1. Orman

722 96 405
                                    

Şarkı: Pinhani - Beni Sen İnandır

Merhaba!

Öncelikle hepiniz hoş geldiniz. Burada bulunmanız benim için gerçekten çok anlam ifade ediyor.

Bu satıra başlama tarihlerinizi alabilir miyiz? Malum artık bir wattpad geleneği olmuş...

Bu kitabın önceden 15 bölümü ve word dosyası olarak 150 sayfası vardı bu platformda ancak yazış şeklimden memnun olmadığım için kitabı silmiştim.

Burada önceki halini okumuş olanlar varsa çok farklı bir şey okuyacaklarını bilsinler. Yine aynı yere bağlanıyor ve aynı kurgu ancak çok fazla ekleme çıkarma yaptım.

İlk bölümümüzü aşağıya bırakıyorum. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, olur mu? Yalnızca o esnada zihninizden geçenleri yazın satır aralarına.

Bu serüvende bana eşlik ettiğiniz için şimdiden teşekkür ederim, seviliyorsunuz...

...

ÖNEMLİ NOT: Kitabın seyri 11. Bölümde çok değişiyor ve ondan sonrası daha çok sarıyor, bilim isterim:) İlk 10 bölüm de oldukça aksiyonlu geçiyor ama orayı daha çok giriş gibi düşünebilirsiniz❤️

...

13 yıl önce...

"Anne, baba hayır!" diye bağırdı o incecik sesiyle. "Gitmek istemiyorum! Lütfen, tekrar götürmeyin beni o yere..." Babası iki kolunun altından tuttuğu gibi kucağına aldı, ancak debelenmeyi bırakmadı minik kız. Çok kararlıydı, bir kez daha girmeyecekti o küçük odaya.

"Bir tanem benim..." dedi annesi ufaklığın gözlerinin içine bakarak. "Daha iyi olacaksın, günden güne daha iyi oluyorsun, baksana."

"Hayır," dedi güçsüz çıkan sesiyle. Artık çırpınıp durmuyordu, ağlamaya başlamıştı. Daha iyi hissetmiyordu oraya gidince, o kadınla konuşunca. Kendisi olabilmek istiyordu, ailesinin ona inanmasının neden bu kadar zor olduğunu anlayamıyordu o küçük yaşıyla.

Yaşlı gözleriyle babasına baktı annesi. Ne yapacağını bilmiyordu, götürmedikleri pedagog kalmamıştı. Hala çözemiyorlardı işte.

Ne demişti son gittikleri kadın? Üzerine gitmeyeceklerdi. İşin sonunda küçük Ada kazandı ve odasında oyununu oynamaya devam etti ancak ailesinin içinde ne tür fırtınalar koptuğunu bilmiyordu.

"Onun gibiydi, Fırat," dedi annesi babasına. "Ablam da aynı onun gibiydi. Benzer şeylerden bahsederdi sürekli." Artık hıçkırıklarını tutamıyordu. Anne olduğu ilk günden beri kızı bir şeyler görüyor, bir şeylerle konuşuyordu. Artık kaldıracak gücü kalmamıştı.

"Canım, biliyorum, ama güçlü olmalıyız," diyen babası sıkıca sarıldı annesine. Onları kapının eşiğinden izleyen Ada ise anlam veremiyordu, teyzesi gibi olmanın neresi kötüydü? Ona hep çok iyi biri olduğunu anlatmışlardı.

"Neden görmüyorlar seni?" diye sordu yanındaki arkadaşına. Onun yaşlarındaydı küçük çocuk, yeşilimsi gözleri vardı. Ada'yla yeni tanışmışlardı. Fakat ailesi onu ne görebiliyor, ne duyabiliyordu. O, Ada'nın konuştuğu ilk kişiydi görünmez olanlar arasından.

AnyeltaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin