42 - Bölüm

98.5K 5.7K 10.7K
                                    

Selamünaleyküm Güzellerim.

Bölüme başlamadan önce çok sorulduğu için cevaplayayım. Kına bölümü 43'üncü bölümde olacak. Birinci kitap finaline zaten az kaldığını söylemiştim. Ve şunu da söylemek istiyorum. Bölümde yazdığım her şey spoi değildir. Böyle düşünmeyin.

İyi Okumalar Ay Işıkları 🌚

🌘🌒

Zümra'nın Ağzından

Büyük bir sızıydı. Bedenimi değil ama kasıklarımı ele geçirerek sıkan bir kuvvet var gibiydi. Gözlerimin üzerine sıvı uhu damlatılmış gibi hissediyordum. Gözlerimi aralamak ama bunu yapmamak da istiyordum.

Telefon sesi yükselirken huzursuzca yerimde kıpırdandım. Adar'ın telefonundan yükselen ses kulaklarıma kir gibi sokuluyordu.

"Kapat ya da aç şunu, Adar," dedim, uykulu sesimle.

Telefon sesi kesilince Adar'ın sesi yükseldi. "Efendim?" Bir süre sessizlik oluştu. Adar konuşmadan karşı tarafı dinledi. "Mardin'de şimdi değil mi?"

Ve tamamen sessizlik. Kiminle konuştuğunu merak ederek gözlerimi araladım. "Kimdi o?"

"Boran," dedi.

"Önemli bir şey yok, değil mi?" Diye sordum çünkü şu anda yüzünde oluşan o ciddilik pek de güzel bir sabah konuşması olduğunu göstermiyordu.

"Cihat gelmiş, Mardin'de. Boran haberim olsun diye aradı," dediğinde gözlerim iyice açıldı ve uyku tamamen bedenimi terk etti.

"Ee?" Dedim, başka bir şey yapacak mısın, iması ile dirseğimi yatağa yaslayarak ona döndüm.

"E'si şu ki, dün gece ayrı bir güzeldin," dedi dudağının kenarı yukarıya kıvrılırken. Konuyu kapatmanın en iyi yöntemi iltifat etmek değil de utanacağım bir şey söylemekti. Ve bunu gayet iyi biliyordu.

"Sen de ayrı bir arsız," dediğimde gülmeye başladı. Nadiren gördüğüm gülüşü bugün fazlasıyla içten ve gülünçtü.

"O zaman artık dün gece o pavyon mevzusunu konuşabiliriz," dedi, gülüşü silinirken yüzüne o ciddi ifadeyi yaydı. Sanırım en tuhafım giden de buydu. Az önce yüzünde bir gülümseme vardı, tam on saniye önce. Şimdi ise ciddi bir ifade, imalı bir bakış.

"Ne münasebet? O mesele dün gece konuşulması gerekirdi ve sen o şansı başka meselenin dalgınlığı ile kapattın. Konu kapandı, Tatlı Vezir'cik," dedim, bir şey söylemesine izin vermeden yanağına ufak bir öpücük bırakarak ayağa kalkıp duşa girmek için lavaboya girdim.

"Bana bir daha tatlı deme, Zümra!" Diye söylendiğini duymam ile kıkırdadım.

"Tamam, tatlım!" Diye bağırdım, sesimi duyması için. Evet, canıma susamış olabilirdim. Ama ona diklenmek hoşuma gidiyordu.

Bedenimi sıcak suyun altına bırakarak vücudumdaki ve kasıklarımdaki ağrıyı hafifletmesini diledim. Kasıklarımdan daha çok vücudum yorgundu. Dün zaten yorucuydu, üzerine gece de uyuyamayınca vücut bitkin kalıyordu.

Dün gece bana ne olduğunu düşündüm. Hallerim... Davranışlarım... Sanki ben değil bir başkasıydı. Adar'ın yanında değişen ruh halime dün gece bedenim de eklenmişti. Onun dudaklarının her değişinde, benim kalbimin atışı daha da hızlandı. Beni kontrol etmek için, düşünmemi sağlamak için çalışan beynim bile devre dışıydı. O anda tek bir gerçek vardı. Birbirine muhtaç olan iki vücudun birbirinden kopmak istemezcesine birbirine ait kılınmaları.

Gecenin İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin