"Kanser olduğunu öğrendim."
"Beni o gece aradın. Açmaya cesaretim yoktu. Evin önündeymişsin ama telefonu açmadığım için biraz bekleyip gitmişsin."
Jisung Haechan'ı onaylamak için kafasını salladı. "Seni orada bekletmek bende hüzünlü bir yara izi bıraktı." Haechan da dediği şeyle birlikte gülümseyip daha fazla uzatmadı.
★
"Hyuck!" Yangyang zıplaya zıplaya Haechan'ın yanına ilerlerken seslendi. Haechan yüzünü tişörtüne silip arkadaşına döndü.
Yangyang yanına ulaşıp yere oturduğunda "Hyuck?" dedi. "Ağladın mı?"
Haechan ellerini sallayıp "Ne alakası var? Sen ne getirdin?" diyerek Yangyang'ın elindeki kutuyu işaret etti. Yangyang kutuyu uzattı. "Küçük bir hediye, ortak aldık." dedi.
Haechan kutuyu açıp içindeki lisanslı ürünü incelerken Yangyang da etrafa göz gezdiriyordu. Morali düşmüştü.
"Seni bir köşede ağlarken görmek beni üzüyor."
★
"Jungwoo! Kaç kere diyeceğim ben hastanedeyken bana tatlı şeyler getir diye?"
Haechan kardeşine mızmızlanırken Jungwoo yan tarafındaki koltuğa oturdu. "İyi misin?"
"Çok iyiyim~" Haechan dudağını büzerek söylendikten sonra göz devirdi. Jungwoo da gülümsemeye çalıştı gözleri önünde eriyen bedene bakarak.
"Her ne olursa olsun burada olduğumu bilmeni istiyorum, Haechan. Tıpkı senin benim için olduğun gibi."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
he said i don't feel hopeful for tomorrow.﹕nct ✓
Fanfiction"Birçok gereksiz soruya artık katlanamayıp alacağı tüm tepkilere rağmen Renjun "Ben biliyordum." dedi. "Her zaman mutlu son olmaz, değil mi?" ▞▞▞▞▞▞▞▞▞▞▞▞ nct minific. angst.(?)