-minho ve kız arkadaşı cinsel hayatlarına birini eklemek istiyorlardı-
"gel buraya." tuttuğum kolundan göğsüme çektim onu. başta biraz dursa da hemen kedi gibi sırnaştı bana.
ben onu gerçekten çözemiyorum.
"senden nefret ediyorum." dedi burnunu çe...
umarım güzel bir gün geçirmişsinizdir keyifli okumalar😽
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÖLÜM 4
herkesin hayat akışı farklıdır. bu tamamen evrenin işidir. bazen senin planlarınla paralel gider bazen de tamamen zıt yöndedir.
hayatımıza giren her insanın bize dokunduğu noktalar vardır büyüklü küçüklü.
jisung şehirden uzaklaşmalarıyla toprak yolda giderlerken camdan dışarıya bakıp yeşil alanları izliyordu.
güzel. o evin yolunu uzak bulup gitmeye üşenirken daha dün tanıdığı çocuk onu dağa kaldırıyordu.
istemese hayır diyebilirdi ve jisung hiç takmadan arabadan inebilirdi bile. ama evren çoktan jisung'un zıt yönünde planları devreye sokmuştu bile.
ilk andan itibaren.
heejin'in partner olarak jisung'u seçmesinden beri evren planını tıkır tıkır işletiyordu.
hatta partner olarak seçmesinden önce bile girmiş olabilirdi. heejin'in arkadaşıyla jisung'un yatmasından beri plan işliyor bile olabilirdi. hepsi bir yoldu aslında.
jisung o akşam minho ile tanışıp betonda konuşmasaydı ve sekiz dakika işe geç kalmasaydı seungmin notu jisung'tan alacaktı. changbin'i görmeyecekti. chan ile tanışmayacaktı.
sadece sekiz dakika...
o sekiz dakikada aslında baya büyük bir dokunuş yapmıştı minho. herkes için köklü bir değişim olacaktı yaşanmış ve yaşanacaklar.
minho jisung'u bulmalıydı. kısaca kader diyebiliriz bunun için. yani baştan beri evrenin planı dediğim şey kaderdi. minho'nun barda jisung'u izlemesi de tamamen kaderdi. gözleri onu izlemeliydi. tanışmaları biraz farklıydı ama onlar da çok normal değillerdi zaten.
"sevgilinle sevişmeyeyim diye beni burda kurda kuşa yem mi edeceksin?"
"ne alaka jisung şu mevzuyu açıp durma olaydan bağımsız seninle vakit geçirmek istiyorum."
"arkadaşın mı yok senin bi günde benimsedin beni. arkadaş bileklikleri de takalım mı çeker instagrama atarız?" dedi alayla kısa bir süre gözleri minho'ya değip yeniden cama dönerken.
"sen ne uyuz bir şeysin üç yaşındaki çocuktan betersin."
"biraz daha söv hoşuma gidiyor." demesiyle minho güldü.
"arkadaşım yok değil bay bilmiş. değişiksin biraz tanıyasım geldi seni."
"tamam ama biz yine de arkadaş bileklikleri takalım."