17'F

653 84 25
                                    

"Nasıl yani?" Changbin anlamsız bakışlarını mikrofonun uzun kablosunda dolandırdı.

"Üzerine basıyorsun.." Seungmin başını sağa sola sallayarak gitarını kılıfından çıkardı. Buraya gelmeden t-shirtünü ters giymesiyle kendini belli etmeye başlayan heyecanı metro koridoruna gelince iyice gün yüzüne çıkmıştı. Oysa uzun zamandır yaptıkları şeyden farklısını yapmayacaklardı. En azından Seungmin böyle düşünmek istiyordu.

"Heee.." Changbin uzun kabloyu kalın tabanlı botlarının gazabından kurtararak küçük mikrofon amfisine taktı. Birkaç kez üstüne vurarak ses gelip gelmediğini kontrol etti. Tok sesler koridorda geçenlerin dikkatini çektiğinde başarılı olduğunu anlaması uzun sürmemişti.

Büyük duvar saatinin hemen karşısına bu sefer biraz daha profesyonelce yerleşmişlerdi. Seungmin bir ayağını oturduğu sandalyenin demirine koyarak gitar için yükselti oluşturdu. Parmakları ses çıkarmamaya özen göstererek tellerin üzerinde kaydı birkaç kez. Bakışlarını hemen yanındaki sandalyeye oturan adama çevirdi.

"Başlayalım mı yakışıklı?"

"Başlayalım güzelim." Seungmin'in hemen önündeki mikrofon standına küçük bir ayar çekerek gülümsedi.

Seungmin bugün siyah perçemlerini geri yatırmayı tercih etmişti. Her zamankinden daha net seçilebilen kaç piercingi ve gözlerindeki buğulu far o kadar güzel durmuştu ki Changbin kafayı yiyebilirdi. 

Kendilerince oluşturdukları repertuardan ilk şarkısına telleri vurarak başladı Seungmin. Tüm notalar akıp giderken söylemeye başladıkları şarkı artık bir refleks olmuştu. Changbin'in ona verdiği penasına zarar gelmesin diye gitarın akordunun yapıldığı sapına sıkıştırmış, önceden kullandığı siyah penasıyla tellere istediği gibi vuruyordu.

'Cause I'm in a field of dandelions
Wishing on everyone that you would be mine, mine

Şarkı boyunca birkaç kez tellere dönmek dışında bakışlarını birbirlerinden çekmemişti Seungmin. Büyüğün elindeki zilli tef şarkılarına farklı bir derinlik katıyordu.

Bu sefer adımları yavaşlayan diğer insanlardı. Birkaç kişinin durup video çektiği bile olmuştu. Ancak Changbin ve Seungmin onlara dikkat kesilemeyecek kadar birbirleriyle meşguldü. 

İlk şarkı bittiğinde daldıkları andan çıkmalarını sağlayan birkaç alkış olmuştu. Genelde de alırlardı evet ama bu sefer farklı hissettirmişti. Her şeye bir açıklaması olan Seungmin bunun sebebini asla açıklayamazdı.

Overwhelming ecstasy
Our bodies move in harmony
Always waking breathlessly
From dreams that leave me wanting more of you

Seungmin'in nispeten daha ince sesi Changbin'e o kadar rahatlatıcı geliyordu ki utanmasa oraya kıvrılır ve uykuya dalardı. Bu sefer yalnızca nakaratına eşlik ettiği şarkıyı her gece kendisine söylemesine söz verdirteceğini aklının köşesine yazdı genç mimar.

Bir çift önlerinden geçerken durmuş ve el ele bir süre ikiliyi dinlemişti. Kız aklına gelen fikirle telefonunu metro duvarına yaslayıp kamerasını açtı. Açıya hem kendilerini hem de şarkı söyleyenleri alarak video çekme tuşuna bastı ve sevgilisinin elini kavrayarak dans etmeye başladılar.

Changbin bunu fark eder etmez küçük bir kıkırtı bıraktı. Gördüğü en tatlı ikinci şey olabilirdi bu görüntü. Birincisi ise Seungmin'in soğuktan kızarmış burnuyla taktığı pofuduk berenin oluşturduğu görüntüydü. Birlikte şarkıyı tebessümle söylemeye devam edip bitirdiler. Sakin danslarının sonuna gelen çifti ve söyleyenleri alkışlayan insanların da yüzünde bir gülümseme vardı.

21.45 | Seungbin✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin