sana sarıldığım anlar

514 60 37
                                    

sonda yaşanan kaostan dolayı şimdiden özürlerimi iletiyorum sizlere ama bunun sinyalini çoktan vermiştim.

keyifli okumalar güzel bir gün geçirin❤️

BÖLÜM 10

kısa bir sürede seungmin ve chan'ın da gelmesiyle herkes masaya oturmuştu.

özetlemek gerekirse dikdörtgen masanın bir tarafında sırasıyla minho jisung jeongin ve felix oturuyordu. diğer tarafındaysa changbin hyunjin chan ve seungmin oturuyordu.

"jisung, patron arkandan az sövmedi haber vermeden gittin diye." chan'ın konuşmasıyla jisung hafifçe güldü. "ben de ona az geçirmemiştim zaten ödeşmiş sayılırız bence."

masada herkes gülerken minho sandalyesine tamamiyle jisung'un sandalyesine yapıştırmış onu izliyordu.

"geri dönmene sevindim. hoşgeldin." dedi gülümseyerek chan.

"ben de arkadaşımla flört etmene sevindim bir yandan da şaşırdım."

changbin fazlasıyla keyifli bir şekilde "sen gidince nerde olduğunu merak edince seungmin'e gitmiş chan. sonra da hep zaman geçirmişler." dedi.

jisung, seungmin'e baktığında yüzünün düştüğünü görünce kaşlarını çattı. seungmin yoksa sen...

"zaman geçirilmeyecek biri değildi." chan seungmin'in elini zarifçe tutup üstünü öptü. "ondan çok hoşlanıyorum."

"ben de." dedi seungmin zoraki gülümsemesini yüzüne kondurup.

"jisung hadi anlatsana nerelere gittiniz?" hyunjin ellerini masaya dayayıp heyecanlı bir şekilde konuştu.

jisung gergin bir şekilde yanındaki felix ve jeongin'e baktı. bir yere gitmedik ki merkezdeki özel bir hastanedeki doktorum ameliyat etti beni sadece. hatta bir ara kalbim falan durdu fazlasıyla atraksiyonluydu yani.

jisung'un "aah biz avustralya'ya gittik. evet evet avustralya." demesiyle felix kafasını salladı ve "aynen ben liseye başlamadan önce orda yaşıyordum oraları özleyince bir gidelim dedik." dedi.

"ciddi misin sen? eskiden avustralya da mı yaşıyordun? ben de ordaydım iki sene öncesine kadar. prodüktörlük yapmak için geldim buraya şimdi para topluyorum biraz sermaye yapmak için." dedi chan gülümseyerek.

"ahh öyle mi ne güzel." dedi felix.

seungmin hala elini tutan chan'ın elini sıktı huzursuz bir şekilde. "bana bundan bahsetmemiştin."

chan elini çekti ve su bardağını alıp ağzına götürmeden önce "benimle alakalı şeyleri hiç merak etmedin ki." dedi durgun bir şekilde ve sudan içti. seungmin gözlerini kaçırdı.

"minho önündeki yemekten yesene aç değil misin?"

hyunjin'e döndü. "açım dalmışım sadece kuzen." diyerek tabağına geri döndü eline bıçak ve çatalı alıp.

jisung önündeki yeterli düzeyde pişmiş ete bakıyordu. kesinlikle çok lezzetliydi fakat gözlerini masanın altındaki titreyen eline çevirdiğinde parçalara ayırabileceğine pek olanak veremedi. bugün iyi anlamıştı doktorun ona neden dinlenmesini söylediğini. arabada biraz uyumuştu ama şu an elini kıpırdatamayacak kadar baya halsiz hissediyordu.

"jeong şu eti kessene." dedi jeongin'e yaklaşıp sessizce.

jeongin de aynı şekil "minho kessin daha yakın zaten." dedi alayla ikisinin sandalyeleri arasındaki yakınlığı kastederek.

la petite mort | minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin