin adımları beni korkuturken yutkundum.

"Kusura bakma burda olduğunu bilseydim r.rahatsız etmezdim" dedim tek nefeste ve onun derince çatılan kaşlarıyla daha fazla panikleyerek eve girecekken konuştu.

"Sesinin titremesinin sebebi ben miyim!?" Sesinde alenen bir dehşet vardı.

Şaşkınca baktım suratına 'tabiki sensin, ne sandın' demek isteyen içimde çığlık çığlığa bağıran benliğimi yok saymaya çalışarak gözlerimi yere dikip cevap verdim.

"Hayır.. sadece fazla telaş yaptım!" Yutkunarak güç bela kurduğum cümlenin ardından hızla devam ettim.

"Ben içeri girsem iyi olacak" diyip tam gidecekken kolumdan tutulmam bir oldu.

Kolumu nazikçe kavrayan koca eline baktım daha sonra elin sahibi koca cüsseye.

"Gel benimle biraz konuşalım" diye nazikçe ve ürkütmekten korkar gibi sordu sorusunu.

Sakince salladım başımı kolumu elinden kurtarınca bir süre boşluktaki eline baktı daha sonra ise kafasını sallayıp beni de peşine taktı.

Çardağa oturduğumuzda yan yana oturuyorduk ben her ne kadar istemesem de yanıma geçivermişti.

ᴇʙʀᴀʀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin