10. Bölüm "Ufaklık"

Start from the beginning
                                    

" Sikt... Başlatma şimdi Demirden. Bir kere de itiraz etmeden gel. Gözlerinin altı mosmor olmuş ağrıdan ama sen hala inat peşindesin. Şimdi buraya uslu uslu oturuyor musun?" dedi bacaklarının arasını göstererek "Yoksa ben seni direkt kucağıma mı oturtup masaj yapayım?" diye de eklemişti. Her defasında beni saçma sapan şeylerle tehdit ediyordu. Bana istemediğim hiçbir şeyi yapmayacağını biliyordum. Nasıl bildiğimi bilmiyordum ama biliyordum. O da benim gibi kurtarılmayı bekleyen masum bir çocuktu nihayetinde ve bunu belli etmemek için, elindeki gücü kullanmaya çekinmeyecek kadar da vicdansız...

Daha fazla tartışmaya girmeden bacaklarının arasına oturdum. Ellerini omuzlarıma koyduğunda vücuduma yayılan ince bir sızı vücudumu kaskatı yaparken güçlü eller beni rahatlatarak usulca göğsüne yasladı. Bu mahrem pozisyonda da ne yapacağımı bilemeden kıpırtısızca duruyordum. Kulağımın dibinde hissettiğim nefesi içime işlerken söyledikleriyle biraz olsun rahatlamıştım.

"Şiiitt rahatla Güvercin kendini kasma, başındaki ağrıyı bizzat kendi ellerimle geçirip seni huzura erdireceğim."

Hiçbir şey söyleyecek gücüm yoktu. Ağzımı açmak için bile enerji harcayacak halim kalmamıştı. Omuzlarımda gezinen eller beni yavaş yavaş rahatlatırken, bulunduğumuz pozisyonun mahremiyeti artık umurumda değildi. Elleri usul usul omuzlarımdan boynuma, oradan da başıma geçmişti. Bu Demir'in yaptığı masaja hiç benzemiyordu. Bu, kimsenin dokunuşuna benzemiyordu. Şakaklarımda usulca dolanan eller anlıma doğru yol aldığında başımı göğsüne tamamen yasladı. Bunu düşünemeyecek kadar kendi halime dalmıştım. Her dokunuş bir sihir gibi başımdaki ağrıyı götürüyor, beni daha da rahatlatıyordu. Bir saati aşkındır yapılan bu dokunuşlardan hiç ayrılmak istemesem de huzursuzca kımıldadım. Yağız'ın elleri hareketini durdurmuş ama anlımla temasını kesmemişti.

"Bir şey mi oldu?" diye sordu tekrar kulağıma eğilerek. Bu hareketi sevmiyordum. İçime işleyen nefesi beni savunmasız bırakıyordu. Doğrulmaya çalışsam da buna izin vermedi.

"Uzun bir süredir masaj yapıyorsun ellerin yorulmuş olmalı. Daha iyiyim artık. Bırakabilirsin." dedim mayışmış sesimle.

Boğazından hafif bir kahkaha yükseldi. "Başına masaj yapmak beni zerre kadar yormadı, ayrıca beni bu kadar düşündüğünü bilmiyordum Güvercin." dedi elleri başımı adeta okşarken.

Arkam dönük olduğundan yüzündeki ifadeyi görmediğim için daha iyi hissetsem de beni yine sinirlendirmeyi başarmıştı. "Seni düşünende kabahat zaten" diye söylendim içimden. "Madem bu kadar meraklısın öyleyse devam et."diye mırıldandım.

Elleri hareketlerine devam ederken kulağıma dolan gök gürültüsünün sesi nefesimi kesip kalbimi delice attırmaya yetmişti.

Annesi başka bir adamla evleneli yaklaşık bir yıl kadar olmuştu. Her ne kadar üvey babası ona kötü davranmasa da onunla bir aradayken hissettiği soğukluk onu huzursuz etmeye yetiyordu. Üstelik hiç yoktan bir ağabeyi de olmuştu; Eymen...

Eymen; ona gerçek bir kardeş kadar yakın olmasa da iyi davranıyordu. Geçen bir yıl içinde hiç kendisine yüksek sesle konuştuğunu bile hatırlamıyordu. Kendinden yaşça büyük olmasına karşın onunla vakit geçirmekten kaçınmıyordu. Bazen onu okuldan alıp çok sevdiği kitapçıda saatlerce beklerken bile sesini çıkarmazdı. Onu gerçekten bir ağabey olarak seviyordu. Zaten sevmemesi için hiçbir sebep yoktu.

Kışın ortasında bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun sesi içine bir huzursuzluk veriyordu. Annesi ve üvey babası iki gün önce yurtdışına çıkmışlar onu Eymen ile birlikte bırakmışlardı. Evdeki yardımcı kadın akşam 8'den sonra evine gittiğinden canı sıkılmış ve kitap okumak için odasına çıkmıştı. Duyduğu gök gürültüsüyle okumaya çalıştığı kitabı aniden elinden düşürdüğünde kalbinin çarpıntısını dindirmek için yatağında kıpırtısızca durmuştu. Tekrar tekrar kulaklarına gelen sesle elektrikler de gidince boğazından fırlayan çığlığa engel olamadı. Bu kadar kuvvetli bir gök gürültüsünü bu zamana kadar hiç duymamıştı. Gözünden akan yaşları silmek için bile yerinden kımıldamaya korkuyordu. "Lütfen Allah'ım artık bitsin."diye kısık sesiyle tanrıya yalvarırken kapının aniden açılmasıyla birlikte var gücüyle çığlık attı.

HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now