✓ BAZILARININ SIRLARI VARDIR

2.7K 388 36
                                    

Yazar'dan...

"Lânet olası cesetlerden her yerde var. Onları koklamak zorunda kaldıkça daha erken yaşlanıyorum. Bunu yapan aşağılık köpeği bulursam onu kimse elimden alamaz. Postuyla kendime bir bot yapar leşini de timsahıma yediririm." Timsah beslemek yasaktı. Sör Clear bunu çok iyi biliyordu. Ama kralın en iyi muhafızı olması ona bazı istekleri konusunda ayrıcalıklar tanınmasını sağlamıştı.

İki gece önce bir fırıncının sekiz yaşında ki oğlu parçalanmış vaziyette nehrin ağzında sarkıyordu. Zavallı oğlanın cesedi liğme liğme edilmişti. Neredeyse bir kurdun yediği yemeğe benziyordu. Tüm organları dışarı taşmış ve yenilmişti.

Herkes Sör Clear'ın timsahını suçlamıştı. Haberin kralın kulağına gitmemesi için bir dolu kese altını at yelesinden yaptırdığı pelerinin cabine saklamış ve gece yarısı fırıncının evine yaptığı ziyarette hediye etmişti. Adam bunu kabul etmemişti. Oğlunun değerini böylesi bir ücret karşılığında nasıl satın alabileceğini haykırıp durmuştu. Bunun üzerine kral Muhafızı adamı ve tüm ailesini kılıçtan geçirip cesetlerini bir uçurumdan aşağı atmıştı .

"Hangi sümsük beyinsiz Kral toraklarında genelev açmaya cesaret eder. Hepsini hadım edeceğim. Çabuk gidin ve o evi ateşe verin."Adamın soğuk,sert ve acımasız sesinin şiddetiyle kale duvarları titremişti. Kimse başını kaldırıp bakmaya cesaret etmiyordu. Ama Sör Clear, vahşi yüzünün getirisini taşıyan öfkeli gözlerini duvarın üstündeki adama dikti.

Yaklaşık bir asır önce Yamalı Kral Craig Donovan ilan ettiği bir yasayla tüm genelevlerin ve onların işlerini yürüten küçük yerlerin kapatılmasına yönelik bir yasa ilan etmişti. Yasa da "Hiçbir kadının gelir kazanmak maksadıyla böylesi çirkin yerlerde çalışmamalı. İnsan neslinin en güzel şekilde devamını sağlayan kadınlar,en güzel şekilde yaşamalıdır. Ve ben hiçbir kadının açık rızasıyla bu işi yaptığına inanmıyorum. Kadınlar zorla bu işe sürükleniyor." Konsey yasayı kabul etmiş ve çok kısa sürede yürürlüğe sokmuştu. Hemen ardından tüm kral toprakları abluka altına alınmış ve bu işi yürüten evler kapanmış, ticareti ile uğraşanlar da yakalanıp aynı gün içinde ilan edilen başka bir yasayla idam edilmişti.

Küçük Adam Joyc köpeğinin tasmasına sarılıp haykırdı."Bu toprakların kirli işlerle anılmasına asla izin vermeyeceğim." Adamın sarı dişleri en az köpeğinin kadar sivri ve salyalıydı. Kimse onun cesaret ve sadakatinden şüphe duymazdı. Ona doğru bakanların gözlerinde çoktan desteklerini kazandığını gösteren ifadeler yatıyordu.

"Hemen şimdi atalarınızı alın ve oraya gidip onların kellelerini bana getirin."Şehir Muhafızı Kumandanı yüksek duvarın üstünde ona uzatılan merdivenin yardımıyla indi. Askerlerin getirdiği atına binerek etrafta toplanan halka doğru çevirdi yüzünü. Tek bir kez Sör Clear'a doğru bakmış, memnunum olmadığını göstermiş ve tekrar başını çevirmişti.

Sör Clear ise, sadece ürkütücü bir şekilde gülümsemişti.

Kralın eski ihtiyar sancak beyi de oradaydı. Adamın gözleri keskin bir şekilde herkesin üstünde hareket ediyordu. Çok sevilen bir çehreye sahip olmayabilirdi ama onun da zamanında işinde en iyisi olduğunu herkes bilirdi. Görevini devralan küçük oğlunun sancağı taşıyamayacak kadar çelimsiz bir delikanlı olduğunu söyleniyordu şimdilerde. Ona takılan bazı lakaplar ihtiyarı öfkelendiriyordu. Hepsi kulağa berbat geliyordu. Geviş getiren Tümsek Yılanı, Üç Boynuzlu Sıçan...

Kumandan ile göz göze gelen sancak beyi, karşılıklı bir reveransın ardından atını mahmuzlayan kumandanın gidişini seyretmek için herkes gibi o da arkasından baktı.

Duvarın dibine çöken dilenci çocuk, atların gözden kaybolur kaybolmasıyla saklandığı köşeden fırladı. Çıplak, çamura batan kirli ayakları aynı zamanda kurmuş kan içinde kalmıştı. Elinde taşıdığı küçük ,eski ve yırtık şapkasıyla kalabalığından arasına karıştı."Lütfen efendim. Kız kardeşlerim için eve ekmek götürmem gerekiyor." Bazıları ona çarptı,yere devirdi. Üstüne basan bile oldu. Bazıları ise birer Prens Çekti verdi.

En sonda dağılan kalabalığın arasında çıkan çocuk, topladıklarına aç gözlerle bakıyordu. Karşıdan gelen küstah bir soylu hanımefendi ona birden çarptı ve çamurlu suyun içine düşmesine sebep oldu. Çocuğun topladığı tüm ganimeti yoğun çamurun arasında aniden gözden kayboldu. Çocuk ağlayarak çılgınlar gibi çamurun içine iki eliyle birden daldı ve onları aramaya başladı.

Bu manzaraya uzaktan şahitlik eden genç bir delikanlı çocuğa yaklaştı ve onu düştüğü yerden kaldırdı. Çamurdan kopmayan çocuğu kenara çekmesi biraz zor olmuştu. Bunu başarabildiğinde çocuğun omuzlarından sıkıca tutu ve çömeldi."Ağlama,senin için güzel şeylerim var."Gülümseyerek çocuğun hanesine tam yirmi Prens Çekti ve iki tane Kral Zini koydu. Çocuk bu paralara bakarken hayretle gözlerini kocaman açmıştı. Sanki gerçek olduklarına inanmıyormuş gibi onlara çamurlu elleriyle dokundu. İlk kez bir Kral Zini oluyordu. "Siz...siz çok yüce gönüllü birisiniz efendim. Size sonusuz bir minnettarlık duyuyorum. Lütfen, çok istediğiniz bir şeyi söyleyin ve onu şimdi sizin yerine getireyim."

"Hayır çocuğum, böyle bir şey yapmana gerek yok. Bunu sana hediye olarak verdim."Çocuk adamın yüzüne daha dikkatli baktı. Bu yüz ona bir yerden tanıdık geliyordu. Ama kim olduğunu bir türlü çıkaramıyordu. Bu kimin umurunda. Bu adam onun için artık bir kral sayılırdı.

"Lütfen efendim,rica ediyorum. Benim için bunu yapın. Size hiç olmazsa bir yardımda bulunmak istiyorum."Elinde tutuğu paralarla bir kez daha inanmayan gözlerle baktı ve konuşmasını sürdürdü."Böylesine bir cömertliği daha önce yapan olmamıştı."Pis elleriyle adamın temiz, pahalı ipten örülen gömleğine yapıştı."Lütfen efendim,rica ediyorum. Küçük olduğuma bakmayın. Sizin için her şeyi yapacak güce sahip olduğumdan emin olabilirsiniz."

Adam tuhaf bir şekilde gülümsedi ve kalktığı yerden doğruldu."Doğrusu genç adam, küçük bir yardıma ihtiyacım var."Yüzü düştü. Gömleğine sürünen çamurlara baktı."Neyse boş ver genç adam. Bu iş senin gibi biri için çok tehlikeli olur. Hadi görüşürüz, kendine iyi bak. Paralarını dikkatli harca." Adam gitmek için arkasına döndüğünde çocuk koşup önüne geçti.

"Hayır efendim, her şeyi yaparım." Küçük göğsünü kabarttı ve başını dikleştirdi."Ben yeterince büyüdüm. Bakın,"Adam güldü."Şimdi o işi bana söyleyin."

Adam bir süre küçük oğlanı dikkatlice izledi. "Sanırım oldukça güçlü birine benziyorsun." Çocuğun yanına çömeldi,elini güven vermek ister gibi omuzunun üstüne koydu. "Bak şuraya. Siyah pelerin içindeki kadını görüyor musun?" Az ileride bir tezgahın başında otlarla uğraşan bir kadın işaret etti.

Çocuk o yöne baktı. "Beyaz elbiseli kadının yanında ki mi?"

Adam başını salladı. "Evet,o." dedi. "Ona gidip bu notu veririr misin. Ama kimse görmesin." Ceketinin iç cebinden çıkardığı notu çocuğa uzattı.

Oğlan haylaz bir şekilde sırıttı. "Sevgilin mi?"diye sordu.

Adam utanmış gibi başını öne eğdi."Evet,dedi.

Oğlan, heyecanlı bir sesle,"Tamam bunu yapacağım."dedi ve notu alıp o yöne koştu.

ATEŞ ORDUSU | DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin