MerhabaaaBugün çok mutluydum o yüzden yb atayım dedim. Normalde üç gün arayla değil bir hafta gibi bir arayla yb atıyorum. O da zorunluymuş gibi hissettiğim için oluyor. Bu sefer cidden içimden geldiği için atıyorum.
Bu yüzden bence bu bölümü okurken daha mutlu hissedeceksiniz.
Evet, boş yapma işim bittiyse bölüme geçelim.
Kısa bir uyarı yapmak istiyorum.
Bölümde Taehyung'un düşüncelerini lütfen alaya almayın veya abartı görmeden önce biraz empati yapmaya çalışın. Taehyung'un düşüncelerini yazarken ciddi bir şekilde yazdım. Amacım her insanın boşluğa düştüğü zamanlarda duyduğu kaygılar ve bunaltıları fice yansıtmaktı fakat bakıyorum ki insanlar hiç böyle kaygılara sahip olmadan mükemmel düşünceleriyle yaşıyorlar herhalde?
Bu konu gerçekten beni hem üzdü hem de rahatsız etti. Gerçek hayatta karşımıza gelen, birçok kaygıya ve yanlış düşüncelere sahip insanlar var. Karşınıza bu insanlar geldiğinde cidden böyle alaya alıyorsanız diyecek hiçbir şeyim yok.
Bölümde cinsellik bulunur.
İyi okumalarr <3 (azıcık minnacık fazla yorum istesem nolur bilmiyorum ama hadi isteyeyim.)
•••
Aramızdaki, korkusunun getirdiği yakınlaşmaları biraz aştığımız gecenin ardından geçen dört gün sonrasında yine kendi evimde, onu düşünüyor bir haldeydim. Karşımda onun psikoloğu, benim çok yakın arkadaşım olan Seojoon vardı. Jeongguk'u seansının çıkışında almaya gitmiştim fakat o arkadaşlarıyla buluşmaya gideceğini, onu oraya bırakmamı istemişti. Seve seve kabul etmiştim ben de. Arkadaşlarıyla vakit geçirmesini seviyordum. Tabii, benimle vakit geçirmesini daha çok...
Ve tam onun arkadaşlarıyla buluşacağı kafenin önüne vardığımızda, dükkan tamamen camla kaplı olduğu için rahatlıkla içeriyi incelerken gördüğüm kişiyle oldukça gerilmiştim. Hatta biraz da sinirlenmiştim. O çocuk günlerdir Jeongguk ile yakınlaşmaya çalışıyordu ve bunu sadece arkadaş olmak için yapıyormuş gibi gösteriyordu. Benim de saf sevgilim buna inanıyor, belki de inanmak istiyor, onunla iletişim kurmaya devam ediyordu. Ve bu hiç hoşuma gitmiyordu. O çocuğun benim aşkıma zarar vermesinden korkuyordum. Asla iyi bir niyeti olduğunu düşünmüyordum.
Ve bunu arabada Jeongguk'a söylediğimde birkaç saniye sızlanıp bir sorun olmadığını, kötü bir niyetinin olmadığını, ve zaten onunla çok iletişim kurmadığını söyleyip arabadan inmiş, gözlerimin önünde kafeye girip aralarında o çocuğun da olduğu arkadaş grubunu selamlamıştı. Evet, beni öpmemişti bile. Bu yüzden eve çok fazla kırılmış bir şekilde dönmüştüm. Ve ben de arkadaşıma koşmuştum. Seojoon'u evime çağırmıştım biraz onunla dertleşme niyetiyle.
Derin bir nefes alıp bir buçuk saattir mesaj bildirimi gelmeyen telefonuma boş bakışlar atarken, "Şimdiye kadar hep sen benim derdimi dinledin. Bu sefer de ben senin derdini dinleyeyim." Dedi Seojoon. Onun bu dediğine karşı gülümsedim. Aramızdaki bağ diğer arkadaşlarımınkisinin aksine daha sıkı ve samimiydi. Bu yüzden birbirimizden çok çekinmez, dertlerimizi paylaşmakta da sıkıntı çekmezdik.
"Pek bir derdim yok açıkçası. Her şey iyi gidiyor." Dediğimde kaşlarını kaldırdı, "Hiç sanmıyorum. Kafanı meşgul eden bir şeyler var bence." Dediğinde omuz silktim. Dört gündür aklımı meşgul eden tek şey sevgilime zarar gelmesi ihtimaliydi. O çocuk kesinlikle tekin değildi. Ve Jeongguk bunu farkediyor muydu bilmiyordum ama onu uyarmama rağmen iletişim kurmaya devam etmesi hiç hoş değildi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RL | Taekook
Teen FictionPsikoloji alanı okuyan Jeon Jeongguk, proje ödevinde genç profesörüne psikolojik rahatsızlığını anlatmıştı. Bunun sonuçlarının onu hiç tahmin etmeyeceği kadar derin bir ilişkiye sürükleyeceğinden habersizdi. ••• Aşkımı hissettireceğim sana, Karanlığ...