ben artık bir hastane koridoru çaresizliğinde yürümek istemiyorum hayatı. tutuk donuk bakışlarla. parmaklarımı çıtlatarak. yorgun uykusuz ama incecik ipekten bir ümitle.
ben çıkıp yürümek istiyorum cengiz. ben tedaviyi reddeden bir hastanın kamburunu sırtımdan indirmek. ben ayaklarım içe basmadan kendi kendime çelme takmadan yürümek.
neye karşı çıktığımı bile bilmediğim gösterilere katılmak bağırmak bir kalabalığa ait olmak saydam kimliğime renk vermek ben kabuğuma yedi çekiç darbesi indirmek. cengiz sen beni bilirsin herkes beni bilir ben herkes beni bilsin istemiyorum artık. gözünüze soktuğum bu kederi. ne zaman çıkardım pay edip sakladığım küçücük kutulardan kavanozlardan. odamda dururdu eskiden hüznüm, çok uzun süre yalnız kalmış bir evin havasızlığı gibi yüzüme çarpardı oraya girince. o kutuların kapağını kim açtı cengiz. kim serbest bıraktı bu arsız hüznü. beni bildiğin gibi bunu da bilsen.cengiz bu hastane çok büyük. çıkış kapısını bulabilsem. koşacağım hürriyete. bana yardım et, bir yolu vardır buraya nasıl girdiysen öyle çıkarsın de. volta atarak bir yere varamazsın bu koridorda daha fazla kalamazsın kantinden gelen kahvelerle kim nereye kadar durabilir ayakta ama o insanı ağırlaştıran insanı çivi gibi kendine çakan sandalyelere de oturma de. ilaç kokusu solumaktan ciğerlerim çürüdü cengiz. çok uzak bir düş gibi ama seçebiliyorum perde perde. ben bisikletlerle şarkılarla sahil boyu hiç durmadan tuz ve çimen kokuları vardı bir zamanlar ben kahkaha bile atmıştım bir keresinde cengiz inanır mısın. ben inanmam. beni inandır ne olur.
bu koridordan önce başka bir hayatım olduğuna. bir zamanlar kendime bile bel bağlamadığıma.
sinema salonları gördü gözlerim ada vapurları. hepsi siliniyor cengiz gözlerimi kurtar.
cengiz bana ömrün beklemekle geçmedi de. bunu duymaya çok ihtiyacım var.birlikte hüznümü toplasak yeniden o cam kavanozlara o kırmızı beyaz puantiyeli kutulara. bu kez sımsıkı kapatsak istersen bir kuyuya bile salarız hüznümü sen söyle ben ne yapılır bilmiyorum henüz.
ben kabuklu bir canlı. ya da kabuklu bir cansız olmaktan usandım cengiz. kabuksuz bir canlı olmak çok mu zor bundan sonra. bana cansuyu ver beni köklerimle barıştır beni üstünde kuş yuvaları olan bir ağaç olacağım günlere ulaştır. cengiz yumruğumu boşa al. elimi gevşet. elimi tut demiyorum. biliyorum çünkü birinin elini tutmak bırakacak olmak da demek aynı zamanda. kimse kimsenin elini bir ömür tutamaz. mümkün değil.cengiz peki ben hiç tutmadığım bir eli. tutarak bir ömrü. harcamadım değil mi?