Bölüm 17: Gözlerin.

Bắt đầu từ đầu
                                    

-"Çok sakarım." dedim.

Öyleydim bu aralar, saçma gelse bile başka bir sebep bulamıyordum.

-"İyi olup olmadığın önemli, iyi misin?"

Başımı tekrar çevirdiğimde Louis duruyordu karşımda, arkasında da beni görmeye çalıştığından başını eğmiş Valera.

Başımı salladım onaylarcasına. Louis yüzümü gördüğünde önümde eğilmiş, gözümde bir şey olup olmadığına bakmaya başlamıştı.

-"Gözlerin dolmuş..."

Gözlerim ikisinin de hoşuna gidiyordu ve Louis'in sözlerini devam ettirememesinden, Valera'nın ise aralanan dudaklarından, güzel göründüğüm düşüncesini çıkardım. Gölgede kalıyordum bir de, ışığın vurması için ve yüzümün ışıl ışıl parladığını fark etmeleri için öne eğildim.

-"Şunu görüyor musunuz?" dedim yüzümü işaret ederken.

-"Evet, çok yakışıklı görünüyorsun."

-"Valera... Teşekkürler prensim ama konumuz bu değil gibi. Yüzüm parlıyor. Yüzüm neden parlıyor?"

-"Yüzün o kadar parlamıyor ama gözlerin çok güzel görünüyor, sanki özellikle gözlerine sürmüşüm gibi."

-"Silmemizi ister misin?"

Valera'ya doğru kaldırdığım başımı, Louis'e eğdim. Hala önümde eğilmiş gözüme bakıyordu.

-"İyi olurdu." dedim. "Çok mu garip görünüyor?" diye fısıldayarak devam ettim sözlerime.

Gözlerime ışık vuruyordu. Yüzüm parlıyordu bu yüzden doğal olarak.

-"Güzel görünüyor ama kapının önünde beklerken daha güzeldi. Karanlıkta, farklı geldin gözüme. Gece vakti gökyüzünü seyrediyormuş gibi hissettim."

-"Beni bu kadar övmeyin."

Güldüler birbirlerine bakıp.

-"Gerçekler, Vivian Silvain Moro." dedi Valera bilmiş tavırlarıyla.

-"Öyle mi?"

Ayaklanıp yatağa yürüdüm, Valera'yı gıdıklamaya başlamak planlarım dahilinde değildi kesinlikle.

Planlarım dahilinde bile değildi dememe rağmen onu gıdıklamaya başladım abartıya kaçmadan. Kıkırdayışını duydukça bana da gülme isteği geliyordu. Birkaç saniyelik gülme seansından sonra Valera "Gerçekleri söylemek suç olmuş." diye sızlanmıştı bir taraftan gülerken. Gülüşümü yüzümden silmeden ve sakince oturmaya başlamadan önce derin bir nefes verdim. Louis'in gülüşü öyle genişti ki, sadece gözlerine bakarak bile güldüğünü anlayabilirdim.

Valera'ya baktım sonra yeniden. Karnını tutar halde uzanmış, gülmeye devam ediyordu. Arada esniyor oluşundan iyice uykusunun geldiğini çıkardım. Gözleri de kapanıyordu.

Louis yaklaşıp Valera'nın üstünü örttü ve o uyuyana kadar kimsenin gitmeyeceğini söyledi. En geç öğle yemeği zamanında yurda geri geleceğimizi de belirtti ve sandalyesini önüme çekip gözlerimi silmeye başladı. Hiç bastırmıyordu mendili ve haliyle uğraşmak zorunda kalıyordu. İşini bitirdiğinde beni yüzümü yıkamam için gönderdi. Amacıma ulaşmış gibiydim aynaya baktığımda, gözlerimi dikkatle inceleyince en hassas noktalarda yaldızlı boyayı gördüm ve gülümsedim. Çok dikkat çekmese de gözlerimde hala biraz vardı. Geri döndüm sonra odaya.

Döndüğümde gördüğüm manzara, çok güzeldi. Louis, Valera'nın saçındaki tokaları masaya bırakmış, saçlarını da eski haline sokmuş okşuyordu bir eliyle. Valera gözlerini kapatmıştı, uyuyor muydu bilmiyordum fakat Louis ona alçak sesle şarkı söylüyordu. Şarkının sözlerine dikkat kesildim.

SilvaNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ