keyifli okumalar🤍
BÖLÜM 14
minho ile yaptıkları dramatik vedalarından sonra jisung'un bok gibi geçen bir haftası.
hiçbir şey yapmak istemiyordu. hali de yoktu. iştahı da yoktu.
minho'yu birkez kampüste mühendislik fakültesine girerken görmüştü.
biraz bakışmışlardı uzaktan. minho kendisine doğru geldiğinde arkasını dönüp kendi fakültesine doğru kaçar gibi gitmişti.
çıkamadığı bir ikilemin içinde dönüp duruyordu. bir gelse minho ne kadar güzel olacaktı ama onu hayatına alamayacak kadar kafasında kendi kurduğu seneryolara inanmakla meşguldü.
şimdi öylece yatağında yatarken kapı zili çalmıştı.jeongin ve felix zil çalmazdı.
zaten ikisi çıkalı beş dakika oluyordu.
kim gelebilir?
kalbi minho'dan yana
sonuçta ne yaparsa yapsın geliyordu minho.heyecanlanırken yerinden kalktı ve hızlı adımlarla gidip kapı deliğinden gelene baktı.
minho olduğundan o kadar emindi ki görüş açısına ağlayan bir seungmin girdiğinde onun için endişelenip hiçbir şey düşünmeden kapıyı açtı hemen.
zaten minho tam da şu an başka şeylerle meşguldü.
"seungmin bu halin ne?"
"jisung bana sarılır mısın?"
sorgulamadan sarıldı eski arkadaşına ve sırtını sıvazlamaya başladı. seungmin her ne yaşadıysa baya kötü görünüyordu.
seungmin'in bu denli içten ağlamasına jisung'un kalbi sızlarken bir araba kornası sesi geldiğinde oraya doğru baktı.
taksideki adam kafasını camdan çıkarmış "paramı verin artık!" diye bağırmıştı.
seungmin jisung'tan ayrılıp masum bir şekilde "taksinin parasını öder misin? borç." dedi. biraz çekiniyordu ama jisung'tan başka kime gidebilirdi?
"sen burda bekle." diyerek içeri girdi ve cüzdanını alıp taksiye gitti.
cama yaklaşıp "ne kadar?" diye sordu.
"23 bin 895 won." dedi adam sinirle.
(yaklaşık 300 lira)
üniveriste öğrencisi jisung'un duyduğu para miktarıyla gözlerini kocaman açılırken "ne! dolandırıcı mısın sen?" diye bağırdı adama doğru.
"arkadakiyle tüm kore'yi gezdik bu akşam."
jisung seungmin'ne baktığında seungmin hala ağlarken ayaklarının ucuna bakıyordu.
taksiciye döndü. "kart geçiyor mu?"
***
seungmin ile beraber şuan felix ve jeongin'in odasında oturuyorlardı.
seungmin hala içini çekerek ağlıyordu.
"ben sana su getireyim." diyerek kalktı ayağa jisung ve mutfağa gitti.
etraftaki postitler aklına geldiğinde gerilmişti ama seungmin onları görmeyecek kadar ağladığı için fark etmemişti.
hemen salon ve mutfaktaki postitleri toplayıp mutfaktaki çekmeceye koydu ve bardağa su doldurup odaya geri döndü.
suyu seungmin'in ellerinin arasına bıraktı ve yatakta yanına oturdu.
seungmin su içip biraz sakinlemişti. o sırada jisung ona zaman tanıdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
la petite mort | minsung
Fanfiction-minho ve kız arkadaşı cinsel hayatlarına birini eklemek istiyorlardı- "gel buraya." tuttuğum kolundan göğsüme çektim onu. başta biraz dursa da hemen kedi gibi sırnaştı bana. ben onu gerçekten çözemiyorum. "senden nefret ediyorum." dedi burnunu çe...