Gözleri kapalı bir şekilde saçlarını durulurken kafamı arkaya yaslayıp ona kitlendim.Hazır beni göremiyorken ,bakışlarım vücudunu keşfe çıkmıştı.Şampuanının mentol kokusu içime dolarken ,oluşturduğu köpükler kasığına doğru yol izliyordu.Açıkça söylemek gerekirse vücudunun görmediğim kısımları beklediğimden çok daha iyi bir haldeydi.
Bu zamana kadar bir erkeği bu haldeyken gördüm mü diye düşünürken bunun ilk olmadığını fark ettim.İzlediğim Fransız filmlerinde de cinsel organı görünen birçok adam vardı.Bir de öldürdükten sonra cesedini atacak bir yer bulamadığım zaman kimyasallarla yok etmek zorunda kaldığım adamlarınki de vardı tabii.
Görmediğim her noktasını dikkatli bir şekilde incelemekle meşgulken elini çenemde hissettiğimde gözlerimi gözlerine çıkardım.Bana yaklaşması için yalvarabilirdim ama o bunu yapmak yerine yüzüme kitlenmişti.Çenemi biraz daha kaldırdığında gözlerimi kapatıp kafamı geriye yasladım.Islak saçlarımı elinin tersiyle arkaya doğru atarken göğüslerim açığa çıkmıştı.
Beş altı saniye geçmesine rağmen hiçbir şekilde hareket ettiğini hissetmediğimde gözlerimi açıp ona baktım.Sanki ona bakmamı bekliyormuş gibi yüzümü izliyordu.
Tek eli omzumdaki saçları sıkı sıkıya tutarken bakışları sanki bana dokunmak için izin almak istiyor gibiydi.Ellerimi sakallarına götürürken aramızda hala boşluk vardı.Başparmağımı yanağından dolgulu gibi duran dudaklarına getirdiğimde şu an yapmak istediğim tek şey dilimi üzerinde gezdirmekti.
Saçlarında kalan şampuan köpüğünü parmaklarımla aldıktan sonra muhtemelen beklemediği bir hareketle ellerim kasıklarına ulaştı.
Evet.
Bu noktadan sonra göz göze bakmamız biraz zor olacaktı.
Ben elimi aşağı ve yukarı kaydırmaya başladığımda artık oyunu çoktan başlattığımı ,göğüslerimi avuçlarının içine aldığında fark ettim.Vücudunu vucuduma bastırdığında parmaklarımın arasındaki gitgide sertleşiyordu.Dudaklarımız sonunda birleştiğinde ellerini göğsümden önce belime sonra kalçalarıma indirdi.
Normalde öpüşmenin başında dillerimizi hemen devreye sokmazdık ama şu an dışarıdan bakan biri için fransız öpücüğünün tanımını yapıyor gibiydik.Vahşi iki hayvan gibi birbirimize susamış bir şekilde öpüşürken beni bir anda kucağına aldığında kalçalarımı sıktığını yeni fark ediyordum.Dudaklarımız ayrıldığında boynumu emmeye başlamıştı.Bacaklarımı beline doladığımda sırtımı arkamdaki duvara yapıştırıp kendini bana bastırdı.
Yorulan elimi kasıklarından çekip boynuna tutunduğumda beni biraz daha yükseğe kaldırıp boynumdan göğüslerime indi.
Dilini meme uçlarımda ,sertliğini de bacaklarımın arasında hissediyordum.Saçlarını parmaklarımın arasına alıp çektiğimde üzerimizden akan su ,ıslaklılığımı gizleyebiliyor mu merak ediyordum.
Beni biraz daha aşağı indirdiğinde iki yapboz parçası gibi birleşmenin eşiğindeydik.Yüzünü yüzüme hizaladığında o kadar hızlı nefes alıp veriyorduk ki ,arkadaki şarkıyı bastırıyordu.
Çırılçıplak bir şekilde karşımda duran adamın kucağında heyecan titrerken bunu onunla birlikte yaşadığıma inanamıyordum.Yaşadığım adrenalinden dolayı bacaklarım uyuşmuştu.
Dudağıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra ela gözlerini gözlerime getirdiğinde yüzüme düşen ıslak saçlarımı kenarıya itti.
Tek eli belimde diğeri kalçamdaydı.
Beni biraz daha aşağı indirmesi için kendimi kaydırmaya çalıştım ama vücudumu kendiyle duvar arasına o kadar sıkıştırmıştı ki hareket edemiyordum.Sanki içime girmemek için özel bir çaba sarf ediyor gibiydi.
YOU ARE READING
İltibas
General FictionAynı gün doğmuş iki komiser yardımcısı. Geçmişleri peşlerini bırakmayan iki katil. Ortak kader.Binlerce ceset.Tek bir şehir.
49 ● Gece ●
Start from the beginning
