3. ZAMANSIZ VEDALARA HAZIR OL!

En başından başla
                                    

"t-tamam, hiç merak etmeyin siz."

"güzel, şimdi bir kahve iç semih gelene kadar, sonra çıkarsınız."

Başkomiser kahveleri söyledikten kısa bir süre sonra istediklerimiz geldi. "Miray, dikkatli ol." Başkomiserin bu cümlesine hazırlıksız yakalanmıştım ve ne demek istediğini kavrayamamıştım. O da bunu fark etmiş olacak ki ben bir şey demeden cümlesine devam etti. "çok dalgınsın. Sen tüm dosyalarda sakin, sabırlı ve temkinli ilerlerdin. senden bu dosyada da aynısını yapmanı bekliyorum. Sakin ve sabırlı ol". Anladığımı belli edercesine kafamı salladım.

"başarmak istiyorum başkomiserim. Ne olursa olsun elim boş dönmemeliyim bu yoldan."

"başaracağından şüphem yok kızım ama tabii diğer dosyalarında ki Miray komiser olarak dosyanı işlersen başarırsın."

Kararlılıkla gözlerine baktım. "duygularımı işime karıştırmayacağım." umarım

"Zorlanabilirsin. bu senin için hiç kolay olmayacak. Zorlandığın yerlerde bizler buradayız. Hırslı ve azimli ol ama hırsız ve azmine kırgın kalbin karışırsa yanlışa düşersin Miray. Hırs yapıp yolundan sapma."

Kapıyı tıklatıp içeri giren Olcay vereceğim cevabın önünü kesmişti. "Günaydın başkomiserim." derken karşımdaki koltuğa kuruldu. Bana baktı. "Nasılsın?"

Boğazımı temizledim "iyiyim. Daha da iyi olacağım." 

"Ona hiç şüphem yok. Sen iste dağları denizlere indirirsin." dedi şakacı bir tavırla peşi sıra da merhametle gülümsedi.

Bu sefer ben o kadar emin değilim ama kendim iyi olamasam bile işimi en iyi şekilde yapacaktım.

"Sen neden geldin Olcay?" diye soran başkomisere çevirdik bakışlarımızı. 

"Savcılıktan tutuklama emri çıkartmak istiyorum. şu son vaka için."

"Tamam oğlum hallet sen, şüpheli herhangi başka bir durum var mı?"

"Yok başkomiserim. Şu tutuklama emri bir gelsin sonrası çorap söküğü gibi gelecek bir şey kalmadı."

Olcay'ın bu sözleri üzerine başkomiser tereddütle bana baktı tekrar Olcay'a döndü. "dosyayı çözdükten sonra bir süre Miray'a yardım et istersen, ortak bakın dosyaya."

"Danaya mı giriyoruz başkomiserim." dedi Olcay şaşkınca. "istediği her an bana devredebilir tabii ama ortak nasıl işleyeceğiz dosyayı, hem işler yavaşlar."

Haklıydı. Başkomiserin niyetinin de farkındayım. "Kimseye ihtiyaç yok başkomiserim, güvensizliğinizin temelinde yatan haklı olduğununuz belirterek anlıyorum ama göreceksiniz, tek başıma başaracağım." Başkomiser daha fazla bir şey söylemedi. 

Olcay ayağa kalktı. "gideyim ben, size kolay gelsin." bakışlarını bana çevirdi. "her zaman buradayım." dedi ve odadan  çıktı.

Çok geçmeden odanın kapısı bir kez daha tıklatıldı. Gelen Semihti. İkimize de selam verdikten sonra az önce Olcay'ın kalktığı yere, karşıma oturdu.

Direkt konuya giren başkomiser  "Miray komiserin de seninle geliyor. Sorguyu sen yapacaksın, o sadece yanında duracak." diyerek kısaca durumu açıkladı. Semih anladığını belli edercesine kafa salladı.

Başkomiser Semih'e dikkatle baktı. "Miray komiserin sen aileyi sorgularken neredeydi Semih?"

Semih teslim olur gibi ellerini havaya kaldırdı. "ben asla bilmiyorum." gözlerini kısarak önce bana sonra başkomisere baktı. "bir dakika Miray komiser kimdi?"

UÇURUM KATİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin