smut başlangıç ve bitişine uyarı koydum keyifli okumalar 🤍 eğer rahatsız etmiyorsa okuyun çünkü diyaloglar var aralarında 😽
BÖLÜM 5
seungmin ve hyunjin'in son ses açılmış enerji dolu bir şarkıyla gelişleri, bariz bir şekilde yolda gelirken kurmuş oldukları samimiyeti belli ediyordu.
hyunjin seungmin'i bu denli üzenin kim olduğunu bilmiyordu. ama yolda beraber sövmüş ve çekiştirmişleri seungmin'i üzeni.
seungmin öyle gidip de birilerine ben changbin'den hoşlanıyorum demez. kimseye söylememişti. tek bilen jisung'tu ve o da kendi fark etmişti zaten.
göl evine vardıklarında ıslanmış bir şekilde jisung ve minho'yu görmeleriyle dalga geçmişlerdi göle yanlışlıkla düştük diyen ikiliye.
ıslak kıyafetler yerini minho'nun kıyafetlerini alırken güzel bir sofra kurulmuştu.
sonbaharın ortaları hava hafif serin. içerde yemişlerdi yemeklerini. zaten minho ve jisung baya üşümüşlerdi. sonra minho'nun kırdığı odunlarla ateş yakılmıştı. sohbet muhabbet güzeldi ama minho ve jisung kafalarında dönen vedayla meşgullerdi. ara sıra buluşan gözleri kaçıveriyordu hemen.
gece bittiğinde seungmin ve hyunjin'e arkanızdan ortalığı toplayıp geliyoruz demiş ve ikisini yollamışlardı.
berbat etmişlerdi
gerçekten berbat etmişlerdi
hem de bir günde
odaya girdikleri gibi etrafa aceleyle fırlatılan kıyafetler...
yatağa bile erişememişlerdi.
anlık dürtüyle olduğunu sanıp istediğinin sadece basit bir seks olduğuyla kendini kandırırken bir an bile minho'ya sarılmayı bırakmıyordu.
her şey o kadar hızlıydı ki eros buraya yetişebilmek için okunu bile unutmuştu ve sanırım bu yüzden tamamlanamayacaktı çok şey.
jisung'u ilk defa gören eros bile şaşırmıştı. neden geldiğini bile bilmiyordu. çok erkendi.
erosun burada olması için çok erkendi.
"gideceksin." diye fısıldadı minho kucağında odaya girdiklerinden beri kendine yapışmış olan bedene.
zor olmuştu kıyafetleri çıkarmak. çünkü her bir bedenleri terk eden parçadan sonra jisung daha da sıkı sarılıyordu. minho'ya aceleci olmasından başka bir şans bırakmıyordu.
"ağlıyorsun. ama gideceksin."
jisung cevap vermedi. minho biliyordu ama yine de ses çıkarmamaya çalışıyordu ağlarken. çığlıklarını içine gömüyordu.
şu halini betonda oturup titanik filminin senaristine geçiren jisung görse, senaristten özür diler ve şu an ne için ağladığını bilmeyen ve de bu denli minho'yu sarmalamış jisung'a bir güzel geçirirdi.
minho jisung'un ellerini kavrayak parmaklarını birbirine geçirdi ve kapının hemen yanındaki duvara yaslı jisung'un iki yanından başlayarak ikisinin elini duvarda kenetledi ve çıkarabileceği kadar yukarı çıkarttı.
"bırak ellerimi."
"hayır bana sarılmayı hak etmiyorsun."
"izin ver buna-buna ihtiyacım var."
"ya alışırsam. ne yapacaksın gitmeyecek misin?"
"gitmem gerek."
"bana nedenini açıklayamayacak kadar korkaksın."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
la petite mort | minsung
Fanfiction-minho ve kız arkadaşı cinsel hayatlarına birini eklemek istiyorlardı- "gel buraya." tuttuğum kolundan göğsüme çektim onu. başta biraz dursa da hemen kedi gibi sırnaştı bana. ben onu gerçekten çözemiyorum. "senden nefret ediyorum." dedi burnunu çe...