|23| Şehvet Çığlıkları

19.1K 1.4K 756
                                        

Merhabaa

Aşık olduğum, okurken sizin de aşık olacağınıza emin olduğum bir bölümle geldim. Bu kurgudaki Taegguk'uma ölüp bitiyorum. İlişkileri her yönden deli ediyor beni. Umarım aynı şeyleri size de hissettirebiliyorumdur.

Son yedi bölüm. Tabii özel bölümü sayarsak, son sekiz. Şu an yirmi sekizinci bölümü yazıyorum. Finali yazar yazmaz hızlı bir şekilde bölümleri düzenlemeye başlayacağım. Ve kısa sürede final bölümünü atacağım.

Cevap gelir mi bilmiyorum ama, finalde ne olacağına dair fikirleriniz var mı? Finalde veya özel bölümde yaşanmasını beklediğiniz bir olay var mı?

Bunların cevabını çok merak ediyorum. Ona göre finale veya özel bölüme birkaç detay ekleyebilirim.

Şunu da söyleyeyim, bölümde cinsellik bulunur.

İyi okumalar, yorumlarınızı eksik etmeyin <3

•••

16 Şubat

Günler çabuk geçiyordu. Gerçekten nasıl geçtiğini, ne ara bahara dayandığımızı anlamamıştım. Günler öyle çabuk geçmişti ki, günler önce yaşadığım şeyi daha demin yaşamışım gibi net bir şekilde hatırlayabiliyordum.

Jeongguk yanımdayken zamanın yavaş geçmesi imkansızdı sanırım. Hayat biraz bizi sevmiyor olmalı ki zaman çok çabuk geçiyordu ve bu zaman bize yetmiyordu çoğunlukla. Ona sarılırken, onu öperken, onu izlerken... derslerimiz bile çabuk geçiyordu.

Doğrusu, derslerimiz çabuk ve verimsiz geçiyordu. Jeongguk benim dersimde sürekli beni izlemeyi tercih ediyordu. Yani benim dersimde epey geri kalmıştı ve bunu ona söylediğimde mızmızlanıp beni öpücükleriyle susturmaya çalışıyordu. Ben de onun öpücüklerine aşık sevgilisi olarak ona kanıp bu konuyu geçiştirmesine izin veriyordum.

Tabii bir yere kadar.

Bugün günlerden cumaydı ve benim dersim yoktu. Onun çıkış saatinde onu arayıp kontrol etmiştim çünkü hava çok karlıydı ve ulaşım yolunda sıkıntı yaşayacağını düşünüp onu almama gerek olup olmadığını sormuştum. Kütüphanede işi olduğunu söyleyip benim zahmet etmemem gerektiğini söylemişti. Ben ısrar etsemde beni reddetmişti. Ben de çok üstelememiştim.

Fakat yarım saat sonra beni aradığında bir şey oldu korkusuyla yanıtlamıştım aramayı. Tek sorun, kütüphanenin kapalı olmasıymış. Ve bana teklif ettiği şey kabul etmeme gibi bir olasılığımın olmadığı bir şeydi. Beni kapının önünde beklediğini, bir kitap alması gerektiğini ve beraber bildiğim bir kitapçı varsa gidip gidemeyeceğimizi sordu. Tabii bende sevinçle kabul edip hazırlanmaya başladım.

Sanırım alacağı kitap sınıfına önerdiğim kitaptı. Yani, umarım öyledir.

"Nasılsın güzelim?" Diye sordum aşağı iner inmez. Hava çoktan kararmıştı ve onun yüzüne sokak lambasının ışığı vuruyordu. Beyaz beresini kaşlarına kadar çekmiş, atkısını burnuna kadar kapatmış ve ellerini montunun cebine sokmuş bir şekilde o kadar tatlı görünüyordu ki...

"Şu an çok çok iyiyim hayatım." Dediğinde derin bir nefes alıp sol elimi montunun cebine sokup sağ elini kavradım. Güldüğünü kısılan gözlerinden anladığımda yaklaşıp burun direğine ufak bir öpücük bıraktım. Ve caddeye doğru yürümeye başladık.

Bana günlerdir hayatım diye sesleniyordu. Bu hitap şeklini çok sevdiğimi biliyordu ve bana bu şekilde seslenirken o da fazlasıyla mutlu görünüyordu. Son günlerde aştığımız şeylerin en güzellerinden biri bana bu şekilde hitap ederken hiç çekinmemesiydi.

RL | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin