48

55.6K 3.1K 1K
                                    

(Tolgahan Tarıoğlu/ bu kalp )

Ağağağa yazamıyorum, psikolojik bir çöküşteyim resmen hiç bir şey yapasım gelmiyor şaka gibi .

《48》

Gözlerim yavaş yavaş açılırken zaman, mekan ,saat kavramı bende yitip gitmişti .Gözlerime vuran ışıklar gözümü alırken zorlukla açtım tekrar gözlerimi .

" Alisa?" Telaşlı ses ona dönememi sağladı ,yüzündeki taşıdığı endişe ile bana bakan Berkay bir şeyler daha söylüyordu ancak anlamıyordum.

En son otoparktaydım ben ?

" Alisa cevap versene bir sorun mu var ,konuşamıyor musun ?doktoru çağırıcam bekle! "

Konuşmama izin vermeden ardı ardına sıraladığı kelimelerin ardından koşarak kapıdan çıkacaktı ki aklına bir şey gelmiş gibi yatağımın başında duran düğmeye bastı.

" benim burada ne işim var ?"  Önüme düşen saçlarımı geriye atacaktım ki elime değen şeyle Berkay hızla elimi tutup çekti başımdan .

"  bütün gün bir şey yemediğin için bayıldın otoparkta , düşerken başın demirlere çarptı hastahanedeyiz ."

Berkay'ı bölen şey içeri giren hemşire oldu , avuç içime öpücük bırakıp hafif kenara çekildi Berkay yer açarak hemşireye . Kısa bir kontrol yaparken ben kesinlikle aptala dönmüştüm .

" geçmiş olsun Alisa hanım,  kafanıza aldığınız darbe çok derin almasa da tedbiri elden bırakmayalım  bu akşam sizi burada ağırlayacağız."

" kalmasam olmuyor mu kendimi iyi hissediyorum ."

Bok gibiyim .

" olmaz " Dedi Berkay hemşireden önce lafa atlayarak ,ona bakmaya bile tenezzül etmeyerek hemşireye bakmaya devam ettim .

" zorunlu değil ama kalmanız daha iyi olur ,illa kalmayacağım diyorsanız her duruma karşı 24 saat boyunca uyumamayı gerek .Göz kayması,  baş dönmesi gibi durumlar olursa hastaneye gelmelisiniz .ayrıca doktor cihan beyin yazdığı bit kaç vitamin var onu da düzenli bir şekilde kulanmalısınız"

What ? Uyumamak ? Ben ? Ben uyumamak?  Uyumamak da neyin nesi ?

Uyumak kısmından emin olmasam da  hastaneden çıkışını yapmıştım , hastahane kokusu çekecek midem yok şu an . Yediğim serumla sonra daha direncim eskiye nazaran yüksek olduğu için rahat bir şekilde yürümek istesem bile Berkay zorla tekerlekli sandalyeye oturtup otoparka indirmişti. İkimizin üzerindeki sesizlik sadece Berkay'ın dakika da bir sorduğu iyi misin lafıyla bölüyordu.

Benimse sessizliğimi sebebi yorgunluktan çok kafamdaki sözlerdi.

" gel bakalım "

" yürüyebilirim ,kafamı vurdum ayaklarımı değil ?!"

Soğuk sesim benim bile üşümeyi sağlarken ön koltuğa oturdum , Berkay da bir kaç saniye sonra şoför koltuğuna otururken park alanından çıkmıştık ,bir elim serumun girdiği yerdeki pamuktaydı .

" başın ağrıyor mu ?"

"Sana ne ?" Her bir kelimesi içime oturuyordu sanki ,ilk kavgada herşey belki mesaj üzerine olduğu için farklıydı ama onun sesinden duymak tuhaftı.

Daha fazla konuşmadı belkide konuşacak cesareti bulamadı , nefes alıp verdiği sesini işitim sadece . Araba durduğunda kafamı yasladığım koltuktan çekip etrafa baktığımda yanımızdaki nöbetçi eczaneyi gördüm .

" doktorun verdiği şeyleri alıp geliyorum ,tek başına bekleyebilir misin ? Sende mi gelsen ?"

Elindeki reçeteleri bir çok vitamin bende vardı , kulanmıyordum ,aslında sadece unutuyordum .

Telefonun Bende =texting=Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin