5.3

40.9K 2.6K 566
                                    

Cihangir Karadağ'dan:

"Musti!" diye bağıran Fatih'e baktım bıkkınca. "Senin ben ağzına sıçayım Musti! Allah seni kahretmesin Musti!"

"Lan pezevenk sana yardım ettim o kadar sen gelmişsin bana ne diyorsun!"

Koltuğun çevresinde bir tur daha atan koca adamlara baktım. "Ulan iki hayvani adamsınız," dedim gözlerimi devirerek. "Götünüzün üstüne iki dakika oturmadınız lan!"

Selim bana baktı. "Abim vallahi durum mühim bu sefer," dedi. "Mustafa abim Fatih abinin instagramda yürüdüğü kıza onun gay olduğunu söylemiş."

"Ne?" dedim bir anda. Ardından Fatih'e döndüm. "Sıç ağzına kardeşim, hakkın."

"Ya beni bir dinlesenize!" diye bağırdı Mustafa. İkisi de nefes nefese kalmıştı ve Mustafa'nın yüzü az evvel yediği Osmanlı tokadından hallice yumrukla kızarmıştı.

"Konuş lan it," dedi Fatih. "Son savunmanı yap da içim rahat geberteyim seni!"

"Ya abi yeminim olsun iyiliğin için yaptım ya!" dedi hemen Mustafa. Hepimiz meraklı meraklı ona bakarken, "O kız sürekli birilerine yazıp sonra da göt gibi bırakıyormuş bilmediğim şeye müdahele eder miyim lan?" dedi.

Yine araştırmıştı salak.

Fatih bir kolunu koltuğa dayayıp soluklandı. "Bak," dedi nefes nefese. "Bak geri zekalı, bunu gelip bana söylesen ben zaten yazmayı keserim. Gidip de neden adam gay diyorsun lan şerefsiz?!"

Selim kahkaha atmaya başlarken ben başımı eğip onları dinlemeye devam ettim.

"Ne bileyim oğlum ben!" dedi hemen Mustafa. Fatih tam ona doğru bir hamle yapacakken, "Bak benim daha çocuğum doğacak. Babasız mı büyüsün he?"

"Niye?!" diye bağırdı Fatih. "Mükremin misin lan sen? Babasız yavrum diye severim ben onu merak etme!"

"Abi yardım etsene!" diye bana bağıran Mustafa hemen koltuğun üzerinden tek hamlede atlayıp yanıma oturdu. "Abi Allah çarpsın düğününde iki çeyrek takarım. Al şunu başımdan!"

Selim karnını tuta tuta gülerken, Fatih'e döndüm. "Oğlum tamam dur sen de," dedim sırıtarak. "Bak zaten bu göt korkusu yetti ona. Yorma kendini."

Fatih sinirli sinirli soluklar eşliğinde gelip tekli koltuklardan birine oturdu. "Ulan," dedi elini yüzüne atıp sıvazlarken. "Cihangir'e dua et yoksa parçalara ayırırdım seni burada."

Mustafa ellerini havaya kaldırıp bir dua okuyup yüzüne sürdü.

"Amin." dedi Selim de.

Biraz öne doğru eğilip konuştum. "Anlatın lan, ne yaptınız son görevden sonra?"

Neredeyse bir buçuk ay geçmişti ve herkes o görev modundan çıkıp tamamen özel hayatına odaklanmıştı.

İlk konuşan Mustafa oldu. "Benim kızım olacak zaten abi, şuan neredeyse altı aylık. Bir an evvel kucağıma almak istiyorum onu. Karımla birlikte çok hevesliyiz," Bir iç çekti. "Oğlum böyle minik minik patikler aldık lan, beşik de yaptırdık. Görseniz nasıl güzel oldu ev. Elimi bazen karımın karnına koyuyorum pıtı pıtı tekme atıyor. Çok güzel bir his lan!"

Selim gülümsedi. "Çok güzel bir baba olacaksın abi," dedi. "Sen böyle güzel güzel anlatırken benim de baba olasım geldi."

Ona baktım. "Ol oğlum," dedim. "Karın da istemiyor mu zaten?"

Selim başını eğdi. "Bilmiyorum be abi, çok istiyorum ama görevdeyken nasıl dayanırım? Zaten Rana'mın kokusuna hasret kalıyorum, bir de evladımın hasreti beni daha da zor durumda bırakır."

İMHACI -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin