yarim saat gidip geliyom sonra ikinci bolumu de aticam asklarimmm <333
<<<>>>
teyzeme haber verip aşağıya inmiştim. kapıyı çaldığım sıra geniş bir tişört ve eşofman giymiş jake beni karşılamıştı.
ikide bir dudaklarını ısırdığı için odağımı başka yerlere çevirmeye çalışırken o da kahve yapmaya dönmüştü.
"benimkinin tersi yani şekerli ve sütlü içiyorsun değil mi? yanlış hatırlamıyorum herhalde?"
"bunu gerçekten ben demeden önce bilmiyor muydun?"
"tamam seni inceliyorum ama kafamı bardağına uzatıp kahvenin tadına bakmıyorum ya hani?"
"tamam bu yanlış bir soruydu" elimi enseme attığımda kahveleri balkona götürdüğünde ben de yaslandığım tezgahtan ayrılıp arkasından gitmiştim.
neden olmadığı bir şekilde dönmesi ile bana çarpmıştı.
ısırdığı dudaklarına odaklandığımda onun da dudaklarıma odaklandığını fark etmiştim. yakınlaştığım sıra kafasını yana çekip "su alacaktım çekilebilir misin demişti."
titreyen ellerini fark etmesem fazlasıyla bozulurdum ama emindim ki utandığı için yapmıştı. bu bana tatlı gelmişken ikimiz de oturduğumuzda jake bana bir şey soracak gibi duruyordu.
"bir şey mi oldu?"
"aslında... evet"
dirseğimi masaya dayamış yüzümü avcuma yaslamış merakla ona dönmüştüm.
"eline kahve döküldüğü sıra sana verdiğim bez... onu bana geri verir misin?"
'hayır veremem senin eşyan diye hep yanımda tutuyorum' desem çok mu tepki verirdi?
"veririm tabii. senin için önemli bir şey mi? artık böyle bezleri kimse kullanmıyor"
balkondan dışarıya dolu olduğu için parlayan gözlerle baktığında bir anlamı olduğuna emin olmuştum. "aslında önemli. ablam eşcinseldi ve bundan asla utanmazdı. babama bile söylemişti. tabii ben o sırada avustralya'da halamla yaşıyordum ve ilkokulu orada okuyordum. annem de hep çalışıyordu. bir keresinde annem de evde olmadığı sıra şerefsiz ablamı dövmüş. ablam o gün bizi terk etti ve o günden beri ne kadar ararsak arayalım bulamadık. belki adını belki yaşadığı yeri değiştirdi. asla haber alamadık. öldü mü onu bile bilmiyorum... bez de bana bıraktığı son hediye. belki gördüysen jaeyoon ve jaehwa hecelerinin baş harfleri." bunu buruk gülümseme ile anlatırken ben de onun hakkında bir şey öğrenmem ile mutlu olmuştum.
"bana bunları anlatacak kadar güvendiğin için teşekkür ederim."
"sana aşığım diyorum"
"telefonda garip oluyordu şu an daha garip" sırıttığımda gülümsemişti.
"iç kahveni buzları eriyor"
"benimle fazla ilgileniyorsun ve ben bundan çok hoşlanıyorum biliyor musun?"
"farkındayım sevilince sadece gülümsemek için var olan biri gibisin" jake'in benim hakkımda her şeyi bilmesi ve benim hiçbir şeyini bilmemek onu daha fazla tanımak istememi sağlıyordu.
"yoon" ona seslenmem ile göz göze gelmiştik.
"seni beni tanıdığın kadar tanımak istiyorum. sevgilim olur musun?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
suffer, jakehoon✓
Fanfictionshjk: seninde benim seni sevdiğim gibi sevmeni istiyorum acı çekerek aynı bir zavallı gibi