Options / Taekook

3

Koca duvarların etkisindeydi. Bu kadar büyük duvarlar, ihtişam, gösteriş ve daha fazlası geçtiği koridorlarda sadece bunlar vardı ve küçük dilini yutacak gibiydi. Çünkü bu koca sarayın içinde çalışmaya başlasa bile binlerce kez kaybolacağını gayet iyi biliyordu. Ama neyse ki güçlü bir hafızaya sahipti ve bu işini kolaylaştıracaktı.

Önünde onu yönlendiren bir başka hizmetkâr, sinirlerini bozuyordu çünkü kendisi bir toprak perisiydi ve bilgelikleri ile bilindikleri için saçma sapan şeyler anlatıp bunları bilmesi gerektiğini söylüyordu. Ayrıca tüm ailesinin burda çalıştığını yürüdüğü koridorlar boyu anlatıp durmuştu. Kendini bilgin sanan bir ahmaktan başka hiçbir şey değildi ve krala o kadar çok yalakalık yapıyordu ki midesi bulanmıştı.

Bu perinin kadın olması, genç ve güzel olması da krala cilveli yaklaşımları da sadece onun yatağına girmek istemesindendi. Ama hiç korkmuyor muydu Kim Taehyung'tan o yüce ve acımasız kraldan. Çünkü zindanda kaldığı süre boyunca hep birileri işkenceye maruz kalmıştı. O kadar kötü işkencelerdi ki gerçekten midesi bulanmıştı. Öyle ki orda kendisi yerine bir hava perisi olsaydı kesinlikle o işkence gören periler yerine kendileri ölürdü. 

Kim Taehyung'a kur yapan perinin onun eşinden de mi korkusu yoktu? Çünkü yüce hükümdarın bir eşi vardı tahta geçmesi için kullanılmış bir eş. Görünüşe göre de bir çocuğu yoktu. Kral çocuğa gerek olmadığını düşünüyordu. Bir veliahta gerek olmadığını düşünüyordu.

Eğer kral vefat ederse bile -ki bu kral fazlasıyla güçlü bir kraldı ve ölmesi kolay olmazdı- veliaht çocuk yapmak zorunda olsa dahi bu çocuğun erkek olması için uğraşmazdı. Ona göre kız ve erkeğin bir farkı yoktu çünkü. Hatta hükümdarın bir kadın olması ve o kadının kendi kızı olması onun gururunu okşardı. Onu büyütür, eğitir ve kendisi gibi bir hükümdar olmasını sağlardı.

Kim Taehyung'a göre bu böyleydi.

Bu toprak perisi çok cesur davranıyordu Jungkook'a göre. Ve o kadar ukalaydı ki artık cidden kadının o ağzının sonsuza kadar kapanmasını isteyecekti.

Hâlâ ilerlerken birkaç kez daha köşeden dönmüşler, en sonunda Kim Taehyung'un şahsi, kişisel odasına varmışlardı.

"Burası yüce hükümdarımızın odası." Dedi eliyle büyük ihtişam kokan kapıyı gösteren toprak perisi.

Koskoca iki kanatlı kapı neredeyse 3-4 metre uzunluğunda vardı ve bu çok korkutucuydu. Üstelik kapı altın sarısı işlemeleri ve garip kabartma figürler vardı.

Bu koskocaman kapıları olan hükümdarın odasına geçtiler ve Jeongguk bu odadan başka bir oda görmemişti bu geniş ve ihtişamlı koridorda. Sadece küçük kapılar olan birkaç yere rastladı. Hükümdarın odasının önünde iki tane peri dikilmişti ve o kadar irilerdi ki Jeongguk kendini bir böcek gibi hissetmişti. Bu geniş koridoru onlar koruyordu sanmıştı. Zaten öyleydi de. Önünde ona rehberlik eden ukala periyle birlikte bu koridorun sonuna doğru yürüyorlardı. Sola saptıklarında önlerine merdivenler çıkmıştı ve merdivenleri indiklerinde ise önce yine hoş bir kapı ve sonrasında sıradan kapılarla kaplı bir koridor gördü. Toprak perisi en baştaki odayı gösterdi tekrar bir eliyle ve konuştu.

"Burası senin odan. Sen artık hükümdarımızın kişisel hizmetkârı olarak biliniyorsun. Tabii hemen işe başlamayacaksın. Önce birkaç sınavdan geçmen gerekiyor. Test edileceksin. Güvenli biri olduğuna kanaat getirildiğinde işe başlayacaksın." Sözlerini nefret dolu bir sesle söylemişti. İşte o zaman anlamıştı Jeongguk bu kadının kendi yerine kralın kişisel hizmetkârı olmak istediğini.

Toprak perisi ona odasını gezdirip gösterdiğinde odanın sürgün edildiği zaman yerleştiği evine bin bastığını söyleyebilirdi. Öncelikle büyük bir yatağı ve odanın içinde kendine ait bir banyosu vardı. Bu onun için çok çok iyi bir şeydi. Büyük bir dolap vardı fakat kıyafetleri yanında olmadığı için bunun anlamsız olduğunu düşündüğü zaman dolabın kapağını açığında toprak perisi, içinde bolca kıyafet olduğunu gördü. Garip diye düşündü. Neden hizmetkâr için kıyafet bile koyuluyor ki?