- iki -
Boyanın saçlarımda yeterince durduğunu düşünüyordum ve artık banyo yapmam gerekiyordu. Telefonu elimden masanın üzerine bıraktım ve banyoya doğru ilerledim.
Şu an aşırı derecede komik gözüküyordum.
Koşarak salona geri geldim ve telefonumun kamerasını açtım. Aynada komik bir poz verdim ve telefona kaydettim. Akşam çocuklara gösterecektim. Şimdi gösterirsem bu işin eğlencesi kalmazdı. Beni hala sarı saçlı biliyorlardı çünkü.
Daha fazla oyalanmak istemediğimden suyu ayarladım ve ilk saçlarımı yıkamaya başladım.
Birini öldürmüşüm gibi gözüyordu. Hızlıca birkaç kez aynı şekilde yıkadım. Ardından vücudumu yıkadım ve banyodan çıktım.
Geceye daha vardı bu yüzden günlük tshirt ve eşofmanlarımdan giyip saçlarımı kuruttum. Aynadan yansımama baktığımda cidden sarıdan oldukça daha iyi görünüyordu. Bu açıkcası hoşuma gitmişti. Sevinçle gülüp ellerimi saçlarıma atmıştım. Biraz uzamışlardı aslında ama kötü değildi.
Şekil vermek amacıyla bir şeyler yapmış ve beğeniyle tekrar gülümsemiştim.
Bir haftanın acısını bu gece çıkaracaktım.
Saçlarım bittiğinde biraz makyaj yapmam gerektiğini düşünmüştüm. Biraz far ve onun gibi şeylerle yüzümü süslediğimde gerçekten iyi görünüyordum.
Beğeniyle içeri geçmiş ve saate bakmıştım.
Bir saatten az bir süre kaldığını görmemle kıyafetlerimi giyme kararı aldım.
Zincirimi taktığımda siyah gömleği elime almış ve giymiştim. Birkaç küpe taktığımda ise bütün kombinim tamam gibiydi. Sadece ayakkabılarım eksikti. Onları tam çıkacağım zaman giyecektim zaten.
Bizim gruba girdim ve hazır olduğumu söyleyen bir mesaj attım.
red light green light swaag 😋
hyunjin:
ben hazırım!!
sarılı bey:
tamamdiirr 15 dakika sonra oradayiz
jeong:
aynen
hyunjin:
tamam bekliyorum
* iki kişi tarafından görüldü. *
22.16
sarılı bey:
HYUNJIN
jeong:
geldik biz
hyunjin:
tamam iniyorum
Mesajı attığım zaman zaten merdivenlerden iniyordum. Apartmanın ikinci katında oturduğum için hemen yanlarına gelmiştim.
Arka koltuğa geçtim ve ikiliye baktım.
Onlarda bana bakıyordu fakat ağızları açıktı.
İlk ne olduğunu anlayamasam bile sonradan saçlarım aklıma gelmişti.
Gülümseyip ikisine baktım.
"Nasıl olmuş, beğendiniz mi?"
İkili hala olayın etkisini atlatamamıştı ya da kötü olduğunu düşünmüşlerdi.
"Beğenmediniz mi yoksa?"
En sonunda Jeongin ağzını kapatmış bir şey diyecek gibi yapmıştı ama sonra tekrar açıp bakakalmıştı.
Felix zaten gözünü bile kırpmadan bana bakıyordu.
"Oğlum iyi misiniz lan? Korkmaya başladım."
"Pardon ama siz kimsiniz?"
Felix en sonunda konuştu diye sevinirken saçma sapan bir şey söylemişti işte.
"Seni böyle sikerler ben şimdiden söyleyeyim."
Jeongin'de konuştuğunda gözlerimi devirmiştim.
"Olmuş yani?"
"Oğlum şaka mısın sen! Çok fena olmuşsun. Arkadaşım olmasan şurada bir yerde yapalım diyeceğim."
Felix'in sözü beni güldürmüştü.
Böyle söylediyse cidden güzel olmuştur yani..
"Sıranı bekle sarışın."
Jeongin, Felix'i göğsünden hafifçe ittirince gülüşüm artmıştı.
"Sakin olun, ikinize de yeterim."
Saçlarımı düzeltip göz kırptığımda Felix bayılmış taklidi yapmış, Jeong ise yakama yapışmıştı.
"Emerim ha."
Bunun üzerine üçümüzde güldüğümüzde Jeongin'i ittirip arabayı artık sürmesi gerektiğini söylemiştim.
"Kemerleri sıkı takın çünkü şimdi sizi uçuracağım!"
Sessizce kıkırdayıp camdan dışarıyı izlemeye başlamıştım. Her zaman gittiğimiz bir yer olduğu için yolu ezberimdeydi ama arabada başka yapacak işim olmadığından en iyi seçim yolu izlemekti.
Yol boyunca hepimiz sessizdik.
Enerjimizi geceye saklıyorduk resmen.
En sonunda barın önünde geldiğimizde derin bir nefes almıştım. Jeongin buranın üyesi olduğu için ilk o geçmiş ardından bizi yanında göstermişti.
Kısa ve kolay bir şekilde barın iç kısmına geçmiştik. Genelde ilk dakikaları burada geçiriyor sonradan barın dışarısındaki bahçeye geçiyorduk. Aslında asıl eğlence orada oluyordu.
Bir tane bar masasına geçip beklemeye başlamıştık. Bu sırada yakın arkadaşlarımın ne giydiğine bakmaya fırsatım olmuştu.
Jeong deri dar bir pantolon ve arkası açık bir gömlek giymişti. Şık duran zincir kolyeler ve piercing ile kulaklarını süslemişti.
Felix ise bacağının uyluk kısmı görünen siyah bir pantolon ve boyun bölgesi fileli olan bir boyunlu giymişti. Beline hoş bir korse, ellerine çeşitli yüzükler takmıştı.
Cidden ikisi oldukça iyi görünüyordu.
Felix bir tane barmen bulmuş ve hepimize içecek bir şeyler söylemişti.
Zaten ne içeceğimizi iyi biliyordu.
"Ee anlat bakalım nereden çıktı bu kızıl saç işi?"
Jeongin'in sorduğu soruyla dikkatimi ona vermiştim.
"Canım değişiklik istedi dolabı karıştırırken bu rengi buldum ve hiç düşünmeden sürdüm."
Cidden beğenmişlerdi.
"Gördüğüm en iyi ve ateşli kızılsın."
Felix'in cümlesiyle gülmüştüm.
"Teşekkür ederim ama artık cidden beni yatağa atmanızdan korkuyorum!"
Ses tonumu endişeli yaparak konuşmuştum ve onları eğlendirmiştim.
"Felix sen planımızı ona mı anlattın?"
Jeongin şaşırmış bir şekilde Felix'e bakınca, Felix role devam etmişti.
"Hayır, onu sarhoş edip ardından grup yapacağımı elbette söylemedim."
Gülüşümü tutamayarak kahkaha attığımda diğerleri de benimle birlikte gülmüştü.
Biz gülüşürken içkilerimiz gelmişti bile.
Birinci bardaklarımızı burada içip ardından bahçeye geçmeye karar vermiştik.
Gece şimdiden eğlenceli geçeceğe benziyordu...
darararariii
merhaba!
off minho ne zaman gelecek kardşm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deep red, hyunho.
Fanfiction"Şuradaki kızıl fena değil sanki, ha?" Chris'in gözleriyle işaret ettiği tarafa baktım ve bahsettiği kişinin geçenlerde barda karşılaştığım çocuk olduğunu fark ettim. Tanrı şahidim olsun ki, kızıl uzun saçları ile resmen bana cenneti bahşediyordu...
