Bölüm 6

16K 864 88
                                    

Sabah sızlayan ellerimle sinirle küfrettim. Öfke kontrol bozukluğum vardı ve bu yüzden kendime zarar veriyordum bu öfkeyi sporla dışarı vuruyordum eskiden ama bir kaç gündür yapamıyorum.

Banyoya yöneldim işlerimi halledip abdestimi aldım ve namazımı da kılıp dolaba yöneldim.

Üzerimdeki namaz için olan kıyafetleri çıkarıp uzun kapşonlu bir eşofman takımı çıkardım.

Kıyafetleri de giydikten sonra telefonu aldığım bel çantama atıp çıktım odadan ve aşağı indim.

Hava yeni aydınlanıyordu onlar uyanmadan gelirdim diyerekten çıktım dışarı.

Bel çantasından bez parçasını çıkarıp ikiye ayırdım ve parmak boğumlarımı sarıp yürümeye devam ettim.

Tempolu bir şekilde koşuyor ve sinirimi çıkarıyordum eşarbımı çekiştirip durdum.

İğnesini biraz gevşettim ormanlık alandaki yolda biraz daha koştum ve durup arakama baktım baya uzaklaşmıştım.

Yumruk ve tekme talimleri yapıp bir ağacın altında dinlendim. Kolumdaki saate baktığımda saatin 7'e geldiğini görüp kalktım.

Tempolu bir şekilde koştum eve varana kadar sonunda geldiğimde nefesimi düzene sokup demir kapıyı ittirdim.

Kapıdaki nöbettçi kapıyı kapatırken ben de yavaşça bahçeye girdim ve kapıyı çaldım bir süre sonra kapıyı açan Banu ablayla hafiften gülümseyip içeri girdim.

Telefonumu çıkarıp saate baktım. Sabah saat 5 gibi çıkmıştım saat şimdi 7'ydi.

Oturma odasına adımladım içerde sessizce oturan aile bireyleriyle kaşlarım derinden çatılırken hepsinin yüzündeki açık korku ve endişe beni garip hissettirmişti.

Çıkardığım ayakkabı sesleriyle kafalar buraya dönerken abi tayfası beni görür görmez göz devirip önlerine dönmüşlerdi. Evet evet aynı anda yaptılar.

Bende onlara göz devirip diğer üçlüye döndüm Sevim hanım tedirginlikle yanıma geldi ve ellerimi tuttu.

"Çok korktum gittin sandım" dediğinde olayı yeni anlamıştım başımı hayır anlamında salladım.

"Bir kaç gün sonra gidiyorum şimdi değil" dedim. Sıkkın bir nefes verip surat astı zar zor gülümseyip ellerini çekti.

"Bu kadar bekleme gerek yok aslında şimdi de defolup gidebilirsin biletleri ben ayarlarım seve seve" diyen Cihan'a kırgın gözlerle baktım buruk bir tebessüm edip derin bir nefes aldım.

"Teşekkürler ama sizin paranıza ihtiyacım yok rahatınızı bir kaç gün daha bozacağım sonra defolup gideceğim" dedim yutkunarak. Keşke kırgın olmasam keşke nefret edebilsem keşke empati kurmaya çalışmasam.

Ama olmuyordu işte onlar benim canımı yakmak için ellerinden gelen herşeyi yaparken ben onlardan nefret dahi edemiyordum.

"Abi yeter artık size hiçbir şekilde karşılık vermiyor her hakaretinize katlanıyor ne istiyorsunuz ne yapmaya çalışıyorsunuz siz ya hepiniz çok pişman olacaksınız bir gün, ama o zaman da ablam kırgınlıkların toplamakla meşgul olacak" diyip sinirle ayağa kalkan Batu'ya herkes gibi bende şaşkınlıkla baktım.

"Yemin ediyorum böyle alttan alman çok zoruma gidiyor abla sende söyle bir şeyler canını yakıyorlar görebiliyorum çok kırgınsın ama bir şey söyle lütfen sende onlara aynı tepkiyi ver artık hem yaraların.." sözünü kesip yutkundu ben ona dolu gözlerle bakarken yanıma adımladı.

Kolumdan çekip göğsüne yasladı beni ve sıkıca sardı kulağıma eğilip fısıldamaya başladı.

"Özür dilerim abla gerçekten ağzımdan kaçtı" dedi ve eşarbımın üstünden başımı öpüp geri çekildi.

ᴇʙʀᴀʀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin