4

348 45 8
                                    

Kapkaranlık gece birçok yıldız, ay ve uçan perilerin kanatlarından yayılan ışıklarla aydınlanıyor, gecenin bu saatlerini eşsiz kılıyordu. Tam da bu saatte enerjik olan periler ailecek ya da tek başlarına bazıları ise sevgilileriyle uçup ordan oraya neşeli kahkahalarıyla kanatlarındaki gücün yavaş yavaş azalmasını sağlıyorlardı. Ağaçların arasından her şey her yer gözüküyordu. Ormanın içinin nasıl da şen olduğu belli oluyordu tam da büyük sarayın büyük terasında.

Ateş perisiyse sadece izlemekle yetiniyordu. Bu saatlerde saraydan dışarı adım atmak katiyen yasaktı. O da böyle uçmak istiyordu fakat o fırsatın eline geçmeyeceğini de çok iyi biliyordu.

Kıskanıyordu, imreniyordu. Tüm bu perilerin mutlu mutlu aileleriyle eğlenceli vakitler geçirdiğini izledikçe hem üzülüyor hem de seviniyordu. Üzülüyordu çünkü onun ailesi onu asla böyle sevip eğlendirmemiş hatta kendisini istemediklerini açıkça dile getirmişti. Öte yandan en sevdiği eski arkadaşıyla bunları yapabileceği aklına geliyordu fakat sonradan arkadaşını da kaybettiğini ve hayallerinin de suya çoktan düştüğünü hatırlıyordu. Seviniyordu çünkü izlediği periler genç yaşlarında aileleri tarafından kendisinin gördüğü gibi muamele görmüyor hatta mutlu bir şekilde oradan oraya koşturup aileleriyle güzel vakit geçiriyorlardı. Onlar adına mutlu ve sevinçliydi.

Kendisinin gördüğü ve çektiği şeylerin asla başkasının başına gelmesini istemezdi. Tamam belki ateş perileri bencil olabilirdi fakat Jeongguk baştan beri söylenildiği gibi ateş perisi olmasına rağmen bazı ateş perilerine ait kandan gelen özellikleri ayağıyla ezip yok ediyordu. Ama sadece bazılarını. Hâlâ kurnazlıkları ve arsızlıkları yerindeydi.

Saraya ait büyük terasa nefes almak için çıkmıştı. Tabii ki kralı unutmamıştı. Onu uykusuna hazırlamasına daha vakit vardı. O da bu aralıkta biraz nefes alabileceğini düşünmüştü. Zamanın dolduğunu düşünüp terastan ayrılmak için arkasını döndü ve büyük çıkış kapısına yöneldi.

Kral, soylu perilerle bir toplantı içerisindeydi ve sinirlendiğinde yüksek sesi tüm sarayı dolduruyor çoğu perinin bacaklarını titretmeye yetiyordu. Kaç gündür bu toplantılar devam ediyordu. Jeongguk bir şeylerin olduğunun farkındaydı. Kral sürekli sinirli şekilde odasına giriyor ve kendisinden onu rahatlatmasını istiyordu.

Tabiki de elleriyle ona masaj yapmasını istiyordu.

Jeongguk krala güzelce masaj yapıp onu uykusuna hazırlıyordu. Kaç gecedir bu böyleydi.

Büyük hükümdarın sinirlerini bozan bir şey vardı ve umursamaz güçlü kralın canını sıkıyordu. Hırslanıp sinirleniyordu durmadan en küçük şeye bile.

Bunları boşverip sarayın en büyük odasına doğru yol aldı. Dosdoğru kendi yolunda ilerlerken birkaç dişi ve birkaç erkek peri kendisine göz devirip ters bakışlar atmıştı her zaman olduğu gibi. Jeongguk biliyordu kıskanıldığını. Böylesine güçlü ve son derece yakışıklı ve ateşli bir kralın bir hükümdarın kişisel hizmetkârı olduğu için kıskanıldığını ve içten içe çoğu kişinin kendisini parçalamak istediğini.

Fakat bilmedikleri şey Jeongguk'un onların bu bakışlarından zevk almasıydı. Çünkü kendisi hepsinin istediği bir mevkide bir konumdaydı. O herkesin istediği mesleği yapıyor kralın en özeline giriyordu. Koskoca kralı bembeyaz yumuşak elleriyle rahatlatıyor onun gözüne iyice giriyordu. Yakışıklı ateşli ve çekici kralları onun elinin altındaydı çoğu zaman. Bu kral Jeongguk'un arada sinirini bozsa da Jeongguk'a çok etkileyici geliyordu.

Onların istediği konuma sahip olduğu aklına gelince sırıttı. Sırıtışı gülümsemeye dönüştü ve bu defa o etrafındakilere alayla bakmaya başladı. Düşük periler dedi içinden asla benim kadar değerli olamayacaksınız.

Options / Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin