yıldız🌟

45 9 1
                                    


Bu yazıp yayınladığım ilk 2seok ficim, umarım okunup beğenilir. Fikirlerinizi esirgemeyin. 💝

###

Balkondan gördüğü şehrin ışıklı ve gürültülü manzarasına, gözünün ışıksızlığı ve boşluğuyla bakıyordu.

Evinin camlarında hiç perde yoktu, şu an karanlık olan odada sadece şehrin ışıkları vardı.

Yüksek bir binanın onuncu katında oturuyordu ve balkonundan tüm şehri görebiliyordu.

Şehrin ışıklarına bakarken ağzındaki bitmiş sigara izmaritini masaya bırakıp ağzını boş bırakmamaya yemin etmişçesine bir sigara daha koydu ağzına ve sigarayı yaktı.

Sigaranın zehirli dumanını içine çekti derin derin. Sigara, su veya yemek gibi bir şeye dönmüştü onun için.

Bu ev, oturduğu bu koltuk, bu masa hep bir anıya sahiplik ediyordu.

Güzel anılar yaşanmış bu yerde ise o şimdi hem ciğerini hem sigarasını yakıyordu.

O, bugün sevgilisinden ayrılmıştı.

Kaybettiği kişi sevgilisi miydi kendisi miydi? Insan kendisini kaybettiğinde ne bu durumu fark ederdi ne de farketse bile kendini yakardı. Sevdiğini kaybettiğinde ise yakardı tüm gemileri, kendini, şehri.

Birini sevmek, birini gerçekten sevmek biraz ağır anlam taşırdı.

Tüm benliğinle sevdiğinde acısı ağır olurdu.

Kaybetmek; birçok olay, nesne için kullanılır. Değerli bir eşyan kaybolduğunda "Demek ki olacağı varmış, kaderi buymuş." diye avutabilirsin kendini ancak değerli birini kaybedince "Kaderi buymuş." diyemiyordu insan. Kadere ya da Tanrı'ya isyan ediyordu hatta.

Katolik bir ailede doğup büyümüş olmasına karşın hem gaydi hem de utanmadan isyan ediyordu Tanrı'sına. Pek sevgili ailesi onu böyleyken görseydi tepkileri çok nazik olmazdı.

Sigarasının dumanını üflerken yıldızlara bakıyordu.

"Benim sevgilim de bir yıldızdı." dedi yıldızları boş gözlerle izlerken.

"Şimdi de bir yıldız oldu..." diye kısık bir sesle devam ettirdi cümlesini.

"Hatta kutup yıldızından daha parlak bir yıldız olmuştur." dedikten sonra hafif bir gülümseme oldu yüzünde. Sevgilisinin tüm övünmelerini ve kibirli hâllerini, kendisinin ise onu bu konuda azarlamalarını hatırladı. Şimdi o anlara dönseydi onu azarlamazdı hatta kendisi daha çok överdi.

Daha sonra bakışları masaya döndü ve bir koluyla başını sardıktan başını eğdi.

"Sabahları birlikte kahvaltı yaptığımız masa..." diye mırıldandıktan sonra hayallere daldı.

Kızarmış ve yorgun gözlerindeki yaşlar yavaş yavaş bir zamanlar sadece mutluluğa şahit olmuş masaya damlıyordu.

"Ah, ah..." diye acıyla inledi.

"Beni bu kadar erken yaşta yalnız bırakmamalıydın, SeokJin."

###

323 kelime olmuş... Belki uzar bölümler. Duyguları iyi anlatmışımdır umarım. Bu bölüm tanıtım gibiydi biraz. Sonraki bölüm ne zaman gelir emin değilim.





Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dancing With Your Ghost // 2SeokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin