Özel Bölüm - Düğün

35.9K 2.6K 1.9K
                                    

Medya: Betül ve Sude

Ulan... çok özledim...

- Ekin -

Üzerimdeki beyaz, salaş gömleğin yakalarını biraz daha açarken özenle topladığım, uzun kumral saçlarıma bakıp kulağıma gümüş renk küpemi taktım.

Sude'nin düğünü için Eskişehire gelmiştik. Hepimiz bir otelde kalıyorduk, hazırlanıp oradan düğüne geçecektik. Bir gece burada kalırdık muhtemelen.

"Fıstığım!" Erez'in sesini duyduğumda gözlerimi banyonun kapısına çevirdim. "Siyah gömleğimi uzatır mısın?" dediğinde gözlerim yatağımızın üzerine serdiği siyah gömleğe kaydı.

Siyah mı giyecekti?

"Başka gömlek getirmedin mi?" diye sorarken siyah gömleği elime aldım. "Yok bebeğim, getirmedim"

"İyi bok yemişsin" dediğimde içeriden sabır çektiğini duydum. Lavabonun kapısı açıldı ve dışarı sadece baksırı ile Erez çıktığında tüm sinirim uçup gitti.

"Senin anan terörist mi?" dediğimde dudakları kıvrıldı. "Bomba gibisin de..."

Ellerini belime yerleştirip beni kendine çektiğinde elimdeki gömleği yatağa doğru geri attım. "Sen ne güzel olmuşsun böyle?" dedi, gergin çenesiyle yüzümü süzüyordu. Yaklaşıp sertçe dudaklarımı öptüğünde alt dudağını dişlerimin arasında çekiştirip yavaşça geri çekildim.

"Düğüne gitmesek mi?" diye sordu. "Ama nikah şahidiyim" dediğimde gözleri kısıldı. "Bu önemli bir detay mı?"

"Yani" dedim dudaklarını tekrar uzun uzun öperken. "Geceler bizim" dediğim sırada kapıda birden kart okunma sesi geldiğinde hızla Erez'den ayrıldım.

"Gelmeyin!" diye bağırdım eşyalarını Erez'in göğsüne bastırıp banyoya doğru ittirirken "Beyim çıplak, gelmeyin!"

Devran beni umursamadan içeri girdi. Diğerleri de arkasından.

Erez sadece kafasının gözüktüğü aralık kapıdan kolunu uzatıp yakamı tuttu ve beni kendine çekti. "Neyim dedin?" dediğinde gözlerimi devirdim, sıkılı dişlerini gevşetmeden sertçe çenemi ısırdı.

"Ay yine başladılar" dedi Devran bıkkınca. "Yalama oldu bebeğimin çenesi"

Erez ıslak dudaklarını çenemden ayırırken ters ters Devrana baktı. Isırdığı yeri öpüp lavaboya geri girdiğinde benimkilere döndüm.

Devran'ı gördüm ilk önce. Benim gibi beyaz, şık bir gömlek ve bacaklarını saran siyah bir pantolon giymişti. Diğerleri de ona benzerdi, Uygar'ın gömleği de siyahtı Erez gibi.

"Salih nerede?" diye sordum. Hasan "Bir tane küçük çocuk gördü içki içen, yıllık vaazını veriyor"

Güldüm. O sırada Devran'ın kafasında gördüğüm parıltılarla kaşlarım çatıldı.

"Devran" dedim şokla, bakışları direkt bana döndü. "Efendim aşkım?" dedi Erez'i deli etmek için.

"Sen kafana sim mi döktün?" dediğimde elini saçına attı. "Evet" dedi pişkin pişkin.

"Ben de istiyorum" dediğimde Bera ve Uygar homurdanmaya başladı, Devran sırıtarak cebinden sim kutusunu çıkarttı.

"Gel bakayım" dediğinde yanına yaklaştım, Devran birazcık kafama sim döktüğünde gülerek geri çekildim.

Uygar söylene söylene kafamdaki simleri dağıttığında "Ya!" diye bağırıp geri çekildim. "Dokunma lan!"

Gülerek saçlarımı bıraktığı sırada Doğu ve Salih konuşarak içeri girdi. Salih biraz sinirli gibiydi ve Doğu onu sakinleştirmeye çalışıyordu ama Uygarı görünce büyükçe gülümseyip Salihi siktir etti.

disiplinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin