"Seni çok seviyorum. Üzülmeni görmek te benim için cehennem gibi."
*☆*☆*☆*☆*☆
Hermione derin bir nefes aldı. Ayağa kalkmış Draco'nun kolundan tuttu.
"Draco, lütfen. Sakinleş. Bunu senin sinirlenmen için söylemedim."
Draco kibarca elini Hermione'nin elinden kurtardı. "Ama sinirliyim! Nasıl bu kadar karaktersiz olabiliyor! İnanamıyorum. Ettiği teklifin olur bir yanı yok!"
"Draco-"
"Ve sende kabul ettin öyle mi!"
Hermione bir şey diyemedi. Gözlerine bir damla daha eşlik etti sadece. Hıçkırdı. "Beni en çok senin anlayacağını düşünmüştüm. Sen benim yerimde olsan yapmaz mıydın?"
Draco gözlerini kapatıp sakinleşir gibi burnundan bir nefes verdi. Ardından Hermione'nin yanına oturup ellerini tuttu.
"Tabiki yapardım ama senin mesleğin söz konusuyken sırf benim için bunu bir kenara atman... Hala inanamıyorum."
Yutkundu. "Başka türlü peşimizi bırakacak mıydı? Hayır. Asla seni özgür bırakmayacaktı. Sen özgür olmayınca ve ben mesleğimi her icra edişimde boğuluyormuşum gibi hissederken bunun bana ne faydası oldu sence? Şifacı olduğuma sürekli lanet ettim. Adeta kafeste tutulmana müsade ediyormuşum gibi hissetmek cehennemden beter gibi. Lütfen anla beni."
Draco, Hermione'yi kendine çekip sıkı sıkı sarıldı. "Seni çok seviyorum. Üzülmeni görmek te benim için cehennem gibi."
Birkaç saniye Draco kollarını Hermione'den çekmedi. Hermione'nin ağlaması dinene kadar sırtını sıvazladı. Ardından yavaşça geri çekildi.
"Şimdi ne yapacağız peki?"
Hermione omuz silkti. "Hiçbir fikrim yok."
Draco bir süre düşündü. Hermione'ye dönüp gülümsedi.
"Hastaneden ne zaman istersek çıkabiliriz değil mi?"
"Kabul ettiğime göre, evet."
Mavi gözlü başını salladı. "Harika. Ayrıca senin de sadece hastanelerde çalışamayacağını söyledi değil mi?"
Kaşlarını çatan Hermione Draco'ya şüpheyle "Evet." dedi.
"Benim bir planım var. Ama öncesinde pembe iguananın odasını basmamız gerekiyor."
☆*☆*☆*☆*☆*☆*☆*☆*☆
Umbridge odasında oturmuş hastaların raporlarını yazıyordu. Kafasına göre mi yazıyordu belli değildi ama hastanedekilerin hepsi yetenekli ve iyi büyücülerdi. Bunu kapatmaya çalışıyor ihtimali her zaman vardı. Bu sırada kapı gürültülü bir şekilde açıldı. Umbridge olduğu yerde sıçradı.
"Bay Malfoy! Bu yaptığınız terbiyesizliktir!"
Düşünür gibi yaptı Draco. "Hımm bir bakalım... Hiç umrumda değil. Keşke kapıyı kırsaymışım."
Umbridge sinirden adeta patlıcan rengine dönmüştü. Draco konuşmasına devam etti.
"Bir, hayatımda senin kadar sorunlu birini gördüğümü hatırlamıyorum. İkincisi, çok uyuzsun ve bence buradaki insaları hasta yapan asıl kişi sensin. Üçüncüsü, saçların süpürge gibi, uzaktan zehirli iksir şişesi gibi görünüyorsun. Dördüncüsü, defalarca seni kabus olarak gördüğüm için intihar etmek isteseydim kimse itiraz etmezdi."
Umbridge ayağa kalktı ve aniden cırladı. "Çık odamdan! Hemen!Şifacılar buraya gelin!"
"Odan şeker paketi gibi, insanın midesini bulandırıyor. Çin işkencesi daha acısızdır. Ve son madde; pembeden nefret ederim."
Umbridge öylece sinirle yumruklarını sıkmıştı. Asasını aldığında Draco'ya atacağı büyüyü Hermione anında engelledi.
"Sakın aklından geçirme."
Draco ekledi. "Yani nefret ederim ama Hermione'nin utanınca kızaran pembe yanakları dışında-"
Hermione arka çaprazında durduğu Draco'nun sırtına vurdu. Draco biraz tökezledi, arkasını döndü. "Ne yani? Yalan mı şimdi?"
Draco tekrar önüne dönüp yapmacık bir şekilde sırıttı. Elini havaya kaldırıp bir iki kere parmaklarını avuç içine katlayıp açtı. "Görüşürüz, pembe cadı. Hayatında bol bol başarısızlıklar diliyorum."
Hermione Draco'nun elinden çeke çeke götürürken Draco arkasını döndü. "Ha bu arada unutmadan. İğrenç bir insansın."
☆2 YIL SONRA☆
"Şimdi kolunuz daha iyi değil mi?"
"Evet." dedi kadın tebessümle. "İyi ki geldiniz sahil kasabamıza. Siz olmasaydınız kısıtlı şeylerle tedavilerimizi asla yapamazdık. Merlin! O kadar şanslıyız ki! Deniz Kabuğu Evi bizim için umut oldu."
Hermione mutlulukla gülümsedi. Kadının omzunu sıvazladı. "Nasıl mutlu olduğumu siz bir de bana sorun. Tekrar geçmiş olsun."
Hermione sargıları koymak için ayağa kalktığında kadın sağlam olan sol koluyla Hermione'nin koluna girdi.
"Hamile halinizle bu kadar işe nasıl koşturuyorsunuz aklım almıyor."
Hermione gülerken açık kapıdan dışarı baktı. Koşturarak gelen Draco'ya denk geldi. "Sadece eş seçimi konusunda çok şanslıyım."
Kadın Hermione ile birlikte kapıdan çıktı. Draco hemen Hermione'nin yanında büyük bir tebessümle bittiğinde Hermione kaşlarını çattı. "Ne oluyor böyle?"
"Müjde sevgilim! Umbridge açığa alınmış. Hasta olanlar için kurul toplanmış ve çoğu hasta taburcu edilmiş! Ginny, Harry ve Astoria mektup gönderdiler."
Hermione'nin gözleri sevinçten fal taşına dönmüştü. Draco'ya dokuz aylık karnı ile ne kadar sıkı sarılabiliyorsa o kadar sıkı sarıldı, öptü. "İnanamıyorum! Harika bir haber bu!"
Draco karşısında sevinçten hafif hafif zıplayan eşini endişeyle durdurdu. "Zıplamasan olmaz mı? Bir şey olacak diye ödüm kopuyor."
Hermione güldü. Bir süre el ele sahil tarafında gezdiler. Ayakları suya kavuşurken bir yandan geçmişten konuşuyorlardı. Draco durdu. "Şimdi izninle biraz deniz kabuğu toplamam lazım."
"Draco, zaten bir torba topladın. Ne yapacaksın o kadar deniz kabuğunu?"
"Kızımız Fiona'ya büyüdüğünde hediye edeceğim. Denizi anlasın diye. Hem biliyorsun. Benim sırdaşım olan deniz kabuğumu annem bu sahilden almış. Bu benim için çok anlamlı olur."
Hermione gülümsedi. Draco'nun gülümsemesine bir öpücük bıraktı. "Sen nasıl istersen."
Draco Hermione'ye göz kırpıp. Önden önden koşmaya başladı. Cebinden yeni bir torba çıkardığında Hermione gülmesine engel olamadı. Çocuk gibi koşturan eşini gülümsemeyle izlerken karnını sıvazladı. Bu sırada Draco heyecanla seslendi.
"Koruyucu Melek! Çok güzel bir deniz kabuğu buldum! Senin gözlerine çok benziyor!"
☆SON☆
☆☆☆
Eveett! Bir sonraki bölüme geçin anlatacaklarım var.🤍🦋💚

ŞİMDİ OKUDUĞUN
•✧•UNDERSTANDİNG THE SEA•✧• Dramione [TAMAMLANDI]
FanfictionMesleği ve kalbi arasında sıkışıp kalmış bir şifacı... "Dinlemek ve duymak her zaman anlamak değildir." ★゜・。。・゜゜・。。 Hermione acemi ama bilgeli bir şifacı olarak tamamen tek alan için açılan bir akıl hastanesinde işe başlar. Ona verilen hastanın hast...