24. Bölüm:

5.3K 183 64
                                    

Biz geldiiikkkk

6.1k... hepinize çokk teşekkür ederim ama ufacık bir rica... Oy verir misiniz?

Cidden o kadar okunmanın çeyreği kadar oy olmuyor ve azıcık üzüyor.. Olabildiğinde her gün bölüm yayınlamaya vs. çalışıyorum ama o kadar az oy oluyor ki..

Özür diyerek oy sınırı getiriyorum. 

Sınır: 35 oy, 30 yorum. (Çok olmuş olabilir - Önceki oylara vs. göre- ama gerçekten bu durum beni üzüyor. 

Yani bir dahaki bölümün zamanını siz belirleyeceksiniiiiiz

Sizi seviyorum ve güzel okumalaaarrrrr

OY VE YORUM YAPALIM LÜTFENNNN

***

''İnsanlar sabırsız oldukları için cennetten kovuldular, tembel oldukları için geri dönemiyorlar.''

-Franz Kafka-

(Lâl'in Anlatımıyla...)

Dinlediğim müzikler değişirken camın önünden zil çalana kadar ayrılmadım. Çektiğim rahat uykunun üzerine daha iyiydim. Zil çaldığında yanıma gelen Vera ile toparlandım. ''İyi misin?'' diye sordu öğretmen masasının kenarına oturduğunda. ''İyiyim'' dedim gülümseyerek. ''Sen?''

''Ben de. Bir sorun mu var?''

''Hayır. Senin?''

''Hayır.''

''Güzel.''

''Evet.''

Gözlerimi kaçırıp kulaklığımı çıkarttım ve yerimden kalktım. Yanağına ufak bir buse kondurdum bir sorun olduğunu düşünmemesi için. Yüzüne yerleşen gülümsemeye karşılık verip sırama ilerlediğimde derin bir nefes aldım. Vera'da yanıma geldiğinde Arkın ile tartışmasını anlatmaya başladı. Hoca gelene kadar gülerek konuştuğumuzda dersten önce bana ufak bir öpücük bıraktı. 

Ders hızla başladığında ben de dinlemeye çalıştım. Tabii sürekli Vera'nın yaptıkları dikkatimi dağıtmadıkça iyi gidiyordum. Bir eli gülümsemesi eşliğinde baldırımdan daha da yukarı yavaşça çıkarken kalemi ağzına aldı ve ısırdı. Bu hareketleri içimi hoş ederken yutkundum. Diliyle kaleme daire çizdiğinde ise ona bakmama kararı almıştım. Bunun ardından kulağıma eğildi ve nefesini bıraktı. Boynumdan öptükten sonra ''Seni seviyorum'' dedi. Durdum. Gözlerim gözlerin, delip geçmek ister gibi bakarken onda ne gördüğümü bulamıyordum. Kafasının içini görmek istiyordum. Sevgisini, tüm hislerini. ''Ben de seni seviyorum'' dedim burukça gülümseyerek. Şayet o benimkileri görseydi, aklını kaçırırdı. 

''Sessiz olun lütfen'' diyen hoca ile alt dudağımı sarkıtıp burnumu çektim. Bana gülerek kaşla göz arasında dudağıma ufak bir öpücük kondurduğunda gözlerimi kocaman ettim. Etrafıma bakarken kimsenin görmemiş olmasını diliyordum yoksa dayımın yanına uğramamız gerekebilirdi. Hoca tahtaya soruları yazarken elim defterine gitti.

Dersi dinle güzellik ;)

Gülümseyerek gözlerini devirdi. 

Başka şeyleri dinlemek tercihim bebeğim.

Ne mesela? 

Mesela.. Senin inlemelerin? Altımda  ;)

Utançla defteri kapattığımda başını sıraya gömerek güldü. ''Vera?'' 

''Efendim hocam?'' dedi dudaklarını birbirine bastırarak. Kafasını sırasından kaldırmıştı. ''Bu kadar komik olan ne canım?'' 

Bana baktığında gözlerimi kaçırdım. ''Şey hocam'' dedi alt dudağını ısırarak. ''Evet?''

''Bir şey değildi'' dedi gülerek. Hoca kızacağı sırada çalan kapıyla ise başını sıraya gömüp daha çok gülmeye başladı. Ben onun bu hâline gülerken ''Duyuru yapabilir miyim'' dedi içeri giren kız. ''Tabii canım.''

Kız sınıfın ortasına geçtiğinde Vera başını omzuma gömdü. ''Pazar günü itibariyle okulca kampa gidilecek. Çarşamba günü ise geri dönülecek. Ücretini 250 TL olmak üzere konaklama vs. tüm ihtiyaçlar giderilecek. Konaklama derken de, çadırdan bahsediyorum.'' Kız güldüğünde sınıf uğuldamaya başlamıştı bile. ''Gitmek isteyenlere ise şimdi form vereceğim. Kimler alacak?''

''Düşünseydik bir abi'' dedi ön sıradaki bir çocuk. ''Zaman kısıtlı olduğu için sanırım. Bana bu görev verildi.'' Sınıftan bir kaç kişi el kaldırdığında Vera bana döndü. ''Gidelim mi?''

''Kampa mı?''

''Evet.''

''Börtü böceğin arasına mı?''

''E yani?''

''Evimi tercih ederim as-'' Vera elimi tutup kaldırdığında kendininkini de kaldırmıştı. Gülerek beklediğimde önümüze formlar konuldu. ''Son derse kadar doldurulup getirilmeli. Velilerinizden izin alıp doldurmayı unutmayın. Ücretler pazar günü toplanacak. İyi dersler hocam.''

''Ben böyle iş görmedim'' dedi hoca. ''Haftaya olsaydı ne olurdu sanki? Neyse çocuklar, konuşmayın hemen. Derse dönün.''

Hoca dersi anlatırken Vera kendi formunu doldurmaya başlamıştı bile. ''Çok güzel olacak Minik.''

''Ah, ne demezsin...''

***

Pazar günü geldiğinde Vera ile buluşup okula birlikte gitmiştik. Sırt çantalarımıza kıyafetlerimizi ve almamızı söylenen çadırları yanımıza alıp yola koyulmuştuk. Evet, çadırı da biz almıştık. 

Okula geldiğimizde fazlasıyla kalabalık bir topluluk ve sayamadığım kadar çok otobüs vardı. Sınıfımızın ve sınıf öğretmenimizin olduğu yere geçtiğimizde hoca paraları topluyordu. ''Evet. 17 kişi miyiz yani?''

''Evet hocam.''

''Evet.''

''Ne zaman gideceğiz?''

''Hocam çadırda kalmasaydık ya.''

''Gelme o zaman evladım?''

''Aman hocam, o kadar para verdim.''

''Her neyse, konuşmayın. Sırayla otobüse binin bakalım.''

Vera ile ben bin bir eziyetle aynı yere oturduğumuzda çantalarımızı üst bölmeye yerleştirdi otobüsteki görevli. ''Cam kenarına ben geçeceğim'' dedim hızla. ''Yio, ben geçeceğim.''

''İnerim o zaman aşağı.''

''İnemezsin.''

''İnerim.''

''Lâl, mızıkçılık yapma.''

''Ama ilk ben dedim!'' Bu dediğime güldüğünde eliyle koltuğu gösterdi. ''İyi bakalım benim minik bebeğim. Sen geç.'' Gülerek yerime geçtiğimde ona dil çıkarttım. Bu hareketime tekrar gülüp yana oturduğunda otobüs dolmuştu bile. ''Herkes yerleşti mi?'' dedi sınıf hocamız. Bakmayın öyle, isimlerle aram iyi değil. ''Pişt...''

Arkın'ın aradan omzuma dokunmasıyla gözlerimi devirdim. Evet, bu salakta takılmıştı peşimize. 

''Yanınıza para aldınız mı? Çok kötüyse otelde kalırız.''

''Kamp yerine gideceğiz, süit otel bölgesine değil. Bulursan sen git.'' Vera'nın dediğini Arkın oflayarak cevaplamıştı. 

Otobüste kamp ile ilgili bilgiler verilirken Vera çıkarttığı kulaklığının tekini benim kulağıma taktı ve başını omzuma koydu. Ben onun saçlarının arasına bir öpücük kondururken o bilmediğim yabancı bir şarkı açtı.  ''Seni seviyorum'' dedim saçlarıyla oynarken. Bu sırada otobüs hareketlenmişti. ''Ben de seni seviyorum, çok.'' Başını bir iki saniye omzumdan kaldırıp dudaklarıma ufak bir öpücük kondurduğunda tebessüm ettim. 

Belki de kamp işi gerçekten güzel olacaktı. 

***

SINIR: 35 OY 30 YORUM


GÜLÜMSE | gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin