sid'in büyük annesi

1.1K 99 32
                                    

BÖLÜM 2

"hem kendisi meraklıydı hem de beni bekletiyor burda." dedi kendi kendine minho belki yüzüncüye saati kontrol ederken barın girişinde.

yeniden bir taksi barın önünde durduğunda bu sefer içinden inenin heejin olması için dua edecekti şimdi, derken taksiden heejin'in inmesiyle ellerini iki yana açtı. "geldin sonunda."

"pardon hayatım hemen çıkamadım evden." dedi kız ve daha fazla beklemeden içeri girdiler. fazla kalabalık ve sesli ortamda kız etrafta jisung'a bakınıyordu heyecanlı bir şekilde.

evet doğrusunu söylemek gerekirse arkadaşından duyduğu birkaç şeyden sonra han jisung ile seks yapmayı merak ediyordu. şimdiye kadar hiç konuşmamışlardı ve aslında mevzuyu nasıl açacağını bilmiyordu.

onun aksine minho ellerini cebine sokmuş etrafa bakınıyordu. heejin'de bir haller olduğunu anlamıştı zaten. şimdi çıkıp bir anda üçlü istemesi düşüncelerini haklı bulduruyordu.

birçok kez ayrılığın kıyısından dönmüş ilişkilerinin neredeyse altıncı senesindeydiler.

ikisi de birbirimizinden başkasıyla olamayız mantığıyla liseden beri sevgililerdi.

uzun süren ilişkilerinden dolayı minho'nun da kafası rahattı. gereksiz şeylerle uğraşmıyordu zira ilişkilerinde birçok özel günü ya da gereksiz görünen ayrıntıları atlıyorlardı son birkaç senedir.

fazlasıyla tekrarladıkları için ya da her ne kadar kendilerine itiraf edemeseler de sanırım bin kez aynı şeyleri beraber yapıyor olmak sıkmıştı. zaten neredeyse hergün birbirlerini görüyorlardı.

çok da size anlatılacak heyecanlı süren bir ilişkileri de yoktu. aslında öyle çok denecek bir cinsel hayatları da yoktu zaten. ve şimdi bir de üçlü mevzusu çıkmıştı. sanırım ikisi de düşünmeyi salmıştı ve önlerine ne geliyorsa yaşıyorlardı.

minho bir şeyleri sorgulamayı dördüncü seneden sonra bırakmıştı. ilişkinin içinde olmaktan yüzde otuz memnunsa gel gelelim ki yüzde yetmiş memnun değildi. heejin bir şeydi... fazla umursamaz. aslında kendisi de öyleydi ama heejin biraz daha ağır basıyordu bu özellikte ve minho bugün heejin gelip de ben başka biriyle de sikişmek istiyorum deseydi sanırım çok takılmadan buyur sikiş ben bakmıyorum falan derdi herhalde. sağolsun heejin minho'yu da eklemek istemişti.

farkında olmadan, birbirlerine kendilerini ne kadar yakın görseler de özellikle son bir buçuk senedir baya uzaklardı.

ilişkilerini zorla ilerlettikleri, aslında evrenin en toxic ilişkilerinden birinde oldukları bile söylenebilirdi.

heejin giden barmenlerden birini durdumasıyla minho çocuğa bir göz attı. "bu mu istediği?" dedi. fakat yüksek sesli müzikten duyulmamıştı bile dediği aptal cümlesi.

"sen han jisung'u tanıyor musun?" diye bağırdı çocuğun kulağına yaklaşıp kız.

minho aslında biraz dumura uğramıştı. han jisung'u o sanmıştı ve son iki saattir bu piçin kim olduğunu kendine kabul ettiremese de merak ediyordu.

kimdi ve neden heejin kendini bu çocuğa siktirmek için bu kadar heyecanlanıyordu?

heejin pek de seks insanı değildi sanırım. yani ara sıra minho'nun kucağına falan çıkıyordu ama genelde heejin yatağa yatar ve her şeyi minho'dan beklerdi.

çocuk sadece tanıyorum anlamında kafa salladı kızın sorusuna "nerde peki?"

"az önce mutfak kısmına gitti."

"iyi onu çağırır mısın? konuşmamız gereken bir şey var. locaların oraya gelsin. "

çocuk yine kafa sallayıp yanlarından uzaklaşmasıyla localara doğru gittiler.

la petite mort | minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin